19] gözüm üzerinde

279 27 101
                                    

"Şapkanı güzel taksana." birden hızlanmaya başlayan kar, kırmızı saçlara beyaz beyaz düşerken tutamları ıslatıyordu, miniğinin başının ağrımasını istemeyen louis baby yoda şeklindeki yarısı özgürlük ilan etmiş olan şapkayı kıvırcık kafaya ayarlayıp neredeyse gözleri kapanacak seviyeye kadar indirdi.

"Oha lou. Göremiyorum." ellerini düz uzatıp ayaklarını hafif kaygan yolda çapraz çapraz basıp kollarını sağa sola sallayıp taklit yapıyordu gerçekten göremiyormuş gibi.

Buz tutmuş yolda kaymaz botlarına güvenerek savsak yürümesi tehlikeliydi, rolüne kendini hepten kaptırıp louis'den uzaklaşması da öyle. Kendi hakimiyetindeki bacakları bir anda buzun tarafına geçip kaymaz botlarını tuzağa düşürmüştü ki harry ne yapması gerektiğini bilmeden öylece dikilirken beline dolanan tek kol sanki bir gösteri yapıyorlarmış gibi eğik bedeni tekrar dik pozisyona getirdi.

"Dikkat et bebeğim." az önce hiç yere düşme ve bir tarafını kırma tehlikesi yaşamamış gibi beline uygulanan baskıyla yürümeye devam etti. Bu ani tutuşa ve kendisinden epeyce uzaktaki bedenin nasıl bir anda onu tuttuğuna şaşırıp küçük bir şaşırma nidası çıkardığında louis ağzına gelen soruyu sormasına izin vermeyip cevabını verdi.

"Gözüm üzerinde."

Bu akşam için, bu yılbaşı oluyor, alışveriş yapmak adına sözleşmişlerdi çünkü harry yeni yılın gelişini kutlamak istiyordu. Daha önce hiç
yılbaşını eğlenceli aktiviteler yaparak kutlamamıştı kendi başına, arkadaşları çağırdığında da gitmezdi çünkü pirpirla geçirmek daha cazip geliyordu. Yılbaşı geleneğine uyduğu tek şey sıcak çikolatasıyken kocaman noel baba şeklindeki kupasına sıcak çikolatasını doldurup dizi izlerdi pirpirla.

Şimdi ise gerçekten heyecanlıydı, kocaman bir çam ağacı mı alsak yoksa konfeti ve hediyeler mi diye aklından geçirirken yanından gelen homurdanma ile döndü.

"Hepsini alacağız."

Artık louis'nin o söylemeden bir şeyleri anlaması garip gelmiyordu çünkü bu fazlasıyla işine yarıyordu. Mesela geçen bir hafta içinde yan yana oldukları her an karşısında sanki bir cin varmış gibi aklından geçen her şey olmuştu ki masası çikolatalarla dolup taşıyordu artık, bir de yüzünde sayısız öpücük.

Etraf bembeyaz olmuşken harry gördüğü adeta bitki örtüsü haline gelmiş bulut görünümlü kar birikintilerine atlamak istiyordu, kollarını ve bacaklarını oynatıp kelebek çizmek.

Diğer yerlerdeki az birikintilere nazaran ileride gördüğü kocaman yığınla yanında duran eli tutup Louis'nin ne olduğunu anlamasına fırsat vermeden çekiştirerek oraya götürdü.

"Atlayış yapacağım, iyi izle louis!" heyecanlı çıkan sesi ve küçük bir çocuk gibi başarısını onaylatma çabası içinde karlardan pek farkı olmayan beyaz tenliye konuştu, gülüşü kocaman olmuştu, yanakları kıpkırmızı.

"Dikkat et." iki lafından biri haline gelmiş uyarı kalıbıyla harry'nin atlayacağı yere baktı etrafında kaya veya odun parçaları var mı diye ama yoktu, güvenliydi.

Louis'nin atlayacağım lafından beklediği bu değildi. Resmen paytak paytak karın yanına yürüyüp sırtını geriye bırakmıştı ve buna atlamak diyordu. Büyük beyaz montu sayesinde hiç üşümezken kahkahalar atıyordu bütünleştiği karda.

"Bak kelebek oldum." atkısının kara bulanmış püskülleri yüzünü neredeyse
kapatırken louis'nin tek gördüğü yuvarlanan kocaman bir kar topuydu. "Güzel olmuş mu?" yattığı için göremediği çizdiği şekli soruyordu ama sorusu cevaplanmadı çünkü louis cebinden çıkardığı telefonla onun fotoğraflarını çekmekle meşguldü. Kaç kere çıkırt sesinin geldiğini sayamadı bile telefondan.

thoroughbred | larryWhere stories live. Discover now