2.

158 15 8
                                    

-Ölüler konuşamaz kızım..
Komutan biraz duraksayarak dünyanın en güzel  bir çift mor gözlerine baktı.   Minicik olsalar  bile rengi güneşle beraber ortaya çıkarak daha da parlıyor, Allah'ın yarattığı nice mor renge bürünmüş çiçekleri bile kıskandırmaya çalışıyordu..  Kırmızı tenine aykırı bir renk olduğu için küçük ülkeye ayrı bir güzellik katıyordu.. Adam duyduğu sesle  düşüncelerin arasından sıyrılarak; nefesine çeki düzen verdi..
- peki neden Baba?  Adam tane tane konuşarak;
- Duygu ve Sözcükleri taşıyan ruhları kaybolduğu için... Bir bedenden hayat enerjisi çıktığı anda ne bir daha konuşur ne de    hareket edip günlük işlerini halledebilir. Küçük kız anlamadığından  kafası karışık bir şekilde babasına baktı..  Ama ölüler onunla konuşurken neden çok sevdiği babası niye tam tersinini iddia ediyordu.. O da ölülerin sesini duyuyor olmalıydı. Her yerde kanlarıyla havaya karışan çığlıklarını duyuyor olması gerek  .. Binlerce şehit olan onun vatandaşlarının semaya karışan son şehadetlerini hissetmeliydi..  Ama niye şimdi yalan söylüyordu ..   Yoksa o bu sesleri duymuyor muydu?
- Ruhlar gerçekten bir insan için herşey mi?    Küçük ülke Başını derin mavilere daldırarak  anlamsızca bakıyordu.
- Evet,  o yüzden ruhsal sağlığını kaybetmemen gerek.. Bu çok önemli.. Ruh koca okyanusta yüzen bir sal gibidir.. Eğer delinirse yavaş yavaş su alır artık bir süre sonra da  batar.. Sakın bu dediklerimi unutma kızım. Onca yaşayıcakların ve göreceklerin su olup içine dolmasın..  Yaşadığımız bu savaşta bile  moralini yüksek tutmalısın.. Ölümümle burun burna gelsende kendini korumalısın çaresizlikten..
- Sen yanımdayken hiç böyle bir şey olmaz babacım.. Küçük kız neşeyle babasına bakıyordu. Adam yavaşça kafasını kaldırdı.  Gözlerinde hüzün vardı..  Küçük kız 2 km ötede atılan bombalara ve gürültüye rağmen çok mutluydu.. İngilizler resmen İstanbul'u işgal etmeye başlamıştı.. Osmanlı Devleti  fiilen çökmüş  yerini yeni bir kan alınması bekliyordu..  Şimdi ve gelecekte Osmanlı Devletini sürdürücek yada yeni bir devlet kurulması bekleniyordu ... Atatürk  biraz daha uzaklara dalarak baktı.. .. Ülkesini kurtarması gerekiyordu. Kolay olmayacaktı . Tüm umudu yanında duran küçük ülke insanıydı.. Osmanlı'nın ilk kızı.. Yasak aşkın meyvesi.. Ona neden böyle denildiğini bilmiyordu ama emin olduğu bir şey vardı.. Bu küçük kız asillerin kanını taşıyordu .  Ve gelecekte insanlık tarihinin dönüm noktası olacağıydı..




  Yıl?....Uçşuz bucaksız bozkırlar

    Kalbim sana ait, bunu biliyorsun sevgilim ama neden söylesene neden beni reddediyorsun! Neden beni şimdi istemez oldun! Bu çelişkili  tedirginlik içeren bakışlar niye...
Senin kıyamete kadar seviceğim..
Kalbim sadece senin için atıcak..
Düşüncelerimin ve hayatımın konusu sen olacaksın. .. Ama şimdi Neden,
Neden bana sevgini tattırıp bırakıyorsun.
Artık bir cevap ver!!
Biliyorum sen de beni seviyorsun..
Kalbin ve ruhun beni istiyor.. Aramıza ördüğün duvarları daha da arttrıyorsun.. Söylesene.. Günahamı bulanmaktan  korkuyorsun.. Korkma cehennemde sadece ben  yanıcağım.. Senin için, sevgimiz için... İlk ve sadece bununla ilgili Tanrıyla antlaşma yaptım ...  Bu sayede sen beni cennetten izlerken, ben senin için ateşlerde cayır cayır  yanacağım. Sen orman gözlüm bana teslim ol.. Sadece bana ait ol... Bırak senin ölümlü bedenini  ölümsüz yapıyım...
.
.
.
.
.
Susma  artık yalvarırım..
.
.
.
Hayır!!
. B-ben istemiyorum..
.
.
NE!
.
.
.
NEDEN HA NEDEN!.
.
.
. Söyle neden benden kaçıyorsun?

 Tengri'nin Laneti ( Countryhumans) Where stories live. Discover now