1. bölüm; Hayeller

474 192 466
                                    

Hayatı boyunca hep hayaller kurdu genç kız. Sevdiği ülkeye gelmek orda okumak ve arkadaş edinmek.
Hayatı tamamen kurallar'dan ve yasaklar'dan ibaret olan bu kız sadece mutlu olmak istedi çok mu şey istedi?

Doğruyu söylemek gerekirse genç kız yavaş yavaş hayellerine ulaşıyordu.
Bunu Kanada hava limanında olmasıyla kanıtlaya bilirdi.

Genç kız hava limanının önünde durmuş taksi arıyordu. Telefonundan gideceği yerin konumuna bakdığında, bulunduğu yerden en az bir saatlik mesafede yerleşdiğini gördü, bu onun sıkıntılı bir nefes vermesine sebep olmuşdu, çünkü gideceği yer tam bir saat sonra kapanacakdı, eğer geç kalırsa sokakta kalmak zorunda kala bilirdi ve o, bunu hiç istemiyordu.

Bu yüzden aceleyle bir taksi aramaya başladı.

Sonunda boş bir taksi bulduğunda hemen taksiye binmiş, gideceği yeri taksiye söylemiş ve hızlı olmasını istemişdi.

Çantasın'dan telefonunu ve kulaklıklarını çıkarmış, en sevdiği şarkıyı açarak arabanın camına yaslanmış ve etrafı seyr etmeye başlamışdı.

Çok istemişti, çocukluğun'dan beri çok istemişti, bu ülkede, bu şehirde olmayı. Kendisini hiç bu kadar özgür ve mutlu his etmemişti. Sonunda kavuşmuştu hayalline. Şu an elinde olsa oturub çığlık çığlığa ağlardı, bu sefer üzüntüden, kırgınlık'dan değilde mutluluktan ağlamak istiyordu. İçinde tuhaf bir his vardı ve o bu hissi çok sevmişti..

Hayatı hep umutsuzluklarla dolu olmuştu, tek dayağı ise hayalleriydi. Ve yavaş yavaş bu hayallerine ulaşıyordu.

İlk adım, sevdiği ülkeye gelmek hayali tamamlanmıştı, aslına kalırsa ikinci adımda tamamdı, sıra üçüncü adım yani, ona tüm sıralarını anlatacak, bütün dertlerini onun ile paylaşacak, birlikte gülüb ağlayacak bir arkadaş edinmekti..

Arkadaşlık bu söz ona çok yabancıydı. Hiç bir zaman gerçek arkadaşlara sahib olmamışdı.

Söylesenize gerçek arkadaşlığa inanır mısınız?

Hiç, iyi bir arkadaşa sahip oldunuz mu?

Gerçekten bunu çok merak ediyorum.

Bence, Arkadaşlık boş bir kelimeden ibareti. Arkadaşlık diye bir şey yoktur. O sadece sizi kullanıp ata bilecek kapasiteye sahip olan biridir.

Bir insanın arkadaşa değil, dosta ihtiyacı vardır.

Arkadaş ve dost arasında çok büyük fark var, bu yüzden arkadaş değil dost edinmelisiniz.

Bizler, okul döneminde aynı sınıfta okuduğumuz kişilere sınıf arkadaşım diye hitab ederiz, o kişiler arasında anlaşamadığımız, kavga ettiğimiz hatta zorbalık gördüğümüz kişiler vardır. Bu durumda arkadaş bu anlama mı gelir?
Arkadaş doğru bir seçim değil.

Arkadaş, sürekli sorar nasılsın diye, dost ise anlar bir bakışla nasıl olduğunu, nasıl hissettiğini.

Genç kızın bir dostda ihtiyacı vardı, arkadaşa değil.

O bütün bunları düşünürken taksi gideceği yere çoktan varmıştı, genç kız bunu fark etmesiyle hemen şoföre ödemeyi yapıp bavulunu almış ve arabadan inmişti. Hızlı adımlarla büyük binaya doğru yürürken burayı gözleri ile süzmeyide ihmal etmemişti.

Binaya girdiyi an, ilk etrafı süzsede, ardından aklına gelen şeyle önüne çıkan ilk kişiden "Pardon müdürün odası nerede?" Diye sordu, karşısındaki uzun ve güzel kız ondan büyük görünüyordu, kız dudaklarını araladığın da genç kız onun konuşacağını anlayıb onu dikkatle dinlemeye başladı sonuçta ilk kez bir Kanadalıyla konuşuyordu "Ah sorun deyil ve müdürün odası kolidorun sonunda üçüncü oda" kız bunları söylerken eli ile de gideceği yeride gösteriyordu, genç kız ise ona bakarak "Teşekkür ederim" deyib hızla ordan uzaklaşarak kızın gösterdiği yere doğru yürümeye başladı.

SESSİZLİK Where stories live. Discover now