32. bölüm

10.8K 727 133
                                    


Oylar azalmis 😧

...

Camı açtığımda Can'da daha yeni yeni tırmanmıştı yukarı. Alışılagelmiş bir şekilde iki eliyle önce içeriden mermeri tuttu ve var gücüyle kendini içeri çekti.

Önce sağ bacağını ardından sol bacağını odaya soktuğunda tamamen odamın içerisindeydi. Günlük ve her zaman yaptığı bir şeymiş gibi davranıyorduk artık ikimizde.

Tek sorun birinin Can'ı benim odama tırmanırken görmesiydi şu anlık. Bu ihtimal beni biraz korkutuyordu çünkü hem babamın hemde Alp'in evde olduğu bir zaman diliminde Can'ın odama gizlice giriyor oluşu karşımda üzerini düzelten adam için ölüm demekti. Bana bir şey yapmazlardı buna eminim fakat Can için aynı şeyi söyleyemezdim. Herkesten önce Alp öne atlar boğazına yapışırdı zaten.

"Hoşgeldin sevgilim."

"Hoşbulduk hoşbulduk." dedi üzerime doğru adımlarını atarken.

Geri adım atmak bir yana dursun kılımı bile kıpırdatmadan yanıma gelmesi için bekledim. Üzerime yürüdükçe geri adım atmadığımı farkedince tek kaşı havalandı. Dudaklarını vay be dercesine büzüp beğeniyle bakan gözleriyle üzerime gelmeye devam etti.

"Cesaretinin sadece klavye üzerinde olmaması nasıl hoşuma gitti bilemezsin."

Dudakları yay gibi gerildi ve burnunun ucundan nefes vererek güldü.

"Kapı kilitli mi?" Aramızda 1 adımlık mesafe kalmışken sorduğu soruya başımı sallayarak onay verdim. Onayımı bekliyor olacak ki sağ kolunu uzattı ve boynumdan yakaladığı gibi dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

Bu her zamankinden farklıydı. İlk yavaş yavaş dudaklarımı öper sonra işleri ilerletirdi ama şimdi direkt başını sağa yatırarak dilini ağzında tutup benim dilimi soktu kendi ağzına.

Ağzına aldığı dilimi emmeye başlayınca yapabildiğim tek şey omuzlarına tutunup sıkmak oldu. Sağ eli hâlâ boynumda dururken sol elini belime indirdi. Tikim olduğu için hafiften irkilsemde elinin orda olduğunu unutmam hiç uzun sürmedi.

Git gide üzerime yürümeye başladı. Adımlarımız eş şekilde geriye doğru gitti. Hemen arkamda duran yatağım sayesinde adımlarımız durmak zorunda kaldı. Dudaklarını birkaç saniyeliğine ayırıp nefeslenmeme izin verdi ve az öncekinden daha hızlı bir şekilde tekrar birleştirdi.

Dilimi emip emip bırakırken kalan boşluktan aşağıya doğru yol aldı salyalarım. Bu onu umursamak yerine çenemde akan sıvıya götürdü dilini. Hızlı hızlı nefesler alıp verirken bir yandan da çenemi yalıyordu.

ÇENEMİ YALIYORDU!

Beynim şu anki zamanı algılayamadığı için sesimi çıkartmadan yaptığı hamlelerine izin veriyordum. Sanki aşağıda annemler yokmuş gibi davrandığımın bile farkında değildim.

"Deniz." diye fısıldadı nefeslenirken. Belimde ki eli sırtıma götürüp hızlı bir hamleyle yatağa attı bedenimi ve üzerime çıktı.

Dayanamıyormuş gibi bir hâli vardı. İki eliminde bileğinden tuttu ve kelepçe misali kendi elleriyle yatağa bastırdı. Tamamen savunmasız kalmıştım bütün gardım inmişti şu an ona karşı.

Kalbim deli gibi hızla atıyordu.

Tek dizini kırıp iki bacağımın arasında ki boşluğa koydu. Pozisyonu oldukça rahat görünüyordu. Tek sorun artık rotası dudaklarım değil boynumdu.

Can Abi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin