34.Bölüm☁️

13.7K 574 152
                                    

Yeni bölüm geldiiiii

Yorumlarınızın aşırı önemli olduğunu unutmayınnn

Diğer kitabıma devam edeceğim okumayanlar onuda okusun.

Ve bir süprizim var sizeee, bazı istekler üzerine Yiğitle Pamuğun hikayesini yazmaya karar verdim. Yiğiti hatırlamayanlar için Yiğit Karanın abisi.

Sizi seviyorumm, yeni bölümde görüşeceğiz

☁️

Yağız bana benimle gel diyordu ama Karanla yüzleşmeden gitmek istemiyordum.

"Karana hesap sormadan gidemem. " dedim ona çok öfkeliydim ve mutlaka yüzüne tükürmem gerekiyordu.

"Emin misin? Üzülmeni istemiyorum." dedi Yağız.

"Eminim bunu yapmazsam hayatım boyunca hep bi soru işareti olacak kafamda." dedim yutkunarak. Herşeyin bu denli canımı acıtması normal miydi? Canımın bu kadar yanması normal miydi?

Karanın beni hiç sevmemiş olmasını nasıl kabullenecektim? Anılar geldi aklıma, ilk eve gittiğimizde canım pizza istediğinde çeşit çeşit hepsinden söylemesi, beni kıyafetim için annesine savunması, babam gibi hissetmiştim sevgisi şefkati çok farklıydı. Ilk öpüşmemiz, ilk sarılmamız. Ben çiğköfteyi çok seviyorum diye çiğköfteci dükkanı satın alması, lunaparkta bana yapmış olduğu aşk itirafı, benim için kurşunun önüne atlamıştı bu adam nasıl beni aldatmış olabilirdi.

Ben yemek yerken gülümseyerek beni izleyişi aklımdan gitmiyordu. Herkese ördüğü o buzdan duvarları sadece bana kaldırdığını söylediği an en mutlu olduğum andı sanırım. Herşeye Sevdaya, Denize herkese rağmen bir arada kalabilmemiz hiç mi sevmemişti bu adam beni?

Bu adam evliliğimizin başlarında saçımı okşamak için bile izin isteyen bir adamdı. "Senin sınırların var. Herkese meydan okuyabilecek, tüm dünyayla tek başına mücadele edebilecek bir ruhun var. Özgürlüğün adına zincirleri kıracak bir gücün var senin, ve bu güç beni büyülüyor. Yaptığın herşeyle bir kere daha hayran bırakıyorsun kendine, sana karşı hissettiklerim aşk değil evet ama bu aşktan çok daha fazla. Sana hissettiğim duygular aşk kadar basit değil." bu cümleleri kuran bir adam beni nasıl aldatmış olabilirdi ki?

Her ağladığımda gözümden düşen her damla için bana güya ceza olarak saatlerce öptüğü günleri, sebepsiz kıskançlıklarını, ben işten döndüğümde kızımızla bana pasta yapma hayalini, o ela gözlerini, sabah uyandığında salak salak "lütfen biraz daha uyuyalım" karıcım demesini, toplum içinde sürekli imalar yapıp beni utandırıp utandığım için hoşuna gidip gülmelerini, canım erik istediğinde dolaba bile bakmadan arabanın anahtarını bile almadan koşarak evden çıkmalasını sonrada suçlu suçlu gelip anahtarı evde unutmuşum diyip munzur munzur bakmasını, her kavgamızda ben suçluyken bile özür dilemesini, ilişki boyunca hoşuna gitmeyen şeyler olsa bile bana olan saygısını hiç kaybetmemiş, her olayda beni anlamaya dinlemeye çalışmasını nasıl unutacaktım.

"Eve gitmek istiyorum. " dedim Yağıza. Yeniden Egenin evinin önünde durduğumuzda Yağıza " Ben bir saate geleceğim. " dedim ve o da kafasını salladı ve içeri gitti.
Taksi çevirdiğimde cebimde az da olsa paramın olmasına şükrettim.  Bizim evin adresini verdiğimde, 10 dakikalık yolculuğun ardından ücreti ödeyip indim arabadan.

Evin önüne geldiğimizde kalbim güm güm atıyordu, şu evin önünden her geçişimde kurduğum hayaller geliyordu aklıma. Kapıyı çaldığımda açılmadı, kapıyı defalarca çaldım en son tam giderken kapı açıldı.
Arkam ona dönüktü.

"Rüya? " dediğinde haftalardır neredeyse sesini unuttuğumu fark ettim. Kalbim acıdı bi kez daha.
Ona döndüğümde simsiyahtı göz altları, bana aşk ile bakan adamın gözlerindeki ışıltı yoktu.

Tutkunun Bedeli (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now