🧵30🧶

30K 2.1K 388
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına bol bolyorum yapmayı unutmayın.

"Mesut gardaşım kalk hadi. " derinlerden gelen sesle kaşlarım çatıldı. Mutlu'nun sesinin yanında Ali'nin sesinin ne işi var? Hem saniyeler önce beni yıkan haberi veren karım nereye gitti?


"Lan kalk hadi. Fazla vaktimiz yok. " ayağıma atılan tekmeyle bilincim tamamen açıldı. Gözlerimi iri iri açıp karanlık mağarada Mutlu'yu aradım. Kalbim hala korkuyla hızlı atıyordu. Bebeğini düşürdüğünü söyleyen Mutlu'nun benden gideceği korkusu bedenimden bir türlü gitmedi.

"Saat kaç. " elimle yüzümü sıvazlarken sordum. Necmi silahını kontrol ederken kafasını kaldırıp bana baktı. Ancak cevap vermeden üzgünce kafasını önüne eğdi. Kardeşinden uzak geçirdiğim bu sekiz ayda ne hale geldiğimi en iyi o görüyor. Resmen karımı en azından rüyamda göreyim diye tüm gün dua ediyordum. Sekiz ay sonra ilk defa bu akşam rüyamda gördüm, onda da hala etkisinden çıkamadığım haberi verdi.

"Sabah dört. " cevap Zeycan komutandan gelmişti. Oda benim gibi yeni uyanmış olmalı ki etrafa boş gözlerle bakıyordu.

"Bugün son günümüz. " konuşan Ali'yi dinleyemedim bile. Hala gözlerimin önünde Mutlu'nun soğuk hali duruyordu. Bana bakarken parlayan yeşilleri solmuştu. Gözlerimi birbirine bastırıp kafamı koluma gömdüm. Özlem hastetiyle gözlerim dolmuştu. Yumruk yaptığım elimi kalbimin üstüne vurdum.

"Hayırdır kardeşim, bir sıkıntın mı var?" Yanıma oturan Necmi kısık sesle konuştu. Kafamı kaldırıp Mutlu'nun abisine baktım. Karanlıktan dolan gözlerimi fark edemeyeceğini bildiğim için rahat davranıyordum.

"Mutlu'yu rüyamda gördüm. Hoş kabus desek yeridir. " rüyamda kardeşini gördüğümü biliyormuş gibi şaşırmadan baktı bana. Uzayan sakalımda parmaklarımı gezdirip sıkıntıyla nefesimi verdim.


"Biliyorum. Ağladığın için seni uyandırdık. " havalandırdığım kaşlarımla yüzü görünmeyen adama baktım. Kalktığımda ağladığımın farkında bile değildim. "Seni ağlatacak tek şeyin kardesim olduğunu hepimiz biliyoruz. " elini omzuma atıp hafifçe sıktı. İçimdeki sıkıntı bir an olsun azalmadığı için anlatmaya karar verdim.


"Doğru. Kabusumda sözde eve gidiyorum ancak Mutlu benim bildiğim ve bıraktığım gibi değil. Sanki yerine başka biri gelmiş gibi. Gözleri bile boş bakıyordu. " o anlar aklima geldikçe biri boğazımı sıkıyormuş gibi hissettim. "Sebebini sorduğumda hamile olduğunu ancak düşük yaptığını söyledi. " sonlara doğru sesim duyulmaz oldu. Ailem hiç olmadı. Şimdi Mutlu'yla aile olabilecekken bu darbeyle yıkılırım biliyorum.

Necmi bir şey demedi bile. Hoş bu mevzuya ne denir ki? Aylar sonra karımı gördüm ancak doya doya sarılamadım bile. Bana bakan yabancı gözlerini saymıyorum bile.

"Sıkma canını. Belli ki korkuların rüyana girmiş. Hem Allah'tan ümit kesilmez. Rabbim sana verdiği canı alıyorsa bile bir bildiği vardır. Biz kulların tek yapması gereken isyan etmemek. " başımla onayladım. Ancak içimdeki sıkıntı hala yerli yerinde duruyordu.


.......

Hava akşam saatleri yüzünden kararmak üzereyken eve doğru adımlıyordum. Normalde heyecandan yerimde duramayacak halde olmam lazım ancak gördüğüm rüya yüzünden ayaklarım geriye doğru gidiyor. Nedeni Mutlu'nun düşük yapmasından çok gözlerime bakarken yabancıya bakıyormuş gibi olmasıydı.


Evin tahta kapısına yumruk yaptığım elimle iki defa vurdum. İçeride birçok ses gelirken birilerinin boğuşmaya girdiğini anladım. Kesin üç haytada bizim evdeydi. Karargahta beni karşılamayışlarından bile belli.


Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin