"Evet, lütfen. Her şeyi bilmeden size güvenemem."Kararlılıkla ortaya attığı cümleyle herkes derin bir nefes verdi. Nedense bu hepsinin rahatlamasına sebep olmuştu. Pars, Agâh beye telefon etmek için yanlarından ayrıldığında Lema diğerlerinin sessizce kendisini izlemeye devam etmesiyle gülümsemekten alamadı kendini.

"Bu kadar endişelenmeyin. Bende çok parlak biri sayılmam."dedikten sonra zihninden bir ses bağırdı. 'Hemde hiç değilsin'

Herkes hazırlanmak için odalara dağıldığında Lema giyinme odasında bakınmaya başladı. Nereye gidecekleri hakkında bir fikri yoktu o yüzden kafasına göre spor bir kombin yapmaya karar verdi. Görür görmez aşık olduğu siyah mini piliseli bir etek giydikten sonra üstüne beyaz bol bir tişört geçirdi. Böylece eteğinin sadece uçları görünüyordu. Nedense bu görünüm ona çok şirin geliyordu.

Dizine kadar gelen siyah transparan parlak taşlı bir çorap giydikten sonra ayağına da beyaz spor ayakkabılarını giymişti. Hem saçma hem uyumlu hem değişik duruyordu. Kendince ortaya bir kıkırtı bırakırken gözleri aynaya takıldı.

Evet, kesinlikle beğenmişti.

Makyaj masasının önüne geldiğinde birkaç saniye nasıl bir makyaj yapması gerektiğini düşündü. Ardından simli bir maskarayı kirpiklerine boca etti. Ardından yanaklarına allık sürüp dudaklarına da bol bol gloss sürdükten sonra artık kendini hazır hissediyordu. Saçlarına dokunmayacak ve böyle iki kuyruk kalmalarına izin verecekti. Çantayı unuttuğunu farkederken eline minicik baget bir çanta aldı ve içine sadece cüzdanı sığdı.

"Lema, çıkıyoruz!" Koridorda Pars'ın gür sesi yankılandığında Lema telaş içinde eline montunu alarak kapıya koşturdu. Genelde o Yankı' yı beklerdi ama bunlar kendisinden bile hızlı çıkmıştı.

♠️

"Pars, nereden çıktı Lema'yı getirmek?" Agâh bey oğluna kızarken Pars bıkkınca nefesini verdi.

"Baba böylesi en iyisi. Sen ne sanıyorsun? Biz ona bir şeyler göstermeden onun her şeyini bize dökeceğini mi? Rol yapıyor baba. Öylesine iyi oynuyor ki biz bir adım atmadan yıllar geçse de bize hiçbir şey söylemeyecek. Onun bizi tanımasından çok, bizim onu tanımamız için güven bana bu en iyisi."

Agâh beyin birkaç saniye süren sessizliğiyle Pars onun düşündüğünün farkındaydı. Ama söylediklerinin sonuna kadar arkasındaydı. "Haklısın sanırım ama ona acımasız olmayacağız Pars. Diğerlerinden ayırmak istemiyorum diyorsun ama ayırmak zorundasın. Yetimhane de siz büyümediniz çünkü."

Son cümle Pars'ın yüzüne tokat gibi çarparken rahatsız bir tavırla kıpırdandı. "Baba demek istediğim o değildi. Diğerlerini nasıl seviyorsam onu da sevip kardeşim olarak göreceğim demek istedim."

"Güzel."dedi Agâh bey telefonun öbür ucundan. "Aklımı kurcalayan şeyler var Pars. Bu kız yıllar boyunca Yankı'nın yanındaydı ama Yankı bile tanımıyor onu." Kendi yöntemleriyle Yankı'nın bildiği her şeyi artık Agâh bey de biliyordu. Ve bunu oğullarına anlattığında hepsi çok şaşırmış ama bir o kadar da gururlanmışlardı.

"Öyle. Şimdi kapatmam lazım." Pars telefonu kapatıp odasından çıktığında aklından binbir türlü düşünce geçiyordu.

♠️

Lema, neşeyle merdivenlerden inmeye başladığında kapının önünde onu bekleyen Akarcalı erkeklerinin gözü de ona dönmüştü. Lema'nın ultra mini eteğinden rahatsız olsalar da şimdilik hiçbiri bir şey demeyecekti. Bunun dışında o kadar tatlı ve güzel görünüyordu ki bakışlarından açıkça okunan hayranlık Lema'yı güldürdü.

"Her zaman bu kadar tatlıysan seni kafanda kese kağıdıyla dolaştırırım Lema."Berge ciddi bir ifadeyle konuştuğunda Lema sahte bir dehşet ifadesiyle ellerini yanaklarına koydu.

KAN BAĞIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن