Hüküm

815 36 4
                                    

Merhaba arkadaşlar,
Kitabı beğeniyor musunuz? Düşüncelerinizi paylaşır mısınız?  oyunuzu kullanıp bol yorum yaparsanız çok sevinirim...

İyi okumalar.🤍


Babannem tam karşımda duruyordu.
Şaşkınlığımı gizleyemezdim çünkü babam ve annem dayım olacak şerefsizin olayından sonra  bir daha yüzyüze görüşmemiştik daha doğrusu ben görüşmemiştim.
Babaannem onunla konuşmam için babamla olan iletişimi bile kesmişti. Benim için oğlunu silmişti.

 
Şaşkınlığımdan sıyrılmama neden olan babaannemin arkasında durup bana bakan kahve harelerdi...

   Babaannemin bana adım atmasıyla ona bakmaktan vazgeçmiştim. Babanneme doğru adımlayıp elini öptüm " bi xêr hatî dapîra çi bayê tu avêt vir" (Hoşgeldin babanne, hangi rüzgar getirdi seni buraya)

Cevap vermedi sadece arkasındaki kıza hüzün dolu bakışlarla bakıyordu. Öğreneceğim şeyden dolayı kıza birşey yaparım diye mi üzgündü bilmiyorum ama sormazsam ne bok olduğunu öğrenemeyecektim.

Yazar'dan

Naze Hanım torununun  yanına giderken Kan aşiretinin kızı Evîn Kan'ı da kendisiyle götürmüştü. Çünkü küçük torunu onu koruyacak güçte değildi annesinin suçu yüzünden Mirza yanacaktı.

Mîrza memleketi Mardini bırakıp gitmeseydi belki bu kadar kötü olaylar olmayacaktı.
Naze Hanım Evîn'e "Kızım sen bizi salonda bekle geleceğiz biz." Demesi ile Evîn kafasını sallayarak koltukta oturunca Naze Hanım Mirza'ya dönüp;

"Mirzamm.... Gel biraz konuşalım seninle." dediğinde Mîrza'nın çalışma odasına girdi.
Nasıl söyleyecekti ki "Annenler kardeşin için seni yaktı.!" Nasıl söylenirdi ki bu.

Yeğenimin şerefsizliği aileni kana bulayacak nasıl diyecekti. En zor saatleri yaşayacaklarını çok iyi biliyordu Naze Hanım.

Torunu onu eğer sakince dinlerse belki düzeltilirdi. Ama hüküm verilmiş kardeşleri istememiş ve Mîrza'yı öne sürmüşlerdi.

"Mîrzamm... Oğlum nasılsın?" Diye lafa girdi Naze Hanım torununun gür sesini duyunca olacaklardan korktu Mîrza acımasızdı.

"İyiyim çok şükür de senin bir derdin vardır Naze sultan! Anlat hele"

Naze hanım kaçışının olmadığını anlayınca konuşmak için öksürerek sesini kontrol etti

"Mirza... Benim buraya gelmemin sebebi. Dayının yaptığı pisliğin hükmünü sana söylemeye geldim oğlum. Onları savunurken vurduğun Diyarbakır Kan aşiretinden olan Baran için toplanan ağalar hüküm verdi...."

Naze Hanım'ın hayatı boyunca ilk defa bu kadar zorlandığını gördü Mîrza. Annesi Dila'nın söylediklerini sindiremezken Naze Hanım'ın söyleyecek şeylerin üzerine kıyametin kopacağına emindi.

"Eee... Ne hüküm verilmiş"
Diyerek Naze Hanım'ı anlatması için konuşmuştu

Naze Hanım "Hüküm berdeldir oğul.. Senin için berdeldir"
Mirza duyduklarını sindiremedi ayağa kalkarak gür sesini herkese duyuracak şekilde " Sen ne diyorsun yâde ne berdeli o namusuzluğu yapan ben miyim? Hem kim benim üzerime hüküm verme cesaretinde bulunuyor.!"

𝑴𝒊𝒓𝒛𝒂 Where stories live. Discover now