Bölüm 4: Yaralar

Start from the beginning
                                    

Ahhh annne ahhh baba ne çok acı biriktirdiniz içimde... Söylemeye gücümün yetmediği...

Boş konuşma; Neden ?

Hemharbihembarbi: Yedi yaşında bırakıp giden ve on yıl sonra dönen kimse aile değildir ondan .

Ve yazdığı şey... İçimde hala anlatamadığım bir burukluk oluşturdu.

Boş konuşma: Ben de dokuz yaşında sokağa atıldım.
Boş konuşma : Bu yüzden iyi bir baba olacağım.

Karşımda duran adam gerçekten iyi bir baba olacaktı ben buna emindim . Nasıl diye soracak olursanız Adem oğlu en çok yaralandığı yerden en iyi olurdu. Her yara bizi tam da yaralandığımız yerden iyi yapar ve güçlendirirdi . İçimden sen iyi bir baba olacaksın Boran Alaz diye geçirdim. Ama bunu ona söylemedim çünkü buna onun kendi inanması lazımdı. Şimdi keşke söyleseydim diyorum .

Hemharbihembarbi: Bunun için kendine söz ver o zaman.

Evet ondan kendine söz vermesini istemiştim nedeni ise en çok kendimize olan borçlarımızı öderiz bu hayatta ve en çok kendimize borç bildiğimiz şeyleri başkası için iyi yapardık.

Hemharbihembarbi: Sen kötü bir baba olma .

O kötü bir baba olamaycaktı ben buna inanıyordum .

Boş konuşma: Ben aldatmayacağım eşimi.
Boş konuşma: Ben babam gibi bir baba olmayacağım.
Boş konuşma: Buna eminim .

En çok da biz çocuklar yara alırdık anne baba sorunlarından. Aslında kavga eden onlar ama kötülüğü bize dokunuyordu. Bizim dünyamız başımıza yıkılır ve biz ömrümüz boyunca bir daha o dünyanın enkazını tam anlamıyla hiçbir zaman toplayamayorduk . O enkaz hepimizde ortak bir acı dolu ruh bırakırdı. İyi bilir sorunlu bir aile yetişen çocuklar psikolojileri bir daha asla eskisi gibi olmaz . O yaralar biz kaç yaşımıza gelsek de gelelim halının altına süpürülmüş cam kırıkları misali arada bir batar ayağımıza. Buna alışamıyor da insan . Hep ilk gün ki gibi kanatır o yaralar.

Kimimiz o sancılı dönemde hırçınlık yapar, kimimiz gider kendi bedenine zara verir , kimimiz başkasına zarar verip zorbalık yapar , kimimiz de maddeye vurur. Hepimiz de en çok kendimize zarar veririz . Hepimiz kendi ruhlarımızı öldürüp öldürüp yeniden dirilmeye bile izin vermeden daha çok öldürüyorduk .

Sorsan bunu bize yaptıran kimse yok sorsan bu bizim bahanemizdi . Neden anne babalar bizim ruhlarımızı öldürünce bunun bir cezası olmuyordu ki ? Neden kimse görmüyor kimse duymuyordu bizi ? Anne baba diye bunları bize yapmaya hakları var mıydı! Hayır yoktu . Bu yüzdendir bir çoğumuzun ölsem afetmem deyişi ama  yine en çok sevdiklerimiz onlardır. Ama hepinizin kini , nefreti, öfkesi kelimeler ile sınırlı kalıyordu. Bir an geliyor ve biz onlara yumuşuyorduk .

Bir saç okşanması , bir güzel söz , bir tebessüm unutturuyordu herşeyi. Oysaki onlar kendilerini afettirmek için hiçbir çaba göstermiyordu . Biz ise onları afetmek için bahaneler arıyorduk kendimize . Ve bu bize yapılan en büyük haksızlık oluyordu.

Hemharbihembarbi: Evlenecek misiniz ki ?
Hemharbihembarbi: Olma.

Boş konuşma: Buna şuan karar verdim.
Boş konuşma: Anenemle babam sürekli birbirini aldatırdı.
Boş konuşma: Ben böyle birisi olmayacağım dedim.
Boş konuşma: Olmamalıyım çünkü.

Bu kadar düşünceli bir adam neden bu kadar zorluk yaşar ki ? Olgunlaşmak için çok mu acı çekmek gerekiyordu ?
Neden böylediydi ki ?

Hemharbihembarbi : Babam aldatırdı.

LÂL: SUSKUN YÜREKLER Where stories live. Discover now