Gerçi artık bıktım aynı konulardan. Sürekli aynı konular açılıyor ve her seferinde aynı şekilde cevap vermekten bıktım. Ben bunları düşünürken sofraya gelmiştik. Ailenin bütün üyeleri sofrada oturuyordu. Lodos bile vardı. Hayret 1 aydır olmayan Lodos, bugün sofrada. Bana kalan tek boş yer Lodos'un karşısı olduğu için oraya oturdum. Günaydın faslından sonra dedem afiyet olsun dedi.

Ben de tabağına bir şeyler doldurup yemeye başladım. "Devacım okul nasıl gidiyor? Alışabildin mi ortama? " diyen Zeynep ablaya baktım. Bana büyük bir ilgiyle bakıyordu.

"İyi gidiyor Zeynep abla. Okula alıştım. Hocalarda çok iyi. Öyle çok arkadaşım yok hatta hiç yok. Öyle merhaba merhaba herkesle." dedim gülümseyerek.

" Anladım canım. Daha yeni geldin ortam kurarsın." dedi.

"Açıkcası çok fazla ortam kurma taraftarı değilim ben. (Lodos'a bakarak) Sonuçta ne kadar oldu benim buraya geleli. Belki yarın burada olmam. Ne kadar kimlikte Arslanoğlu yazsada ben aileden değilim. Kalıcıda değilim. Geçici buradayım." diyip sustum. Lodos gözlerimin içine bakıyordu. Gözünde pişmanlık kırıntıları gördüm. Hemen eski robot haline döndü. Ama ben bir kere o pişmanlığı gördüm. Aaaa kıyamam Lodos pişman oldu.

" Dimi Lodos? "dedim. Şimdi siz diceksiniz 1 ay olmuş sen niye açıyorsun şimdi. Neden bana dediklerinin intikamını almiyim ki. Ayrıca adamı görmedim bile 1 aydır.

" Deva o ne biçim söz sen tabiki ailedensin kızım. "dedi Alparslan Bey.

" Bi daha duymayayım babaannnem. "dedi babaannem.  Dedem de bana kızar gibi hımmladı. Çok komik surat ifadesi.

Lodos deerin bir nefes aldı." Derdin ne Deva? Ne istiyorsun? "dedi.

" Hiç birşey istemiyorum ki Lodoscuğum. "dedim samimiyetten uzak bir gülümsemeyle.

" Anlaşılan bize kahvaltıyı zehir etmeye çalışıyorsun sen."diyen Melek'e  baktım.

" Aaaa ama Melekçim sen masada varken bana düşmezki kahvaltıyı zehir etmek "dedim. Yanımda oturan Barış'ı sessiz kıkırtısını duydum." Deva vurdu ve gol. "dedi sessizce. Sonra şaşırmış gibi yaparak Melek' e baktım. " Aaaa bak oğlun eve gelmiş. "dedim.

Tam o sırada Lodos çatalı masaya bırakıp ayağa kalktı." Size afiyet olsun. "diyip arkasını döndü. Bende hızlıca ayağa kalkıp" Çok ayıp Lodos babanın metresinden yapmış olduğu kıza bir görüşürüz demek yok mu? Bak görüyor musunuz (diğerlerine bakarak) kalbimi kırdı. (çantamı omzuma attım. Telefonumu da cebime koyup Barlas'a baktım.) Barlas abi, ben seni dışarıda bekliyorum gelirsin. Okula geç kalmak istemiyorum. "diyip Lodos'un kasılmış olan bedenin yanından geçtim. Omzuna iki tane çaktım.

Dışarıya çıktığımda derin bir nefes alıp ciğerlerime temiz oksijenin gitmesini sağladım. Ohh mis mis. Omzuma konan elle sıçradım. Elin sahibine baktığımda Alparslan Bey olduğunu gördüm.

" Efendim Alparslan Bey." dedim mesafeli birşekilde. Bana üzgün gözlerle baktım. Tabi ki de bey dedim diye. Ama umrumda değil.

" Eee (elini cebine attı.) her gün sana harçlık vermek yerin sana bu kartı veriyim dedim.(eli ensesine gitti.) istersin umarım. Yani sonuçta ben senin babanım. O yüzden sakın istemiyorum falan deme." dedi. Aslında ihtiyacım yoktu. Hergün harçlık da veriyor ama ihtiyacım yok ki. Teyzem bana kart vermişti zaten. E bir de üstüne Mert kendi adına hesap kartı açmıştı ve kartı bana verdi. Oradan sürekli o da  bana para gönderiyor . Ama kırmayıp aldım. Yüzüme almam için yalvarır gibi bakıyordu. Almayıp da ne yapayım.

"Bu arada içeride Melek'lr Lodos'a iyi  cevap verdin ." dedi gülerek. "Aynı annen gibi acımasızca sapladın." dedi buruk bir gülümsemeyle. Annem diyince durgunlaştım.

Arslanoğulları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin