14.

1.1K 165 211
                                    


özen vererek yazdığım tek fic. çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki verdiğim değeri almıyor. neden sık sık yazmıyorsun sorusunun cevabı restimin yanında biraz bu. umarım anlatabilmişimdir🙂❤️

keyifli okumalar.


"İyi mi böyle?"

"İyiyim dedim ya Minho, üşümüyorum artık." Üstüme örttüğü battaniyeyi iyice bedenime sardı. Kucağımdaki sandviçi elime aldım. Bir ısırık alıp tadına baktım. Her zamanki gibi çok güzeldi. İçine bazen bana çaktırmadan sevmediğim şeyleri koyduğu sandviçleri vardı Minho'nun. Ne zaman istesem yaptığı, ben beğendiğimde mutlu olduğu sandviçleri.

Bugünkinin içinde sevmediğim hiçbir şey yoktu. Belki de bugün bunu yapmak istememişti bilmiyordum. Fakat sevmediğim bir şey yapsa da yerdim çünkü o yapmış olurdu.

Yanıma oturdu ve başını omzuma yasladı. Birlikte çiseleyen yağmurun sesini dinledik. Onun balkonunda, salıncağındaydık.

"Bu saate kadar yemek yemeyip sandviç yemen sağlıklı değil."

"Eğer sen sandviç yapmasaydın hiçbir şey yemezdim."

Bana döndü gözleri, ben zaten onu izliyordum. "Neden?"

"Çünkü canım istemiyordu hiçbir şey yemek, sen yaptın diye yiyordum."

Gülümsedi ve beni de gülümsetti. Bir süre sessizce durduk. Kendimi duygu patlamasından sonra boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. İçimde yaşadığım duygular gün yüzüne çıktığında dumura uğramıştım. Bunu kime anlatabilirdim bilmiyordum. Kimden akıl isteyebileceğimi bilmiyordum.

"Şu arabayı hatırlıyor musun?"

Dalgınlıkla gösterdiği yere döndüm. Bahçede duran tahta arabalardan birini gösteriyordu. Gülümsedim ve ona döndüm. "Nereden çıktı onlar, çoktan kırmışızdır diye düşünmüştüm."

"Kırmadık, zarar görmesine de izin vermem asla."

"Çünkü çok seviyordun."

O da bana döndü. Göz göze geldik. "Evet çünkü sen eğleniyordun."

Bir süre öylece bakıştığımızda korkuyla çektim bakışlarımı. Anlar diye çok korkuyordum. Telaşımdan bir şey anlasın da istemezdim. Omzumdaki kafası hareket ettiğinde bana daha çok yaklaştığını ve kollarını belime sardığını hissettim.

Ben de yarım kalmış sandviçimi küçük sehpaya bıraktım. Kafamı onun kafasının üstüne yasladım.

Ne olduğunu, ne hissettiğimi unutmak istedim. Onu kaybetmemek uğruna her şeyi silmek istedim.

*

"Sonra iyice çıkıştık birbirimize baya sinirliydi Changbin ama sonra hallettik."

"Siz de bir sakin bir gergin bir çiftsiniz anlamadım sizi." dedi Seungmin'i yanıtlayan Felix. Olay neydi, bilmiyordum kaçırmıştım başını ama yine de dinliyormuş gibi yapıyordum.

"İlişkisi tatlı giden var sanki de."

"Hyunjin ve Jinhyeong'ın ilişkisi oldukça tatlı, sadece bir kez kavga ettiler." dedi Felix gülerek. Konunun benim ilişkime gelmesi tekrar başımı eğmeme sebep oldu.

"Hyunjin, bugün durgun gibisin. Bir sorun mu var?"

Seungmin'e dönüp başımı iki yana salladım. "Dün gece eve geç döndüm, biraz uykum var."

15 dozen roses, hyunhoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن