Dört

16.2K 941 383
                                    

Selam! Nasılsınız?

Oy verin lan, smut yazmıyoruz burda fhmzgjmzgjm

🐦🍃
Asya

"Et seviyorsun değil mi? Al bakalım bunu."

Gökçen hanımın uzattığı et tabağını robotik hareketlerle alıp diğer tabakların yanına koydum. Kafamı kaldırıp kimseye bakamıyordum.

1 saat önce... Neredeyse ölecektim ve... Bu kadar sakin olmaları fazla korkunçtu.

Burada bulunmak bile istemiyordum ama dışarıdan daha güvenli olduğu kesindi. Gitmek istediğimi söylesem beni herhangi bir yere götürürler miydi? Mesela karakol falan?

Bu evde kalıp her dakika birinden korkmak istemiyorum!

"Bak bu da çok lezzetl-"

"Gökçen." Ya babasının yüzüne yüzüne çocuk yetiştirmemişsin dediğim, ima ettiğim, için bana çok daha kötü davranırlarsa?

"Yemek yemiyor. Zorlama. Alışık değildir." İrkildim. Arabada söylediklerim peki! Rezillik dışında sadece güzel olduğum için başka konulardaki beceriksizliğimi yüzüme vuracaktı kesin!

Ben bir hiçim demiştim! Bunu kendime nasıl söylerim ha?! Ne kadar beceriksiz olsam da derslerim kötü olsa da ben bir hiç değildim. Ben bir hiç değilim. Bunu bana karşı kullanmazdı değil mi?

Hayır bir de bunu yapmasa bile... Kafamı biraz daha eğip kucağımda duran kolumu açıp baktım. O kolumu morarttı.

Yutkundum. Silahları da var... Bana zarar verdiler. Benden hoşlanmadıkları hatta nefret ettikleri ortada zaten... Ve muhtemelen mafyalar. Beni öldürürler mi?

Ağzıma gelen metalik tatla kendime gelip hızlıca dişlerimi dudağımdan çektim. Kolumu kucağımdan çekerek parmağımın ucuyla dudağımın kenarına dokundum. Parmağımı geri çekip baktığımda küçük bir kan lekesi görmüştüm.

Kaşlarımı çattım. Harika! Artık kendime zarar da veriyorum.

Kaşlarım yumuşadı. 1 dakika... Tuhaf hissediyorum. Kafamı kaldırmaya cesaret edip baktığımda kimse yemek yemiyordu. Telaşlandım. Bana bakıyorlardı!

Mavi gözlerim, hepsinin üzerinde pinpon topu gibi gezinirken tam karşımda oturan iki abi gözlerime değil de koluma baktığını görmüştüm.

Duraksadım. Biri Çağın iken diğeri elinde silah tutan abiydi. Gözlerim kolumu bulurken daha çok telaşlanmıştım. Kolumu hızlıca tekrar kucağıma indirip kazağımla kapatırken bir daha kafamı kaldırıp kimseye bakmadım.

Fark etmeden yine dudağımı kemirmeye başlamışken az önce açtığım yarayı dişlemiştim. Yüzüm acıyla kasılırken ses çıkarmamaya çalıştım. Dişleme dudaklarını.

"Artık yemeğini yiyecek misin? Herkes seni bekliyor."

Kafamı kaldırıp sıkkın bir ifadeyle konuşan çocuğa baktım. Çatık kaşları ve baygın gözleriyle tam olarak bana bakıyordu. Bu nasıl benden küçük be?

Önümde dokunulmamış tabaklara baktım. Yemek yemek mi? Boğazımdaki ağırlık yerini belli edercesine çoğalırken yüzümü buruşturdum.

"Aç değilim."

Çok soğuk bir ses oldu bu! Hızlıca kafamı kaldırıp tekrar onlara baktım. "Önemli değil." dedi Gökçen hanım. Yüzü öncekine göre daha ciddiydi. "Daha sonra yersin."

KITASAL SORUNLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin