2.

1.5K 178 125
                                    


keyifli okumalarr🤍


"Hyunjin, Kyo teyzene gidiyoruz. Kalk hadi."

Annemin sesini duymam ile "Gelemem ben." dedim telefondan başımı kaldırmadan.

"Ne demek gelemem?" Sesi daha yakından geliyordu. Cevap veresim hiç gelmediğinde sustum. "Kiminle konuşuyorsun sen yine?" Birden alnıma vurduğunda abartılı bir tepki verdim. "Anne!"

"Seninle konuşuyorum yüzüme bak."

Çatık kaşlarla ona döndüm. "Gelmiyorum demek gelmiyorum demektir anne."

"Yine mi kavga ettiniz?"

Kimden bahsettiğini biliyordum. Göz devirdim. "Hayır ama sanırım çıkışta onunla gelmedim diye bozuldu biraz. Grupta bana cevap vermiyor."

Ellerini beline yerleştirdi kısık gözlerle beni süzdü. "Kiminle geldin peki?"

"Jinhyeong." dedim.

"Çocuğun evi buraya ters değil mi?"

"Öyle," Güldüm şımarıkça. "Ama beni bırakmaktan keyif aldığını söyledi."

Yüzünü ekşitti annem. "Çok iğrenç bir çiftsiniz Hyunjin." Omuz silktim ve dil çıkardım anneme.

"Koparırım o dilini, ilgilendirmez beni aranızın bozuk olması. Geliyorsun hadi."

Oflayarak yan döndüm ve yüzümü yastığa gömdüm. Neden her gün Minhoların evine gidiyorduk anlamıyordum. Annem ile annesi neden bu kadar yakındı?

"Hadi çıkmıyor muyuz?"

Babamın sesini duymam ile küçük bir çığlık attım. Joonki amca ile babamın da aşırı yakın olması işin daha kötüsüydü.

Bence babam Joonki amcaya aşıktı. Annem de Kyo teyzeye.

"Oğlun gelmiyormuş.Yine kavga etmişler Minho ile."

"Bırak gelmesin." dedi babam.

"Tek başına kalmasın, güvenmiyorum ben buna." Anneme döndüm şokla. Bu kadının bana olam güvenine bazen aşırı şaşırıyordum. "Annen ısrarla gel diyorsa geliyorsundur Hyunjin, hadi kalk. Hem Minho evde değilmiş."

Çatık kaşlarla babama döndüm. "Ne demek değilmiş?"

"Ben işten dönerken karşılaştık, arkadaşlarıyla buluşacakmış."

Yattığım yerden doğruldum. "Bizimkilerin hepsi evde kimmiş bu arkadaşları?"

"Ben nereden bileyim?"

Ayağa kalktım ve yataktaki telefonumu aldım. Gidecektim evet. Geldiğinde evinde olayım ki ona hesap sorabileyim. "İyi gidelim hadi."

"Çok kıskançsın." dedi annem gülerek.

"Hwang Yeji." dedim ince beline kollarımı sararak. "Lütfen arkadaşım ve benim arama girmeyin teşekkürler."

Birlikte odadan çıktık ve babam önde biz de arkasında evden çıkmak için kapıya doğru yürüdük.

"Küçükken Minho başkaları ile konuşunca kafayı yerdin. Sadece seninle arkadaş olsun isterdin."

"Sonra saatlerce trip atardın Minho'ya." diye ekledi babam da gülerek.

Anlatılan şeyler tebessüm etmemi sağladı. Onunla böyle olmaya alışmıştım. Küçükken biraz psikopat olabilirdim ama böyleydim işte ben de. Değer verdiğim şeyler hep benim etrafımda dursun isterdim. Bu kötü bir huydu ama ne yapabilirdim ki?

15 dozen roses, hyunhoWo Geschichten leben. Entdecke jetzt