[27]*Eski sevgili*

Start from the beginning
                                    

"Çağan hadi sen kantine git ben Alisayla birşey konuşucamda" dediğinde gerilmiştim. Çağan ruhsuz bir ifadeyle kafasını sallayıp gitti.
Salak! İyice dikkati kendine çekiyordu.
Çağan gittiğinde Tuana bana döndü.

"Alisa birşey sorucam. Ama lütfen bana gerçekleri söyle" dediğinde kasılmıştım. Gergince kafamı salladım.

"Şu Melis kim? Daha önceden burda okuyormuş. Çağan ders boyunca o kıza bakıyordu. Aralarında birşey mi var yoksa?" Dediğinde asıl bomba patlamıştı.
Ne diyecektim ben şimdi? Ne söyleyecektim?
Nefesimi dışarı verdim.

"Melis.. Çağanın eski sevgilisi" dediğimde şaşırmış yüz ifadesiyle bana baktı. Ardından yüzü düştü.

"Çağan onu çok seviyordu galiba" dedi burukça.

"Yok yok ne alaka? Gelip geçici bir kızdı. Sadece biraz takıldılar sonra ayrıldılar. Hem Çağan zaten o kızı yeniden gördüğüne şaşırmıştır. O yüzden bakmıştır" dedim. Gülümsedi.

"İyiki varsın. Sen olmasan salak gibi oturup ağlardım. Bu okulda gözü kapalı güvene bileceğim birisi olması çok güzel!" dedi gülerek.
Ben.. ben ne yaptım?

"Hadi kantine geliyormusun?" Diye sorduğunda kafamı hayır anlamda salladım.

"Tamam o zaman sonra görüşürüz. Ben gidiyorum" dedi ve yanımdan ayrıldı.

Ne hakkım vardı? Birinin güvenini boşa çıkarmaya?

***
Tuananın anlatımıyla:
Kantinde masada Çağan ve ben oturmuştuk. Çağana birşeyler anlatıyordum. Çok açık ki beni dinlemiyordu. Boş gözlerle bakıyordu.
Kafasını eğdi ve fısıldadı.
"Melis.."

"Efendim?" Dedim.

"Hiç. Hiç birşey" dedi ve kafasını çevirdi. Oysaki ben ne dediğini duymuştum.
Kafamı geriye yasladım. Kim di bu Melis?. Çağan belkide onu çok sevmişti. Ama bunu herkesten gizlemişti. Olabilir miydi gerçekten?
Melis.. aslında bana benziyor. Annemin karnından çıksaydı muhtemelen ikizim olurdu. Sadece saçlarımız ve gözlerimizin aynı olmasına rağmen çok benziyorduk.
Neyse..
Bakışlarımı Çağana çevirdim hala dalgındı. Sinirlenmeye başlıyordum. Madem bu kadar seviyorsun? Niye ayrıldınız ve niye benimle şuan onu sevmene rağmen sevgilisiniz!?
Sertçe ayağa kalktım. Sandalye gürültü yapmıştı. Çağan o derin düşüncelerden çıkıp bakışlarını bana çevirdi. Birşey demeden yanından ayrıldım ve kantinden çıktım.
Hızlı adımlarla sınıfa doğru ilerliyordum. Ve şuan biraz asabiydim.
Sınıfın önüne gelmiştim. Tam girecekken duyduklarımla olduğum yerde kaldım.

"Ben Çağanı hala çok seviyorum Alisa!" Diye bir ses yükseldi içeriden. Bu Melis di. Çağanın eski sevgilisi ama bir türlü aklından çıkaramadığı Melis..

"Saçmalama Melis siz ayrıldınız ve ayrıca onun sevgilisi var!" Bu Alisaydı.

"Çağanın o kızı sevmediğine adım kadar eminim. Derste bana olan bakışlarını sende gördün" Melis dediğinde boğazımda bir yumru oluştu.

"Bak Alisa. Herşey için özür dilerim. Evet bir anda birşey demeden gittim evet. Öfkende çok haklısın. Ama inan bana sizi çok özledim. Çağanı çok özledim. Seni çok özledim.. kardeşim" kardeşim? Demek eskiden çok iyi arkadaşlarmış.

"O kız galiba adı Tuana. O sanki benim yerimi almış gibi. Evet bana benziyor. Ama biliyorum ki o benim yerimi asla dolduramaz ki Çağanın bugünkü bakışları herşeyi açıklıyordu. Çağan belkide onu bana benzettiği için onunla takılıyordur" takılıyordur? Ne..

"Sanmam Çağan Tuanaya deli gibi aşık. Onu herkesten kıskanıyor. Benden bile kıskanıyor. Gözü Tuanadan başkasını görmüyor. O yüzden Çağanın Tuanayı sevmediğini sanmıyorum" dedi Alisa.

"Yapma böyle Alisa! Sen bizim ilişkimizin şahidisin. Birbirimize ne kadar seviyorduk hatırlıyorumusun? Hatta Çağan seninle birlikte zaman geçirdiğime bile söylenirdi bazen" Alisa biliyordu. Alisa herşeyi biliyordu. Ama bana basit bir ilişki olduğunu söylemişti.. Neden?

"Biliyorum Alisa herşeyi biliyorum. Ben gittikten Çağanın çöktüğünü, hatta kendine zarar vermk istediğini de biliyorum. Çağanın kalbinde bir yerlerde bana karşı sevgi beslediğini biliyorum. Tuana.. o kız gelip geçici birşey" kalbim sıkıştı. Nefesimi tuttum.

"Hadi ama Alisa.. hem gerçekten ben seni çok özledim" gizlice içeriye baktığımda Melis denen kız kollarını sıkıca Alisaya sarmış sarılıyordu.

O an hiç düşünmeden koşmaya başladım..

Okulun arkasına geldiğimde duvara sindim. Şansımdan hiç kimse yoktu. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Ardından yere oturdum ve bacaklarımı kendime çektim.
Şu an herşeyi bir kenara bırakıp hıçkırarak ağlıyordum.

Melis.. Çağanın ben kullandığını ima ediyor ki buna ima denmez. Baya baya Çağan beni kullanıyor. Neden mi? Eski sevgilisine benzettiği için.
Şimdi geldi ya sevgilisi, anıları depreşti.

Yaşadıklarımı hazmedemiyordum. En iyi arkadaşım.. benim için arkadaştan öte olan kişi bana yalan söylemişti.
O anlamıştı. Çağanın bana olan takıntısını biliyordu. Ve buna rağmen sustu. Üzerine bide yalan söyledi.
Cidden soruyorum. Ben kime ne yaptım da cezasını çekiyorum? Ne yaptım da artık ölü gibi hissediyorum?
Kimi incittim? Kimin gazabına uğradım?

Kafamı geriye yasladım.
Çok isterdim normal bir hayat, sadık bir arkadaş, sağlam bir ilişki. Görünür o ki buda benim kaderim. Her gün bir kaos, üzüntü, gerçek.

Çağan..
Bana ne kadar zorbalık yapsada sevmiştim onu.. çok sevmiştim. Ver canını dese bile verirdim..

Zorla ayağa kalktım. Zil çalmıştı. Herkes derse girmişti.
Zorlada olsa lavoboya geldim ve soğuk suyu yüzüme çarptım. Göz yaşlarım durmuyordu.
Bu halde derse giremezdim. Kimsenin bu aciz halimi görsün istemem. Lanet olsun!

Lavobodan çıktım. Çok yorgun ve kırgın hissediyordum.
Nöbetçi hocaya gördüğümde boş, kullanılmayan sınıflardan birisine girdim.
Girmez olaydım. Keşkeler den hep nefret etmişimdir ama, keşke girmeseydim, keşke ölseydim de görmeseydim.

Çağan ve Melis şuan karşımda duruyordu. Çok yakındılar.

Hah yakın ne kelime, dip diplerdi.

Melis haklıydı.

Çağan beni kullanmıştı..

Yazım yanlışları için özür dilerim
Yeni bölüm 70 oyda. Kalın sağlıcakla.

Takıntılı ZorbamWhere stories live. Discover now