Twenty-five

110 4 13
                                        

"En derine dokundun sen,
bana bir kez bile dokunmadan..."

Iyi okumalar! 🦋💗

-4 ay sonra-
(Yoongi'nin hastaneden taburcu
olacağı gün)

Min Yoongi'nin ağzından:

Bugün taburcu olacaktım, iyileştiğimi söylediler.Ruhum paramparça olmuştu,vücudum artık tükenmişti,kemiklerim gözüküyordu,belki de ilaçlar yüzünden artık düzgün düşünemiyordum bile ama buna iyileşmek diyorlarsa,ben iyileşmiştim.

Uzun zaman sonra hastane kıyafetlerinden başka bir şey giyecektim,Jimin bana bir kaç parça eşya getirmişti.Onları giyindim ve aynadan kendime baktım.O kadar kötü gözüküyordum ki,ben nasıl bu hale gelmiştim? Değerdi,her şey için değerdi bu hale gelmem.Işin ucunda Jimin varsa değerdi.Ona zarar gelmesi mi yoksa senin hayatın mı deseler hiç düşünmeden benim hayatım derdim.Benim hayatımın,benim için bir değeri yoktu.Ama belki de Jimin için vardı,bana öyle hissettirmeye başlamıştı.

Saçlarım dağılmıştı,en son Jimin dokundu diye hiç saçlarıma dokunmamıştım.Aklıma yine bana bilekliği verdiği gün gelince yüzümde hafif bir tebessüm oluştu,gözüm elimdeki bilekliğe kaydı.Sonra tekrardan aynadan kendime baktım,ellerim düzeltmek için saçlarıma gitti.Tam o sırada durdum.O zaman saçlarımı Jimin düzeltmişti,yine o düzeltsin istedim ve elimi saçımdan çektim.Derin bir nefes aldım ve kaldığım odanın kapısını açtım, çıkacakken son bir kez dönüp odaya baktım.Burada tüm acılarımı, geçmişimi,ruhumu, vücudumu ve daha bir çok şeyimi bırakmıştım.

Bir daha asla bu odaya geri dönmemek üzere kapıyı kapatıp,odadan çıktım.

Kendimi bir kuş gibi hissediyordum,özgür bir kuş gibi.Omzumdaki yükler hafiflemişti sanki,içimde tarifsiz bir heyecan vardı.Jimin'i göreceğim için heyecanlıydım.Çıkışlarımın tamamlanması için danışmanın yanında biraz kaldım,sonrasında hastanenin çıkışına doğru yürümeye başladım.Tam orada Jimin'i gördüm,tüm vücudum da mutluluğu hissettim uzun zaman sonra.

Yavaş yavaş adımladım,uzaktan uzunca izledim güzel yüzünü.Üstünde siyah bir kazak vardı,desenliydi.Altında ise siyah bir pantolon vardı.Bu sıcakta neden kazak giymişti ki? Kaşlarım çatıldı, öylece olduğum yerde kalıp onu izledim.Sonrasında Jimin beni fark etti, gülümseyerek el salladığında,bende el salladım ve hemen yanına gittim.Elleri birden belimi sardığında gülümsedim, işte o an anladım bir şeyleri..

Bir yerin ev olması için bir çatı yada duvar gerekmiyordu,bir insanda ev gibi hissettirebilirdi. Ve Jimin tam olarak bunu yapıyordu.

Dudakları boynuma minik bir öpücük bırakınca,karnımda garip bir gerilme hissettim.Gözlerimiz buluştuğunda ise elleri hala belimdeydi,benim kollarım ise onun boynuna dolanmıştı.Ve sonrasında Jimin'in o büyüleyici sesi doldu kulağıma,aylarca duyamadığım o güzel sesi.

"Görüşeceğiz demiştim."

Gülümsemem daha çok büyüdü.

"Görüşememe gibi bir ihtimalimiz yok zaten,biz ayrılamaz bir ikiliyiz."

Oda güldü ve sonra kollarını belimden çekti,bende ondan ayrıldım.Elleri sonrasında saçlarıma doğru uzandığında ben ise hala onu izliyordum.

"Sen hiç düzeltmedin mi saçlarını?"

"Tekrardan sen düzelt istedim."

Gülümsemek ile yetindi ve saçlarımı ortadan ikiye ayırdı.Beraber arabaya doğru yürümeye başladığımız da,ikimizde konuşmuyorduk.Ne yapacağımız hakkında ufacık bir fikrim bile yoktu ama benim yapmak istediğim şeyi sorarsanız,kararım;tüm gün boyunca kollarımın arasındaki Jimin'i seyretmek olurdu.

Enemies / YoonminWhere stories live. Discover now