Korumalardan biri benim için kapıyı açtı. Girdim içeri kapı kapandı. İnanılmaz bir arabaydı. Audi'ye göre 100 km/h hıza 5 salise daha hızlı çıkıyordu. Aleyhime mi olur lehime mi bakacağız. Heyecanlanmıştım. Camı indirdim. Çakıroğlu solumda kalıyordu. Ona döndüm. O da camını açtı.

"Nerede bitecek"

"Nerede başlayacağını sorman gerekirdi"

"Nerede başlayıp, nerede bitecek?"

"Beni takip edeceksin önce başlama çizgisinden bitişe kadar normal bir sürüş sonra başlangıç noktasında başlayacağız, yolları bilmen için tamam mısın?"

"Tamamım" camımı kapattım.

Trafiğe açıktı. Beni geren birine bir şey olmasıydı. Çakıroğlu'na baktım. Göz kırptı ve gaza bastı. Beklemeden bende gaza yüklendim. Arabalar pati çekse de hızla ayrıldık sokaktan. Yüzümde bir gülümseme vardı. Eğleniyordum. Mutluydum. Ara sokaklardan gidiyordu. Aramızın açılmasına izin vermeden takip ediyordum. Şuanda kendisini sollamamak için zor duruyordum. Önce yarışalım dönerken sollarım.

Hızımız artmıştı. O kaçla gidiyordu bilmiyorum ama benim hızım 220 olmuştu. Sokaklar boş ve terk edilmişti. Ani bir fren yapıp durduğu için direksiyonu kırıp tam yanında durdum. Öne doğru savrulmama kemerim izin vermedi. Camı açtı. Bende açtım.

"Reflekslerin kuvvetliymiş"

"Bu güzelim arabaya bir şey olmasını istemedim diyelim" gülümsedim.

"Burası başlangıç, etrafa iyi bak. Seni sokacağım sokaklar birbirine benzeyecek ve bir yerde ana caddeye çıkacağız. Takip et beni"

Cevap vermeden dediğini yaptım o gaza yüklenip yanımdan gittiğinde bende aynı anda gaza yüklendim ve aramızdaki mesafenin açılmasına izin vermeden takip ettim. Bir yandan da etrafa bakıyordum. Nereden döndük, nereden geçtik, kaçıncı sokaktı. Dediği gibi aniden ana caddeye bağlandı yol.

Yavaşladığım gibi Çakıroğlu'nu kaybetmek üzere oldum. O hızını hiç kesmemişti, ama ben kesmiştim. Gaza tekrar bastım ve aradaki mesafeyi azalttım ya da Çakıroğlu yavaşladı da diyebiliriz buna. Yarışmıyorduk zaten şu an etrafı öğreniyordum. Bir anda sağına kırdı direksiyonu. Bende kırdım direksiyonu. Kıl payı bir kazadan kurtulmuştum. Sağdan hızlı gelen bir Mercedesle çarpışmaktan son anda direksiyonu hafif çevirmemle kurtulmuştum.

Gaza bastım tekrar Çakıroğlu arayı açıyordu. Ara sokağa girdik. Etrafıma bakıyordum. Aklıma yazmıştım. Başlangıç noktasından sonraki kaç dönüş kaç sokak geçtiğimizi devam ediyordum ezbere. Etraf bir tanıdık geldi. Çakıroğlu yine ani frenle durduğunda yanında durdum.

Nereden mi biliyordum burayı? Burada tanışmıştık. Beni ne öldüren ne de yaşatan adamla. Yanımdaki arabada oturan adamla.

Tam arabaların durduğu yerde duruyorduk. O gün canlandı gözümde. O gün belki öldürmek istiyordu şu an ise beni korumak için benimle yarışıyordu. Gülümsedim. Arabadan indi. Kapımı açtı.

"İn"

"Niye?"

"Kuralları konuşalım"

"Ne kuralı? Sokak yarışında kural olmaz"

"Yarışı bitiremeyen de kaybetmiş sayılır"

"E doğal olarak?"

"Her şeyi ezberledin mi?"

"Evet"

"Burayı" dedi etrafına bakıp "Hatırladın mı?"

"Hatırladım"

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin