Uzun divanı ikimizin yan yana yatacağı şekilde yapmıştı. Sıcacık odaya girip divanda açtığım yatağa yatan kocama baktım. Hafif dikleştirdiği yastığa kafasını koymuş beni izliyordu. Onun bakışları altında yeni aldığımız dolabı araladım ve içinden özellikle seçtiği pijama takımını çıkardım. Arkadan beni izlemesini umursamamaya çalışsamda bütün tüylerim davaya dikilmiş istemsiz daha da ısınmıştım.

Hızlı davranıp hızla üstümdekileri çıkarıp yere indirdim. Titreyen parmaklarımla pijama takımını giyip saçıma bağlandığım tokamı söktüm. Daha bu sabah banyo yaptığım için mis gibi kokan saçlarımı saklama gereği görmedim.

"Bugün çok gergin bir gündü. " divana doğru minik adımlar atarken derin bir nefes çektim. Mesut'un düşüncelerini merak ediyorum.

"Bugün bir şeyi çok merak ettim." Gözlerim dalgınca bana bakan adama kaydı. Bu arada yorganı aldırıp içine girdim. Sıcacık ettiği yatağa yayılırken saçlarım yastığın üstüne gelişi güzel dağıldı.

"Neyi merak ettin?" Omuz silkip gözlerini tavana çevirdi. Yine ketum haline bürünmesiyle dayanamayıp avuç içimi yanağına yaslayıp kendime çevirdim. Karanlık oda diyemem çünkü bu defa küçük elektirikli sobanın turuncu ışığı sanki lamba yakmışız gibi odayı aydınlatıyordu. "Kendini saklama artık. Aramızdaki ilişki bedenen olsun istemiyorum. " annemler bizi duymasın diye kısık sesle konuştum. Mesut bir süre yüzümü inceleyip bana doğru kafasını uzattı ve göğsüme doğru attı.

"Saçımı okşasana. " ikiletmeden sanki bunu bekliyormuşum gibi parmaklarımı saçlarının arasına soktum. Sabah yıkandığı için temiz ve yumuşak olan tutamları parmaklarımın arasında kayıp gidiyordu. "Acaba annemler olsaydı sen onların yanında nasıl olurdun? Seni severler miydi?" Sesinden hissettiklerini anlamasamda içime doğan hisle diğer elimi kaldırıp yine avuç içimi yanağına yasladım. Anında kollarını belime dolayıp yüzünü göğsüme doğru bastırdı.

"Bence severlerdi. " kafası kaldırıp bana baktı. Cümlemi devam ettirmemi istediği kahvelerindeki parlamadan belli oluyordu. "Çocuklarına iyi bakıyorum, kimseye karışmıyorum. " diyip yutkundum. Aklıma gelen şeyi söylemek zor geldi. Öyle ki boğazıma yumru oturmuştu. Mesut başıyla beni onayladı ancak bunların ona yetersiz geldiğini hissedebiliyorum. "Ayrıca oğullarına değer veriyorum. " hızla dudaklarımı birbirine bastırdım. Mesut'sa birkaç saniye yüzüme öylece baktı ancak dediğimi anladığı anda dudakları iki yana gerildi. Bu tepkisi az da olsa rahatlamama sebep oldu. Kalbimin sesini bastıramasam da.

"Baban beni pek sevmedi ama. " eğilip yanağıma ufak bir buse kondurdu. "Kızına değer verdiğim halde. " bunu söylerken dudaklarını kulağıma yaklaştırıp fısıldayarak söyledi. Zaten hızlanan kalbim duyduklarımla çıkacak kadar hızlı atmaya başladı. Yaşadığım duyguların tadını çıkarmak için gözlerimi sıkıca kapattım.

"Uyuyalım. Hem namaza kalkacağım hem de babam sabahın köründe kalkıp kahvaltı ister. " Mesut sesini çıkarmadan yeniden kafasını göğsüme doğru koyup belime sarıldı. Böyle uysal olması hoşuma gittiği için parmaklarımı yeniden saçlarının arasına soktum.

.........

"Mutlu. Kalk kız kahvaltı hazırla. " babamın sesiyle seccadeden hızla kalktım. Yatakta uyuyan Mesut'u uyandıracaktı. Çektiğim tesbihi seccadenin yanına indirip hala karanlık olan odadan çıktım. Babam bizim kapının önünde durmuş bana bakıyordu. "Oyalanma hadi. " beni öylece bırakıp sobalı odaya doğru adımladı. "Kahvaltı hazırlamadan önce şu sobayı yak. " gözden kaybolan babamın arkasından bakmak yerine kafamı odaya uzatıp yatağa doğru baktım. Mesut yatakta doğrulmuş uykulu gözlerle bana bakıyordu.

"Şimdilik yat istersen. Kahvaltı hazır olunca uyandırırım seni. " Mesut uyku sersemi başıyla oyalayıp kafasını yeniden arkaya doğru atmıştı. Bu haline istemsiz gülümsedim. Bazı hareketlerinin çocuktan farkı yok.

Sobalı odaya girip yatakları toplayan anneme baktım. Babam belli ki benden önce annemi kaldırmıştı. Annemin bana dönen gözleri ufak bir tebessümle süslendi. Babam olduğu zaman genelde ikimiz pek konuşamıyorduk. Bunun yerine bakışlarımızla anlaşmayı öğrendik.

Sobanın yanındaki odun kovasında kalan üç odunuda kapağını açtığım sobanın içine attım. Sönmek üzere olan sobadan duman çıkmaya başlayınca hızla kapağını kapattım.

"Kızım bunları nereye götüreyim?" Üst üste indirdiği yorganları işaret etti. Bu arada babam divanda oturmuş gözlerini yere dikmişti. Eminim aklından kırk tane tilki geçiyorduk. Yoksa şimdiye anneme bir kere de olsa laf söylerdi.

"Yatak odasına götüreceğim. " annem taşımak yerine divana oturdu. Babam kafasını çevirip anneme baktı ve ayağını kaldırıp kalçasına koyarak ittirdi.

Kısa oldu ancak bu defalık böyle olsun. İnanınki zorla yazdım. Sırf sınır geçildi sizi bekletmemek adına.

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Where stories live. Discover now