Ayakkabılarını çıkardı, içeri girdi. Bedeni şimdi daha da yakındı bana ve kokusu burnuma doluyordu.

Ben artık babamın nasıl koktuğunu biliyordum.

Elimle koridorun sonundaki salonu işaret ettim. "Şöyle geç lütfen... Geçin, geçin yani."

Aptaldım. Ben gerçekten aptaldım.

Bu aptallığıma hafifçe tebessüm etti, sonra sildi hemen gülüşünü ve gösterdiğim yere doğru ilerledi.

Biraz arkasından baktım.

Bu an, gerçekti. Buradaydı.

Peşinden ilerledim. O çoktan koltuklardan birine oturmuştu. Ben de çaprazına geçtim, terleyen avuç içlerimi dizlerime sürttüm birkaç kez.

Sakin ol İpar, sakin ol.

"Neden burada olduğumu biliyorsun, öyle değil mi?"

Kalın, tok bir sesi vardı. Birbirini hiç tanımayan ama aslında aynı candan olan iki yabancıydık biz. Buna rağmen, ses tonunu yumuşatmaya çalıştığını görebiliyordum.

Başımı salladım.

"Biliyorum." Küçük bir nefes aldım. "Siz, nasıl öğrendiniz?"

Ceketinin iç cebine uzandı, katlanmış bir kağıt çıkardı ve açarak bana uzattı. Uzanıp aldığımda, bunun bir DNA testi raporu olduğunu gördüm.

Demir Kolcuoğlu'ndan alınan saç teli DNA örneği ile İpar Aksoy'dan alınan saç teli DNA örneği %99.99 uyuşmaktadır.

Gözlerim, yirmi yılımın yalan olduğunu ispatlayan o satırları bulduğunda, daha fazla tutamadım kendimi. Gözyaşlarım, gözpınarlarıma kadar geldi ve birer ikişer firar ederek ellerimin arasında duran kağıda aktı.

"İki gün önce, Soner Karahan karşıma geçip her şeyi açıkça anlattı. Neler yaptığını, neden yaptığını. Bu test, nasıl yapıldı bilmiyorum ama çok da zor olmasa gerek."

Sustu sonra, göz göze geldik. Bakışları ıslanan yüzümde gezindi. Hiç bilmediğim, tatmadığım duygular barındırıyordu.

"Ağlama."

Kağıt parçası ellerimin arasından kayıp yeri boyladı. Birkaç hıçkırık kopup geldi boğazımdan.

"Neden ki?" diye sordum acı acı. "Niye? Ben ne yaptım ona? Siz, ne yaptınız? Ben yirmi yıl boyunca neden bir yalanı yaşadım?"

"Ağlama," dedi tekrar.

"Ne olacak şimdi? Ben ne yapacağım?"

"İpar," dedi bu kez. Adımı onun sesinden ilk kez duymak, bir nebze de olsa sardı ruhumu. Mavilerine diktim gözlerimi.

"Konuşmamız gereken çok şey var. Biliyorum, birbirimizin isimleri dışında hiçbir şey bilmiyoruz belki de. Ama artık ben varım, tamam mı? Ve ben seni yanımda istiyorum."

Ben seni yanımda istiyorum.

"Ne olacağını zaman gösterir. Gerçekleşebilecek bir sürü ihtimal var. Ama bundan sonra, hele ki o herif hala dışarıdayken ve Soner Karahan beni açıkça tehdit etmişken, senin yerin benim yanım."

Belki beni sevmeyecekti, hiçbir zaman kızı olarak da kabullenemeyecekti ve aramızdaki bağ, yerdeki o kağıt parçasından ibaret olacaktı. Gerçekleşebilecek ihtimallerden kastı buydu.

Işıkları Söndürseler Bile | Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin