III- Çocukluk

69 21 85
                                    

İDG 3. BÖLÜM ;

''İnsan susuzluktan ölecek olsa bile bir dostu olması içini serinletiyor.''

KÜÇÜK PRENS

Bu kadarı çok fazlaydı her şeyi tek tek alalatacak mıydı ? çok saçmaydı konumuz bu değildi ve ben geçmişi dinlemeyi bırakalı çok olmuştu neden şimdi eski defterleri açıyorduk ? şu an konuşmamız gereken tek şey beni kaçıranları nerede bulacağımızdı .

Anlattıkça anlatıyor ne yazıyorsa tek tek okuyordu kağıtda. Artık dayanılmaz hale gelmişti oysa daha her şeyin başındaydı. Daha o hayata yeni başlamıştım. İlerisini okumamalıydı bunu yapmamalıydı ben geçmişimi kabullenmiş ve her şeye baş kaldıran kendini her şeye rağmen seven her şeye rağmen koruyan o kızı kabullenmişken geçmişi tekrar deşmemeliydik. Bu sefer olmazdı. İzin vermem , bu sefer içimdeki çocuğu başka birinin daha görmesine izin vermem.

Bir kez daha acılarının başka ağızlardan öylesine ezberden okudukları alıntı misali anlatılmasına izin vermem bu defa olmaz , olmaz çünkü içimdeki çocuk kendini göstermeyi sevmez. Sevmez ben bilirim onu , onu benden başkası bilmez onu birtek ben bilirim ve tanımadığım karşımda duran şu insanların onu görmelerine izin vermemeliydim.

''yeter , bu kadarı çok fazla buraya geçmişimi bana anlatın diye gelmedim. Bu odadaki herkes neden burda olduğumuzu ve ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyor mesleğinizi size ben öğretmeyeyim'' göz ucuyla polise baktım ve göz devirdim.

''kesinlikle öyle , ya şu anda işinizi yaparsınız ya da olayla ilgilenecek başka bir komiser bulmak için karakola telefon açarım.'' Ve tabiki de bunu söyleyen can yoldaşım Çınar'dı. O bu konularda her zaman benden daha hassas olmuştur. Özellikle de benim geçmişim konusunda çok pimpiriklidir. Geçmiş hakkında konuşurken kelimelerine arı bir özen gösterir hep , kendisi için değil benim için , çünkü geçmiş insanı en çok yaralayan silahtır. İnsan ne yapıyorsa geçmişte kalır , ama akıldan da gitmez. Biz bunu bilerek bu yola çıktık Çınarla.

''sakin olun çocuklar sadece ne yaşadığını öğrenmemiz lazım belki geçmişten gelen düşman-''

''geçmişten gelen tek şey babam ve onun düşmanları. Sözde yıllardır beni arayan ama asla bulamayan babamın düşmanlarının beni istedikleri her an bulması çok trejikomik değil mi ? , ama hayır yapmak isteyen şartlar ve koşullar ne olursa olsun yapar, geçmişim hakkında tek bilmen gereken bu . şimdi işini yap.'' Artık emirvermeye başlamıştım çünkü rica ile kimse anlamaz eğer insanlar üzerinde bir ağırlığınız olması egrekiyorsa kimseyi alttan almamalısınız. Yoksa her zaman ezilen siz olursunuz. Ne kadar küçükken insanları alttan alsam da onların üzerinde ağırlığı olan Çınar her zaman bir adım önümdeydi benim. bu yüzden ona minnettarım.

''pekala Arya sakin ol hepimiz burda işimizi yapıyoruz'' polise baktım '' hepimiz kelimesi fazla geniş'' kafasını bana çevirdiğinde Çınar'a baktım o da bunu bekliyormuş gibi ceketlerimizi eline aldı ve kapıya doğru yöneldi. ''herkes kendi işini yaptığı zaman tekrar görüşelim komiser'' kapıdan önce benim geçmem için yol verdi ben geçtikten sonra o da sertçe kapıyı kapattı ve ceketimi uzattı.

İkimizde ceketlerimizi giydikten sonra etraftaki polisleri umursamayarak dış kapıya dığru yürüdük.ben sakindim ama Çınar için aynı şeyi söyleyemiyordum maalesef. O geçmişi kafaya takan bir çocuktu ve bu durum onu sinirlendirmişti. Kimin geçmişi olursa olsun geçmiş acıtır. Geçmiş yaradır ve siz yarayı deşerseniz artık geçmiş geçmiş değildir şimdidir ve gelecektir. Bırakın olduğu gibi kalsındı , yaraların deşilme zamanı olmaz , zamansızdır ve en beklenmedik yeriniz kalbinizdeki yaralardır.

''biraz şöyle oturalım mı ?'' kafamı salladım sadece cevap vermedim , anladı. Ooturduk banka. O yere bense ona bakıyordum sinirinin geçmesi gerekiyordu. Yoksa onunla konuşamazdım. Ne kadar geçti bilmiyorum ama en sonunda bakışlarını yerden kaldırdı ve gözlerime baktı. Birşeyler diyeceğini biliyordum ama ne diyeceğini kestiremiyordum.

İZLERDEN DOĞAN GEÇMİŞWhere stories live. Discover now