STAY -FİNAL-

616 39 86
                                    

Veda bölümüyle biz geldik.

Belki biraz hızlı oldu diyeceksiniz ama uzatmanın bir mantığı yoktu. Giriş, gelişme ve sonuç, hepsini yaşadık. Tadında bırakmalıyım.

Bolca oy istiyorum sizden.

Teşekkürler ve iyi okumalar.















Dylan ile resmen eve çıkıyorduk. Aynı üniversiteyi kazanmıştık, yine Los Angeles'taydı ama artık evli olduğumuz için eve çıkmamız gerektiğini, özelimizin olması durumlarını falan bizimkilere zorla dayatmıştı Dylan. Şimdi ise merkezdeki, o lüks gökdelenlerden birinde bir dairemiz vardı. Evlendiğimiz gerçeğini yeni yeni hissediyordum, üstünden baya bir zaman geçmesine rağmen.

Cama yaklaşıp dışarı baktım ve tüm şehrin büyüleyici görüntüsüyle derin bir nefes çektim içime. Okul bitene kadar burda kalacaktık, sonra başka bir eve geçerdik. Belki de başka bir şehir. Dylan ile dolaşmayı isterdim.

"Las Vegas'a gidelim." dediğinde ona döndüm. "Koca bir yaz tatlimiz var. Ve artık dışarı çıkabiliyorsun." Başka bir koliyi açıp içinden beyaz koltuk yastıklarını çıkarttı ve koltuğa attı umursamazca.

Homurdanarak koltuğa ilerledim ve düzelttim yastıkları. "Düzenli ol adam." Dudakları kıvrılırken ayağa kalktı ve bana yaklaştı. Göğsümden itip beni koltuğa düşürdüğünde kaşlarım çatılı ona baktım. "Ne yapıyorsun?"

"Günlerdir peşimizdeler evi yerleştireceğiz diye." Bizimkilerden bahsediyordu. Yanıma oturdu ve birden kendimi koltukta uzanır buldum. Üstüme çıktı. "Sana günlerdir dokunmadım, bir salmadılar bizi."

"Yalancı sapık, dün tuvalette sıkıştırdın ya beni." Kahkahalarla gülmeye başladığında gözlerimi devirdim. Dün tuvalette beni sıkıştırmıştı ve bırakmamıştı da.

"Bir haftada bir tur ile yetineceğimi mi sanıyorsun?" Dudaklarım büzüldü, doyumsuz sapığın tekiydi işte. Ben bir de bununla evlenmiştim, boşansa mıydım acaba geri ya? Annemle babam beni öldürür müydü?

Kafama vurduğunda kaşlarım çatıldı. "Hey!" diye bağırdım yüzünden itmeye çalışırken. Yanaklarımı tek eliyle kavrayıp sıktı ve dudaklarım büzüştü hafifçe. Büzüşmüş dudaklarımı öptü.

"Benden boşanma hayali kurma, döverim seni." Zorla homurdanarak onu üstümden ittim ve altıma alıp oturdum kasıklarına.

"Dylan, dayak mı istiyorsun?" Gülerek ellerini belime yerleştirdi.

"Nereye tokat atacağına bağlı." Kafasına bir tane sinirle geçirdiğimde güldü. Ayaklı azgınlık makinesi gibiydi. Ve ben bu adamla ömür boyu aynı evde yaşayacaktım.

Hafifçe kasıklarını bana ittiğinde, "Dylan rahat dur." dedim. Yüzü düştü, evlenince durmadan sevişeceğimizi falan düşünüyordu galiba mal. Sadece seks için kullandığı üç beyin hücresi ile nasıl okulu birincilikle bitirdi anlayamıyordum.

"İyi, babamın evine giderim ben de o zaman." İstemsizce dudaklarımın kıvrılmasını engelleyemedim. Güldüm ardından, tamam üç beyin hücresini kullandığında biraz da olsa komik de oluyor olabilirdi. Güldüğümü görünce dudakları kıvrıldı. Yattığı yerde doğrulduğunda kucağında oturuyor oldum.

Kollarını belime sardı ve boynumu öptü derince. Dudaklarının dokunuşu ile gözlerimi kapattım. "Bence yapmayalım, abim her an başka bir koliyle kapıyı çalabilir gibi geliyor." Ne zaman yakınlaşsak aynı şey oluyordu, sadece tuvalette rahatsız edilmemiştik.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now