On İki

2.6K 366 171
                                    

Albay benimle görüşmek istemişti ama bunu itibarının zedelenebileceği bir yerde yapmayı uygun görmemişti anlaşılan. Konuşmamızın hiddetinden mi endişelenmişti acaba?

"Yanlış yolda olduğumuzu söylemeyecek misin?" diye sordu Sancar sakince.

"İtibarı ve insanlar ne düşünür endişesi kızından daha önemli olan bir insanın kızına neden saldırırlar ki? Onun için değerli olduğumu sanmaları acınası."

"Albayın böyle düşündüğünü sanmıyorum."

"Tam da böyle düşünüyor. Sesimi yükselteceğimi, ondan hesap soracağımı sanıyor ve bunun tahtını sallandırmaması için benimle yalnız olacağımız bir yerde konuşmak istiyor."

"Annen seni karargâhta bekliyor Lâra."

Sancar'ın cümlesini birkaç kez kafamda tekrar etmem gerekmişti. Ben şaşkınlıkla onun yüzünü izlerken o bana bir an olsun dönüp bakmadı. Söylediğinden ne çıkarmam gerekiyordu?

"Öyleyse neden bu yoldayız?" diye sordum sonunda.

"Çünkü bu karşılaşmaya henüz hazır değilsin."

"Sancar-"

"Lâra.. Kafanın içinde neler dönüyor bilmiyorum ama bugün bunu yaşamak zorunda kalmayı istemiyorsun. Ve ben kendi ellerimle, seni istemediğin bir şeyin orta yerine bırakmayacağım."

"Lütfen geri dön ve beni karargâha götür."

"Hazır değilsin. Hazır olduğunda, gerçekten bu karşılaşmayı istediğinde söz veriyorum yine ben yanında olacağım. Ben götüreceğim seni."

"Sancar ceza alacaksınız yine benim yüzümden. Daha dün bencillik etmek istemediğini söylemedin mi bana? Arkadaşların ne olacak?"

"Bu onların fikri."

"Ne? Nasıl?"

"Dün sizden ayrıldıktan sonra konuşmaya fırsatımız oldu. Fazlı duymuş seninle konuştuklarımızı. Konuyu tekrar tekrar açıp durdu. Çöl'le Zaza da onu destekledi. Ortak bir karar aldık."

"Yine benim yüzümden neler gelecek başınıza kim bilir? Hayır hayır, ben bunu kabul edemem. Dön lütfen. Lütfen."

"Dert etme, bir şey olmaz. Rahatla biraz hadi, her şey yolunda."

"Beni karargâha götürmeni istiyorum." dedim ısrarla. Sancar arabayı durdurup yönünü bana çevirdi. Yüzünde sabırsız bir ifade vardı.

"Onunla konuşmak istiyor musun? Aldığımız karar seni etkilemesin. Bana dürüst ol." dediğinde sıkıntılı bir iç çektim.

"Hayır istemiyorum." der demez yeniden direksiyona döndü.

"Güzel. Öyleyse konu kapanmıştır." dedi rahatça. Yeniden yola çıkacağımızı anladığımda uzanıp kolunu kavradım.

"Kaç kez daha karşı gelebilirsiniz böyle bir emre?" diye sorduğumda kaşlarını çatarak yüzüme baktı. Elimi kolundan çekip başımı sıkıntı içinde sağa çevirdim ve görmemesini umarak yutkundum.

"Kaç kez gerekirse." dedi kati bir şekilde.

"Sonsuz kez Sancar. Çünkü bunu hiçbir zaman istemeyeceğim. Hiçbir zaman onunla karşı karşıya gelmek istemeyeceğim bu yüzden böyle bir fedakârlık yapmanıza göz yumamam. Kaldı ki beni istediği herhangi bir zaman diliminde o karargâhta yakalayabilir. Bunu senden istemesi.." dedim ve aklıma dank eden o düşünceyle duraksama gereği duydum.

"Olabilir mi?" diye sordum şok içinde.

"Ne?" dedi Sancar ama aklımdan geçeni tahmin ettiğinden hatta bildiğinden adım kadar emindim!

YakamozlaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin