"sarı çiyan" diyerek dil çıkardım.

"kesin kavgayı. Oğlum kalk sen ayran yap kardeşin senden bir şey istedi çok mu. Kızım sende yardım et abine marul, domates yıka masayı hazırla az kaldı" dediğinde ikimizde onaylamıştık.
Abimle itişe kakışa mutfağa girdik o ayran yaparken ben babamın dediklerini çıkarıp yıkadım ve hazırladım.
Masayı da hazırladığımda abimde ayranı getirip koydu.
Babam elinde tabaklarla mutfağa geldiğinde onları masaya koyup ellerini yıkamaya başladı.
Bizde abim ile salonu toparlayıp mutfağa koştuk hemen.
Babam çoktan benim için dürüm yapmıştı.
Aslanım ve.

"baba bu muhteşem olmuş" diyirek yemeye devam ettim.
Allah var cidden çok ama çok güzel yapmıştı.
Hazır olanlarla arasında hiçbir fark yoktu.

"bu halis mi" diyen Abime gülerek baktım.
Şu an aşırı meşguldüm cevap veremezdim.

--------

"yavrum yeter yediğin çatlayacaksın" diye beşince kez uyardı babam.
Ben onu takmadan devam ediyordum ama haklı.
Son lokmamı da yutup arkama yaslandım.

"eline sağlık baba doydum" dediğimde abim kahkaha attı.

"gel beni de ye obur şirin" diyip saçlarımı karıştırdı sinir şey.

El birliği ile ortalığı toparlayıp salona geçtik hep birlikte film izleyecektik.
Ben üçlü koltuğa geçtiğimde babam elinde televizyon izlerken her zaman örttüğüm ince battaniyem ile geldi odaya.
Yanıma oturduğunda hemen göğsüne başımı koydum.
Televizyon izlerken babamın saçlarımla oynaması çok hoşuma gidiyordu hemde mayışıyordum.
Daha fazla gözlerimi açık tutamadığımda iyice yerime yerleşip kendimi uykuya bıraktım.

-----------

Sabah babamın çağırmasıyla uyandım.
Elimi yüzümü yıkayıp genel işlerimi halledip formalarımı giyindim.
Hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra beraber çıkmıştık evden.
Babam ve abim işlerine giderken ben servisle okula gidiyordum.
Salak Ediz ne yapıyordu acaba dün ona bir sürü video atmıştım kudurmuştu ben yokum diyerek.

Okula gelir gelmez edizin yanına gitmiştim aç köpek kantinde bekliyordu beni bende bana bir karışık tost almasını söylemiştim.
Ona aç köpek derken ben neydim acaba.

"biraz daha gelmesen tostunu ben yiyordum vivi" dedi.

"seni bire kafir git başka al kendine" diyerek tostuma gömüldüm.
O ara kerem ve Kerim geldi yanımıza.

"bugün üç ders varmış" dedi kerem.

"şaka mı" diye sordu Ediz.

"yok kanka valla değil" dedi kerim.

"ee niye daha önce dememişler ki" diye sorduğumda üçü de bilmem ki der gibi dudak büzdü.
Zilin çalması ile sınafa çıktık üç ders çabuk geçerdi.

------

Üç ders bitmiş ve okuldan çıkmıştık.
Çocuklar kendi aralarında ne yapsak diye konuşuyordu.
Ama benim pek plan yapasım yoktu ne zamandır babamın yanına gitmek istiyordum belki oraya giderim.

"vivi sen ne dersin ne yapalım güzelim" diye sordu ediz'im.

"kanka siz takılın ben babamın yanına gideyim hazır fırsat bulmuşken" dedim.

"emin misin bebeğim" dedi.

"eminim yavrum başka zaman fırsatım olmuyor gidip bir gözükeyim" dedim.
Piç gibi sırıttı.

"git orda ki çiyanları yol" diyerek kahkaha attı.
Onlarla vedalaştıktan sonra servise de bilgi verip taksiye bindim.
Hala yolları tam bilmiyordum taksi en iyisiydi.

Kısa bir süre sonra adliyenin önünde durunca ücreti ödeyip indim.
İçeri girdiğimde güvenlikten geçip katları dolaşmaya başladım.
Biri görse yanlış anlardı kesin mal mal odaların kapısına bakıyordum.
Bir kat daha yukarı çıktığımda koridorun sonunda hiçte görmek istemeyeceğim bir görüntü gördüm.

Kızıl bir çiyan babamın kolunu tutmuş gülerek konuşuyordu.
Tüm sinir damarlarım ayağa kalktı.
Ama sakin olalım olabilirdi böyle şeyler insanlar konuşa konuşa sonuçta.
Ulan keşke eve geçip Üzerimi değişip gelseydim.
Üzerimde forma tek kolumda çanta diğer elimde buraya gelirken aldığım kahve ve kurabiyeler vardı.
Taksici amcaya rica edip beş dakika durdurmuştum babamın sevdiği kahve ve kurabiyelerden almıştım.

Arkası dönük olduğu için babam beni görmüyordu.
Sessizce gidip arkasından sarıldım birden.
Böyle bir şeyi beklemediği için şaşırmıştı ve bedeni kasılmıştı.
Babam sinirle arkasına dönerken yanında ki kızıl çiyan konuştu.

"bu ne terbiyesizlik böyle kimisinde sarılıyorsun Kenan'a. Nerede bu güvenlik" diye bağırdı cırtlak sesiyle.
O sırada babam beni görünce sert bakışları yumuşadı ama şaşkınlığını koruyordu.

"güzel bebeğim ne işin var bu saatte burada" diye sordu.
Ah be yaşlı kurt şu an sana odaklanamıyorum.
Babama bir dakika yaparak yanında ki kadına döndüm.

"merhaba ben Vira. Öncelikle babama sarılırken yada ziyarete gelirken kimseye sormayacağım ayrıca terbiyesiz olup olmadığıma neye dayanarak karar verdiniz" diye sordum.
Oluuum ben ne ara bu kadar kibar kavga eder oldum.
Şimdiye yolmam lazımdı şunu.

"sedef kimin kim olduğunu bilmeden konuşmamayı öğren kızım hakkında konuştuklarına dikkat et. Ayrıca kenan değil Kenan bey diyeceksin" diyerek elini omzuma attı ve beni yürütmeye başladı.

"okul saatinde neden buradasın bebeğim" diye sordu.

"bugün üç ders varmış bende seni görmek istedim belki abimide görürüm ayrıca en sevdiğin kahveden aldım ama gördüğüm şeyleri sevmedim" dedim burun kıvırarak.
Kahkaha attı önce.

"yavrum sende gelişme var ne kadar kibardın öyle" dedi.

"haklısın benim onu yolmam lazımdı" diyerek arkamı dönmüştüm ki belimden yakalayarak odasına soktu.



























Bu bölümü açken yazdım sanırım sürekli bir şeyler yerken buluyorum Vira'yı sjsjdjdj.

Sarışınım Erim benim yelloz kekim.

V İ R AWhere stories live. Discover now