٭Tamamlandı٭
Siz:Yok ya duramıyorum sinirden
Siz:Hani yani sen kimsin sığır!!
Siz:Ay bi de geçmiş karşıma "Davayı da tweet sözleriyle mi kazancaksın" diyo
Siz:Büroda olmasam ben bilidim ne yapacağımı amaa
Siz:Hıh haspamm
Siz:Ergenmişim biliyo musun...
Arisin artık sürekli aramalarına dayanamayıp rastgele telefonu açtım.Görüntülü aramıştı.
"Ay Aris iki dakika sabredemedin ya!"
Arisin yüzüne bile bakmadan söylemiştim bunları.Üzerimdeki elbiseyi tekrar düzelterek kafamı telefona çevirdim.
Bismillahirrahmanirrahim!
O nasıl bi yüz öyle ey cemati müslimi!!
Şuan da bildiğiniz gözgözeydik ve ben her an bayılabilirdim.Koyu kahve gözleri endişeyle beni süzüyordu.İyi olduğumu kontrol etmeye çalışıyordu.Bir eli sakallarında gezinirken kaşları çatıktı.
Ama böyle fazla iyi görünüyordu!
Üzerinde asker forması vardı.Askeriyede olmalıydı.
Endişeli bakışları yüzünden yavaş yavaş giderken yerini şaşkınlık almaya başladı.Hiç konuşmadan belkide yarım saat birbirimize baktık.Ortamdaki sessizliği kuru bir öksürükle bozdum.
"Niye aradın?" Kısa bir duraksamadan sonra o da benin gibi öksürdü.
"Mesajlarıma cevap vermedin."
O nasıl ses tonu lann!!
Masumca verdiği cevaptan sonra aklına birşey gelmiş gibi tekrar kaşları çatıldı.
"Dilay madem iyisin niye mesajlarıma ya da aramalarıma cevap vermedin! Endişelendim senin için!"
Dediği şeyden sonra yüzümde bir gülümseme oluşmuşdu.Bakışları birkaç saniye gülüşüme takıldı.
"Ay binbaşım sen de fazla sabırsız çıktın azcık beklesen sana fotoğraf atacaktım."
"Nasıl yani?" Kısa bir oflama çekip devam ettim.
"Diyorum ki azcık sabretseydin suç bile sayılabilecek güzelliğimle sana fotoğraf atacaktım." kısa bir an duraksadığımda devam ettim.
"Aslında fotoğraf atmama gerek yok dur bekle göstereyim kendimi."
Arisin hala sesi çıkmazken telefonumu dolabımın yanındaki tripota sabitleyip ışığı açtım.
Üzerimde siyah mini bir elbise vardı.Asimetrik dekolteleri olsa da çok şık görünüyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Telefondan uzaklaştığımda Aris'in yüzünü göremiyordum. "Nasıl olmuşum?" Uzun süre sessiz kaldığında tekrar tripota kadar gidip telefonu aldım.
"Konuşma yetini mi kaybettin acaba cevap versene.Nasıl olmuşum?"
Aris yutkunarak cevap verdi.
"Güzel.Yani güzel olmuşsun." Verdiği cevapla gülümsedim.
"Nereye gidiyorsun?"
"Sima'nın ablasının düğünü var oraya gideceğim." Tatmin olmuşcasına başını salladığında arkadasından kapı açıldı.
İçeriye boylu poslu sarışın bir afet girmişti.
"Komutanım Albayım sizi odasına çağı- Oha çok güzel lan!"
Beni farkettiğinde kurduğu cümleyle kısa bir kahkaha attım.
"Sen de fena değilsin." Çocuğa göz kırptığımda yüzünde ki sırıtış arttı.
Romantik bakışmamızı Aris'in az önceki mükemmel sesinden ziyade şimdi çıkan korkunç sesi bozdu.
"Caner İncebiz 1.000 şınav şimdi!"
Canerin beş karış açılan ağzıyla şaşırdığı belliydi.
"Ya Aris rahat bırak Canerciğimi!" Benden duyduğu şeyle dişlerini sıkarak devam etti.
"Caner İncebiz 1.100 şınav şimdi!" Sesi o kadar çok değişmişti ki ben bile korkmuştum.
Caner yutkunarak yere doğru eğilip şınav çekmeye başladı.
Aris'in korkunç bakışları bana döndüğunde hemen gözlerimi kaçırıp konuşmaya başladım.
"Aa şey benim ocakta yemeğim vardı yanıyor heralde ben gidiyim de yeniden yapayım bari." Odamdaki uzun yaprakları olan bitkinin yaprağını telefonun hopörler yerini sürtmeye başladım.
"Aa tünele girdik çekmiyo heralde hadi görüşürüz." Telefonu kapattığım da derin bir nefes aldım.Çocuğun canını okuyacaktı.
Ama herşeye rağmen onunla konuştuğum aklıma gelince yüzüm de tebessüm oluşmuştu.
