☂️Kabuslar Başlıyor☂️

478 30 22
                                    

-Jenna' nın kabusu-

Otelde yemekhanedeydim.
Yanımda Five vardı.
Bana yalvarıyordu.

Five: Jenna lütfen yapma. Açıklayabilirim.

Jenna: Açıklamaya ihtiyacım yok herşeyi gördüm.

*Bir silah sesi yankılanıyor ve Five kanlar için yere düşüyor.*

Bir anda önüme bir kadın ve adam geliyor.
Onlar da bana yalvarıyor.

Adam: Jenna dinle biz senin aileniz. Seni bırakıp gitmek istemedik zamanı gelince her şeyi öğreneceksin. Lütfen yapma sen bizim gibi katil değilsin.

Bu sözün ardından Jenna' nın aklına kendini kaybetip öldürdüğü bakıcısı ve komşusu gelir.
Hargreeves kardeşlerin hepsi bir anda önünde belirir.

Luther: Sen bir katilsin.

Diego: Kimse seninle zaman geçirmek istemez.

Viktor: Güçsüzsün. Biz olmasak bir hiçsin.

Allison: Bazen keşke kendime söylenti yapıp seni unutsam diyorum.

Klaus: Ben sana mı kankam dicem hıh onun yerine hiç içki içmem daha iyi.

*Hepsi birlikte*

Sen bir hiçsin.
Yeteneksiz beceriksizin tekisin.

Birkaç silah sesi daha duyulur ve hepsi kanlar içinde yere yığılır.
Reginald gelir.

Reginald: Keşke seni evlat edinmeseydim. Zaman kaybından başka hiç bir şey değilsin. Birde para, zaman ve para kaybı. Seninle ilgilenmekten daha kıymetli işlerim var.

Bir silah sesi daha ve o da ölür.

Otel bir anda soyulup dökülmeye başlar ve Jenna kendini boşluğa düşerken bulur.
Tam yere düşecekken kabusdan uyanır asıl Jenna.

Nefes nefese uyandım.
Bir süre duvara bakarak kabusumu düşündüm.
Bu iyi değil kabuslarım genelde başladığında kötü bir şey peşinden gelir.
Bütün dünyayı etkileyen şeyler kıyamet gibi şeyler.
En son başladığında 12 yaşındaydım. Komisyondan atılmama az kalmıştı. Gözlerimi açtığımda her yer yerle bir olmuştu sonra Handler gelip beni almıştı sonra Reginald' a bırakmıştı.
Ben geçmişi düşünürken odamda mavi bir ışık patladı.
Five gelmişti.
Bir süre beni süzdü.
Sonra konuştu.

Five: Neden uyumadın?

Jenna: Uyumuştum geri uyandım.

Five: Kabus mu?

Jenna: Evet.
Five: Ne gördün ?

Jenna: Bütün dünyanın yok olduğunu.

Five: S*ktir.

Jenna: Ne!?

Five: Önemli bir şey yok sen şu an iyi misin?

Bu neden beni önemsiyordu? Ve neden gelmişti?

Jenna: Sayılır.

Five: Her hangi bir sorunun olursa konuşmaktan çekinme.

Jenna: Neden geldin?

Five: Hiç öylesine.

Gerildiğini hissedebiliyordum. Benimle birlikteyken hep geriliyordu. Onlar otele geleli bir hafta olmuştu ve bir haftadır böyleydi.
Merak ettim ve cevap vermesini umarak konuştum.

Jenna: Neden benimle konuşurken geriliyorsun?

Five: Kim ben mi? Gerilmek ha yanlış anlamışsın sen ben biriyle konuşurken asla gerilmem.

Evet gereksiz açıklama yapması gerildiğini kanıtlıyor.

Jenna: Öyle mi yüzüme bile bakmıyorsun.

Gerçekten yere bakıyordu tavana bakıyordu ama bana bakmıyordu.
Bir süre bana baktı ve durdu.
Sonra aceleyle konuştu.

Five: Pekala benim artık gitmem gerek sana iyi eğlenceler artık her ne yapacaksan. Ve söylemek istediğin bir şey olursa çekinme söyle.

Jenna: Bence çekinen ben değilim Five.

Five: Ben çekinmiyorum Jenna.

Jenna: Yaa öylemi neden o zaman konuşmadan önce düşünüyorsun?
Normal bir şey değil.

Five: Bak sen bir kızsın ve seni üzmemek için kelimelerime dikkat etmeye çalışıyorum tamam mı?

Jenna: Ama ilk geldiğimde böyle değildin aklına geleni söylüyordun.

Five: Olabilir.

Hala doğru cevaptan kaçıyordu aklıma bir soru geldi.
O arkasını dönmüştü o sırada sormam gerektiğini anladım.

Jenna: Five sen bana karşı bir şeyler hissediyor olabilir misin?

Hızla arkasına döndü bana gergin bir bakış attı.
Bu sefer bana bakıyordu.
Direk gözlerime.

Five: Evet sonuçta arkadaş değil miyiz?

Jenna: Sadece arkadaş mı?

Five: Sadece arkadaş.

Jenna: Peki.

Bu dediğine nedenini bilmeden üzülmüştüm.
Sanırım daha fazlasını beklemiştim.

O tam gitmeye hazırlanırken söylemem gereken bir şey daha olduğunu hatırladım.

Jenna: Ve rüyamda sizi gördüm. Sizi öldürdüğümü.

Five tam gidecekken söylemiştim bunu son anda bana baktı.
Ve hiç bir şey demeden ışınlanıp gitti.
Bir şeyler saklıyordu.
Hatta bir şeyden fazla şey saklıyordu. Öğrenmek istediğimi düşündüm ve sabah ona sormaya karar verdim. Söylemezse de söylentiyi kullanmaya karar verdim.
Söylentiyi düşünce aklıma rüyamda Allison' un dedikleri geldi.
Ve moralim iyice bozuldu saate baktım 6.22 idi kalıp duş almaya karar verdim.

Banyoya gidip ılık suyu hazırladım.
Ve güzelce duşumu aldım.
Tamamen hazır olduğumda saatin 8.49 olduğunu gördüm erkendi.
Bende dışarda yürüyüş yapmaya karar verdim.
Kulaklığımı kulağıma takıp şarkı dinlemeye başladım.

Control~ Halsey

Kahve içmeye karar verdim ve Griddys Dougnouts' a gittim Agnes beni tanıyordu.
Benim geldiğimi görünce hemen sade kahvemi hazırlamaya başladı.
Burayı seviyordum çok tatlı bir donut dükkanıydı.
Kafamı burda dinleyebiliyordum.
Yanına gittim çok az bekledim ve hemen kahvemi önüme koydu.
Bir yandan onunla sohbet ediyor, bir yandan kahvemi içiyordum.
Yarım saat kadar orda vakit öldürdüm.
Sıkılınca parasını ödeyip oradan çıktım.
Sokakta yürürken birinin beni takip ettiğini hissettim.
Arkamı döndüğümde kimseyi göremedim.
Hemen bir ara sokağa girip saklandım.
Ve saklandığım yerde beklemeye başladım.
Bir kaç dakika sonra bana acayip tanıdık gelen bir adam gördüm.
Bana yaklaşıyordu.
Biraz dövüş biliyordum.
Kendimi savunabilirim diye düşündüm.
Ama adam çok iriydi.
Onu alt edemem diye düşündüm.
Bir anda konuşmaya başladı.

Adam: Merhaba Jenna.

Ne bu beni tanıyor muydu!?
Bir yandan beni arayarak konuşmaya devam etti.

Adam: Saklanmana gerek yok sadece seni eski bir dostunla konuşmaya götüreceğim sonra duruma göre otele geri götüreceğim.

Jenna: Sana neden güveneyim?

Adamdan cevap bekledim gelmeyince ona baktım.
Hareket etmiyordu.
Etraftanda hiç ses çıkmıyordu.
Saklandığım yerden yavaşça çıktım.
Bir süre bekledim sonra elinde çantayla bir kadın geldi.

Handler: Merhaba Jenna görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. Nasılsın?

Yüzünde iğrenç bir sırıtma vardı.
Ona baktıkça iğreniyordum.

Kıyamet || Five HargreevesWhere stories live. Discover now