5- Akşam yemeği.

79.1K 3.3K 288
                                    

Erzuruma taşındığımız günün üzerinden bir hafta geçti. Şu bir haftanın içinde evimize iyice yerleşmiş ve eksikleri de tamamlamış bulunmaktayız. Bu bir hafta içerisinde abim vakit bulduğu her gün akşam yemeklerine geliyor yemeğimizi hep birlikte yiyoruz.

O zaman içerisinde Yusuf'u hiç görmedim. Abimin söylediklerine bakılırsa Yusuf göreve gitmiş. Ve bugün görevden dönüyormuş. Annem Yusuf'u ağırlamak istediğini, taşınırken çok yardımcı olduğunu söyleyip durmuştu. Ve bu akşam Yusuf bize yemeğe geliyordu.

Çok heyecanlıyım. Ona uzaktayken bir şekilde görmeden durabilimeyi ve özlemine dayanabilmeyi öğrenmiştim. Öğrenmek zorunda kalmıştım... Fakat şimdi ona daha yakın olduğum için hep görmek istiyorum. Ona olan sevdam daha da harlanmıştı sanki...

Şimdi ise anneme yardım ediyordum. Annem Yusufun en sevdiği yemekleri hazırlamaya koyuldu. Abim bugün başka yakın bir arkadaşını daha davet etmişti. Son görevde ona çok yardımcı olmuş, bir nevi büyük bir iyilik yapmış Anıl abime. Bu yüzden minnettar olmuş en azından akşam yemeğine davet ettiğini söylemişti.

Akşam saat 6 buçuğu gösterdiğinde herşey hazırdı. Bende buradaki yeni odama hazırlanmak için çıktım. Üstüm başım yağ ve yemek kokmuştu. Kısa bir duşun ardından odama geçtim. Odamı çok sevmiştim. Çift kişilik yatağım vardı!!! Evet ben uykuya düşkün birisi olduğum için yatağımda geceleri 360 derece her pozisyonda uyuyordum. Başım yere sarkmış vaziyette uyanmışlığım bile vardı...

Üzerime sade ama güzel bir diz kapaklarımın birkaç santim üzerinde, lira rengi bir elbise giydim. Saçımı salık bıraktım. Makyaj olarak sadece rimel ve kapatıcı sürdüm.

Merdivenlerden iniyordum ki kapı çaldı

"Ben bakarııım" diyerek kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda ise karşımda abim ve sevdiğim adam yanlarında ise 1,90 boylarında bir adam vardı.

"Hoşgeldiniz" dediğimde Yusuf ve yanındaki adam "Hoşbulduk " demişlerdi. Hafif yana çekilerek girmesini bekledim. Abim şakağımı öperek içeri geçti.

Yaz ayında olduğumuz için sofrayı arka bahçeye kurmuştuk. Masada hoş bir sohbet vardı. Yusuf sevdiği yemekleri iştahla yedi.

"Ellerine sağlık Ayşe teyzem" Yusuf anneme hitaben konuşmuştu.

"Afiyet olsun oğlum " demişti ve bununla birlikte koyu bir sohbet başlamışlardı. Ben sadece ara ara konuşuyordum. Nedenini bilmediğim bir şekilde yeni tanıştığım insanların yanında suskunlaşıyordum. Sadece bana yönelik sorulara cevap veriyordum o kadar.

Ki benim sohbete dahil olmama gerek kalmıyordu. Babam emekli bir albay olduğu - emekli olmak zorunda kaldığı- için ve şu an karşısında üç tane asker ile birlikte silahların özelliğini konuşuyordu.

Ben de annem ile birlikte sofrayı topladık. Bulaşıkları hallettikten sonra kahve ve tatlıları yiyorduk. Tabi ben Yusuf Yüzbaşıma kaçamak kaçamak bakma derdindeyim. Çünkü en son 1 hafta öne görmüştüm. Ya buradan gittikten sonra yine göreve giderse, yine uzun zaman onu göremezsem diye ödüm kopuyordu. Biraz oturduktan sonra ayaklanıp mutfağa gittim.

Abimin arkadaşı olan asker ise çok komik biriydi. Demir abi bir şey konuştuktan sonra babamın, abimin ve Yusufun attığı kahkahaları bahçeden mutfağa kadar geliyordu.

Bende mutfaktaki televizyondan YouTube açıp sesini kısık ölçüde koyarak müzik ile birlikte mutfağı topluyorum. Mutfağın kapısında hareketlilik oldu. Dönüp baktığımda Yusuf:

"Su içecektim de ben" dedi. " Tabi vereyim hemen" diyip dolaba doğru hareketlendim. Dolaptan bardak alıp Yusufa su verdim." Teşekkür ederim" dedi ve içti. Hafif tebessüm ettim.

" Nasıl? Alışabildin mi buralara" diye sordu suyunu bitirdikten sonra. Bardağı bana uzatırken elinden aldım. " Burası güzel bir yer. Sessiz sakin. Ailem ile birlikte olduğum için zorlanmıyorum" dedim.

" Evet yanında yakının olunca alışmak kolay oluyor" başım ile onayladım.

" Akım yapmıyorsun son zamanlarda" Tebessüm edip başını iki yana salladı. Birde üstüne göz kırptı. Şu anki karizmasına mı düşeyim yoksa akım konusu açıldığına mı utanayım bilemedim.

" Ya Yusuf abi hatırlatmasan olmaz mı bu konuyu? Utanıyorum" yanaklarım yanıyordu. Bakışlarımı o hariç mutfağın her yerinde gezdiriyordum.

Küçük bir kıkırtı sesi duydum. " Olmaz" dedi. "Geçen de söylemiştim hoşuma gitti bu akım işi, arada yap böyle " dedi. " Akım olmasa hal hatır soracağın yok"

" Aşk olsun Yusuf abi. Ben sorarım hal hatır ama asker adamsın rahatsız etmeyeyim diye, abimden biliyorum bazen telefon elinize değmiyor"

Ağzının içinde birşey mırıldandı, ne dediğini anlayamadım.

Başını iki yana salladı "Olmam rahatsız" dedi. Şu an bana ödül verilmeliydi. Heyecandan ölüyordum ama yüzüme hiç yansıtmıyordum heyecanımı.

" Benden daha hevesli gördüm seni Yusuf abi" dedim tek kaşımı kaldırarak. " Ne hevesi kızım. Sadece....." Mutfağa giren annem ile sözü yarım kaldı.

Annem Yusuf abiyi gördüğünde biraz sohbet etti. Bende işime devam ettim. Tabi kulağım onlardaydı. Biraz sohbet ettikten sonra ayaklandı babamların yanına gitmek için.

Tam sırada mutfaktaki televizyondan Ebru Gündeşin " HARIKA" şarkısı yankılandı...

Evet bir bölümün daha sonuna geldik...

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayınız ♡♡♡♡

Sizleri seviyorum ❤❤❤

Yusuf Abi ( YARI TEXTING )Where stories live. Discover now