0.1 (Düzenlendi)

1.2K 87 133
                                    

Herkese yeni kitabımla merhabaaaa. İyi okumalarrr :)

Yatakta duvara doğru dönmüş annemin beni kontrole gelmesini bekliyordum. Evet doğru 11. sınıf olmama rağmen gece beni kontrole geliyorlar. O kadar katılar ki telefonumu bile her gün kontrol ediyorlar. Okuldan başka bir yere gidiş izinim yok. Herhangi bir yere onlar ile gitme iznim yok. Bakın onlar ile. Çünkü kendileri 'Müslüman' bir evlat istemiyorlar.

Kendi evime çıkma iznim de yok. Yaşıtlarım sürekli gezerlerken ben çözmem gereken 500 soruyu bitirip evin temizliğini yapıyorum. Evet bir de bu var. Temizlikçileriymişim gibi iş yaptırıyorlar. Azra yerleri sil, Azra bulaşıkları yıka, Azra yemek yap, Azra sofrayı kur. Azra Azra Azra. Yeter benim de canım var değil mi?

Boş kalan vakitlerimde ise 500 soru çözüyordum. Eğitim hayatım boyunca kendimi 1. sıradan aşağıda görmedim. Ailemin katı yapısı yüzündendi buda. Bir tane bile arkadaşım yok. Düzgün bir hayatım yok. Hiçbir şeyim yok.

Namazı gizli saklı kılıyorum. Öğleyi okulda ikindiyi ise okuldan sonra camide kılıyorum. Anneme ne mi diyorum? Zaten yürüyerek eve geldiğim için bir şey demiyorum oda bir şey demiyor.

Fazla geç kalmadığım sürece. Ama camiye gittiğimi bilse...

Aslına bakarsanız ben müslüman olmadan önce ailem beni çok seviyordu. Her şeye iznim vardı. Gece 12 ye kadar dışarda durabiliyordum. 2 yıl önce ben müslüman olunca başlamıştı bu katı tavırları. 

Ama olsun bu da benim imtihanımmış demek ki.

Annemin adım seslerini duyunca gözlerimi silip uyuyormuş gibi yapmaya başladım. Adım sesleri yaklaştı yaklaştı ve dibimde durdu. Bir süre bekleyip çalışma masamın üstünden telefonumu aldı ve açtı.

Bir şeyleri karıştırıp geri yerine bıraktı ve odadan çıktı. O çıkınca bende derin bir nefes alıp ışıkları kapatmasını bekledim. Işıkları kapatınca kalkıp Yatsıyı kıldım. Biraz evdeki sesleri dinleyip uyuduklarını anlayınca seccadeyi katladım ve çekmeceme yerleştirdim. Sessizce açık olan kapıdan çıktım ve mutfağa ilerledim. Gün içinde sadece çorba yemiştim. Çünkü hakkım oydu. Fazlasını vermiyorlardı.

Ama yemekleri ben yapıyordum. Çok sessiz hareketlerle kremalı ve mantarlı makarnayı çıkarıp ısıtmaya başladım. Isıttıktan sonra bir güzel mideye indirdim ve bulaşıkları yıkayıp tencereyi kaldırdım. Odama geri dönüp biraz kuran okuduktan sonra da yattım.

Çantama defterlerimi ve ders kitaplarımı yerleştirip fermuarını kapattım. Aynadan şalımı tekrar kontrol edip çantamı da alarak odamdan çıktım. Annem uyanmamıştı. Hemen evden dışarı çıktım. Kapıyı kapatınca derin bir nefes alıp ayakkabımı giydim. Annem uyandırılmasına çok kızar. Özellikle benim yüzümden uyandıysa. Binadan çıkıp okula doğru yürümeye başladım.

Okulumun önüne geldiğimde bahçeye girip herhangi bir banka oturdum. Hep okula erken gelirim ve bahçede oturup kitap okurum. İnsanlar toplanmaya başlayınca da toplanıp sınıfıma çıkarım. Yine bir banka oturup kitabımı çıkardım.

Bir kaç kişinin bahçeye girmesiyle kitabımı kapatıp saate baktım. 20 dakika geçmişti. Toplanıp çantamı omzuma taktım ve sınıfıma çıktım. En arkanın iki önünde olan sırama yerleşip ilk dersin defter ve kitabını çıkardım. Dersin başlamasına 10 dakika vardı. Sınıftaki sesler oldukça arttı. Herkes arkadaşı ile konuşuyordu. Benim arkadaşım yoktu. Kim benimle arkadaş olmak ister ki zaten sadece ders çalışan eğlenmeyi bilmeyen biriyim. Okul hariç asla buluşamam mesela o arkadaşımla. Sıkılır benden.

Bazenleri düşünmüyorum değil. Acaba evlatlık mıyım?

Aileler görevlerini yerine getirirler. Evlatlarını severler. Neden beni sevmediler?

Sağ gözümden akan yaşı akmadan silip duruşumu dikleştirdim. Telefonumu sessize alıp masanın kenarına koydum ve hoca gelene kadar bir kaç soru çözdüm. Hoca gelince de test kitabını kenara bırakıp derse odaklandım.

Kimya hocası sınıftan çıkınca aldığım notlara göz atıp bunları temize çıkarmayı aklıma not ettim. Şimdiki ders edebiyattı. 3. dersten çıkmıştım ve okulun bitmesine daha 5 ders vardı. Sınıfa ismini hala bilmediğim bir kız girip bağırdı. "EDEBİYAT HOCASI YOKMUŞ!"

Kız bunu der demez çığlıklar kopmuş herkes birbirine neşe ile bakıyordu. Benim ise neşeyle bakacak birim yoktu.

Her zaman olduğu gibi dışarı çıkmayacaktım. Burada oturup test çözecektim. Çünkü zorundayım. Ben eğlenemem. Hem aile baskısı yüzünden hem de iyi bir üniversite kazanıp ailemden kurtulmak için çalışmalıyım.

Derse giriş zili çaldığında herkes bahçeye koşmuş sadece bir kaç kişi sınıfta kalmıştı. Hoş onlarında isimlerini bilmiyorum.

Çantamdan test kitabımı çıkarıp kaldığım yeri açtım ve çözmeye başladım.

Telefonumun ekranı açılınca bütün dikkatim dağıldı. Biri mesaj atmıştı. Kim atmış olabilir ki? Numaram sadece akrabalarım ve ailemde var. Bir de hocalarımda. İnstangram hesabımı ise büyük ihtimalle sınıftan olduğunu düşündüğüm birkaç kişi takip ediyor.

Daha fazla düşünmeyip telefonu açtım. İnstangram dan gelmişti.

@DeliKaanlı: Yok valla ben dayanamıyorum

@DeliKaanlı:Etrafındaki hiçbir şeyi görmüyorsun Azra

@DeliKaanlı:Bütün okulun konuştuğu bir şeyi nasıl bilmezsin?

@DeliKaanlı:Nasıl?

.
.

Tekrardan merhaba!

Nasılsınız?

.



DeliKaanlı -Yarı TextingWhere stories live. Discover now