Eğer iz bırakırsa biterdim. Kendi sonumuzu kendimiz yazmış olurduk. Bu yüzden buna izin veremezdim.

"Can. Dur. Boynum olmaz."

"İz bırakmayacağım." Sesi aşırı derecede boğuk geliyordu.

Nabzımın deli gibi attığı yere bastırdı dudaklarını. Dediği gibi iz bırakmayacak şekilde öpücükler kondurdu. Emmedi fakat öpücüklerinin arasına dilini sürterek başka noktalarda devam ediyordu. Gerdanımı diliyle ıslatmıştı ve her nefes alış verişinde ürperiyordum.

Üzerimdeki bol tişört tamamiyle aşağıya kaymış durumdaydı. Boynum ve omuzlarım açılmıştı. Dil darbelerini durdurdu. Ellerimi serbest bıraktı. Parıldayan gözleriyle yüzümü inceledi.

"Deniz. Duralım dayanamıyorum." Kafasını boynumdan çekip iki göğsümün arasına koyup nefeslenmeye başladı.

Alıp verdiği nefesler göğsüme geldiği için tüylerim diken diken olmuş gibi hissediyordum.

Bir süre öyle durduktan sonra başını kaldırıp gözlerime baktı. Yerinde biraz daha yükselip yanağıma öpücük kondurdu. Dudaklarını yavaşça yanağımda sürterek çeneme kadar gitti. Çenemi de öptü ve bir kolunu başımın altına koyup tek bir hareketle yerlerimizi değiştirdi.

Artık ben onun üzerindeydim. Kafamı göğsüne bastırıp iki kolunu belime sıkıca sardı. Sessizce uzundık öylece bir süre. Göğsünde uzanırken uykum gelmişti fazla rahattı bu şekilde uzanmak.

"Deniz?"

"Hmm?" Gözlerim kapalıydı ve uyumamak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Bunu sevmiştim.

"Evlensek her günümüz böyle geçer miydi?"

"Daha güzel geçerdi." İster istemez aklıma Can'la evliyken nasıl olacağımız düştü. Bu düşünce bile gülmeme yetti. Kesinlikle sürekli tartışan bir çift olurduk. Her konuda birbirimize uzak insanlardık.

"Bence tek kavgamız çocuklarımıza isim verirken ki zıtlaşmamız olurdu." Belime sıkıca sardığı ellerinden birini saçıma çıkarttı. Bir öpücük kondurup özenle okşadı. Uykuya direnmek şimdi daha da zordu işte.

"Hiç zannetmiyorum." dediğimde yerinde kıpırdandı.

"Neden ki?"

"Her konuda tartışırdık bence. En küçük zıtlaşmalarımızdan birkaç tanesini sayayım istersen?"

"Bence gayet uyumlu bir çiftiz. Her şeyimiz uyum içinde. Aynadan bakınca gözlerim kamaşıyor. Hem ne için zıtlaşlatık ki biz?"

"Mesela ben kola seviyorum sen ayran. Ben komedi seviyorum sen aksiyon. Ben cips seviyorum sen mısır. Ben beyaz seviyorum sen siyah. Bunlar sadece en basitleri. Yani o kadarda uyumlu değiliz."

"Deniz. Ben sadece seni seviyorum. Geri kalan hiçbir şey umrumda değil. Eğer komedi seviyorsan bende komedi severim. Ya da cips seviyorsan bundan sonra favori aburcuburum olur. Önemsiz şeyler bunlar." Belimde ki elleri sıklaşırken yerinde kıpırdanıp biraz daha yukarı çekti bedenimi. Kafam artık boynuyla temas ediyordu.

Söylediği şeyler çok güzel ve özeldi benim için. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Tamam belki Can'dan önce sevgililerim olmuş olabilirdi. Ama o hepsinden farklıydı. Beni herkesin ve herşeyin önüne koyuyordu.

"Doğru söylüyorsun. Zaten sürekli cips yenmez. Arada değişiklik iyi gelir." dediğimde güldüğünü işittim.

Sanırım hayatımın en huzurlu dakikalarını geçiriyordum.

Dakika diyorum çünkü şimdiden huzurumuzu bozan o telefon sesi yükselmişti odada. Benim telefonum çalıyordu. Normalde sessizde olan telefonum şu an neden bas bas bağırıyordu. Ah cidden!

"Deniz. Alp arıyor bir bak istersen."

Yatağımın yanında ki komidinin üzerinden telefonumu elime uzattı Can. İstemeye istemeye de olsa gelen çağrıyı yeşile basarak yanıtladım.

"Efendim Alp?"

"Deniz odama 1 bardak su getir."

"Hizmetlin miyim ben senin. Kalk al kendine."

"Deniz oyun oynuyorum su getir."

"Getir?" Soruş şeklimden getirmeyeceğimi anlamış olacak ki hemen geri vites yapmaya başladı."

"Getirir misin canım kardeşim. Birtanem, meleğim. Hadi canım hadi."

"Yok getirmem." Telefonu yüzüne kapatıp yatağa fırlattım. Aslında normalde götürürdüm fakat şu an hem Can odadaydı hemde aşırı uykuluydum. Ayrıca eli ayağı vardı. Kendisi alabilirdi. Öyle değil mi?

"Bu pezevenk seninle hep bu şekilde mi konuşuyor?"

"İşine nasıl gelirse."

"Keşke abin olmasaydı da şöyle bir evire çevire dövseydim. İçime oturdu resmen."

Derin bir nefes verdiğinde eş zamanlı olarak kapı kolu zorlanmaya başladı. Sadece kapalı gözlerimi açtım ve kapının ardına seslendim.

"Kimsin?"

"Deniz! Hangi cüretle yüzüme kapatıyorsun! Aç kapıyı Superman'li tişörtünü yırtacağım.! Seni sümsük."

Omzumu silkip Can'ın boynuna daha çok sokuldum.

"Kapalıyız. Yarın gel."

"Sabah 6'da gelip uyandırmazsam bana da Alp demesinler."

Hiçbir zaman ciddiye almadığım abimi yine ciddiye almayarak tekrar kapattım gözümü. Zaten o da birkaç saniye sonra tekrar odasına döndü. İlk defa benimle fazla uğraşmadı ve odasına döndü. Biraz olgunlaşmış gibiydi bu aralar.

Gözlerimi yaşartıyordu.

"Deniz. Gideyim artık ben. Geç oldu, uyu sen."

Başımı boynundan kaldırıp gözlerine baktım. Alttan bana baktığı için gıdığı çıkmıştı.

"Burada kal benimle."

...

Ben elendim geride kalanlara başarılar 🙋‍♀️

Deniz çok rahat çok profesyonel tam bir quenn 💅

Selaö canlarim. Bugün mutluyum. Bunun şerefine bir bölüm <3

Can Abi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin