"Çabuk yağla. " Sefer dayanamayıp yağlı olmasını umursamadan ekmeği ağzına tıktı. Bileğine doğru süzülen yağa yüzümü buruşturarak baktım ve önüme döndüm.





...1 ay sonra...

"Yüzüme bak. " yanagima hafif tokatlar atan Osman'la bilincim az da olsa kendine geldi. Yarı baygın gözlerle ona baktım. Bütün vücuduma iğneler batıyormuş gibiydi. Aylardır yaşadığım halsizlik belkide baygınlığımla son bulmuştu.

"Kolumu kaldıramıyorum. " yorgun sesimle birlikte düştüğüm yerde havalandığımı hissettim. Tekrar kapanan bilincime engel olamadım ve kafam öylece arkada düştü.

Gelen seslerle titreyerekte olsa gözlerimi araladım. Karargahın revirine gelmiştim. Kolum hafif sızlayınca kaldırıp takılmış seruma baktım. Kesin yediğim bir şey beni zehirledi. Günlerdir karnımda kaşıntı ve kusma isteği oluyordu.

Gözlerimle karanlık odaya bakındım. Yataklarda yatan birkaç asker harici oda boştu. Gözlerim kafasını yatağıma koyarak uyuklayan Osman'a çevirdim. Günlerdir görevde olduğu halde uyumadan bana bakmaya gelmişti belli ki.

Omzunu dürtüp kalkmasını sağlamaya çalıştım ancak derin bir uykuda olmalı ki kıpırdanmamıştı bile.

"Osman. " bu defa daha şiddetli sarsıp seslendim. Kafası hızla kalktı ve etrafa sersem bakışlar attı. Beni revire getirdiği yeni aklına gelmiş gibi oturduğu sandalyeye yeniden yayıldı.
"Şuradaki yatakta yat bari. Böyle belin tutulur. " kafasını önüne eğip başını olumsuz anlamda salladı.

"Olmaz. Yine bayılırsın fark etmem. " gülmemek için kendimi zor tuttum. Bayılsamda sanki derin uykusundan fark edebilecekmiş gibi konuşmuştu. Ellerini gözlerine bastırıp ovuşturdu. Aklına bir şey gelmiş gibi kafasını kaldırıp alnıma baktı. "Hakan nerede? Niye gelip durumun nasıl diye kontrol etmiyor?" Sinirli olduğu belli olan Osman'a şaşkınca baktım. Baygın bulunca korkmuş olmalı.

"Senden sonra onuda göreve yolladılar. " hala sinirli olsada bir şey demedi. "Sende kalk yatakta yat. Bir şey olursa seslenirim. " bu defa itiraz etmedi. Yorgun bedenini az uzağımdaki yatağa atıp gözlerini yumdu.

Sabaha doğru beni kontrol etmek için gelen hemşire uyanık olduğumu görünce gülümsedi. Geçen ay yeni göreve başlayan kız etrafa gülücük saçıp duruyordu.

"Serumun bitmiş. " kolumdaki iğneyi çıkarıp pamuk bastırdı. "Hamile olduğun için sadece vitamin takviyesi yaptım. " başımla onayladım. "Bitkin düşen halinden iyi beslemediğin belli oluyor. Bu durum bebeği kötü etkiler. Yemene dikkat etmen gerekiyor. " tekrar konuşan kadınla birlikte beynim sonunda işlev göstermişti. Bebekten bahsediyordu sabahtan beri. İri iri açtığım gözlerimi yanımdaki yatağa çevirdim. Osman bütün konuşmayı duymuş ve en az benim kadar şaşkın haldeydi.


Mesut'un en çok istediği şey olmuş ve hamile kalmıştım. Ancak bu durumu onunla öğrenemedim bile.

"Hamile mi?" Osman hala inanamıyordu. Hemşire haberimizin olmadığını fark edip daha geniş gülümsedi.

"Hamile tabi. Yinede hastaneye gitmesi lazım. Burada pek bir işlem yapamadık. Sadece vitamin takviyesi yapabildim. " Osman tamamen doğrulup gelip başımda dikildi.

"Sağolasın. " hemşire önemli değil tarzı bir şeyler diyip gitti. Elimi bilinçsizce karnıma atıp gülümsedim. Kendimi çok garip hissediyorum. Karnımda Mesut'un bebeği var. "Amca oluyorum. " Osman benden daha fazla şaşırmıştı. "Kalk yenge, hastaneye gidelim. "



...3 ay sonra...

"Daha yemeyeyim. " Sırf canım meyve istiyor diye Sefer merkeze gidip bulduğu bütün meyve ve sebzelerden alıp gelmişti.

"Meyve bebek için iyidir. " Sefer yanıma oturup elmayı soymaya başladı. Bu arada Hakan diğer yanımda oturmuş Osman'sa minderde oturuyordu. Onunda elinde kırmızı elma vardı. Yaz bitmek üzere olduğu için yeniden soğuk kendini hissettirmişti.

"Rahat bırakın kızı. " elinde çay tepsisiyle giren Hatice kızgınlıkla konuştu. Hemen arkasındanda hemşire Beyhan geliyordu. Kızı tanıdığım ilk günden beri gülümseyip duruyordu.

Hakan'la konuştuğunu bildiğim Beyhan gelip yanına oturdu. İkisi birbirine aşk dolu gözlerle bakınca gülüp önüme döndüm.

"Kız Hatice, benimle evlensene? " Sefer sırf kızı sinir etmek için konuşunca Hatice bu defa kafasına vurmak yerine güldü. Oda Sefer'in bu hallerine alışmıştı.

"Deli bu çocuk. " onları dinlemek yerine elimi kendini belli eden karnıma atıp okşadım. Cinsiyetini hala öğrenmediğim bebeğime kıyafet bile almadım. Olur ki Mesut gelirse onunla cinsiyetini öğrenip kıyafet alışverişi yapmak istiyorum.

"Tut. " kafamı kaldırıp Osman'a baktım. Elinde soyduğu elmanın yarısını bana doğru atmıştı. Erken davranıp havada yakaladım. "Merak etme abim gelecek. "  ne düşündüğümü anlayıp konuştu. Diğerleri kavgaya tutuşmuşken zorla gülümsedim. Ancak dolan gözlerimin yaşlar yüzünden parladığını biliyorum.

Gençler bu kısımları kısa kısa geçtim. Diyeceksiniz niye? Çünkü asıl olaylar yeni başlıyor ve bunun için aradan ayların geçmiş olması gerekiyor.

Mesut üzümlü kekim. :(

Bölüm kısa oldu farkındayım ancak bunu geçiş bölümü olarak düşünün.

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum