Arslanoğulları

16.BÖLÜM

Bebeişlerimmm nasılsınız?? Büyük ihtimalle uyuyorsunuz. Biraz fazla geç attım. Ama napim sürekli aklım abitşey geliyordu bölümde sürekli akışını değiştirdim falan uzun sürdü. Ama bölüm uzun oldu bence. 🤭🤭

Bu arada birşey dicem. Şimdi ben genellikle sizin bana gönderdiğiniz yorumları laptopdan bakıyorum. Ve ben laptop da emoji klavyesi ayarlayamadım bir türlü olmuyor. Neysem işte ben eğer =) böyle yapıyorsam yorumlarınıza bilinki bilgisayardan size cevap veriyorum. Bunu neden söylemedim bilmiyorum. Ama genelde çok emoji atarak konuşuyorum ya ondan söyledim.

Ha birde eğer bazılarınız yorumlarına cevap yazmadıysam falan sorry. Büyük ihtimalle görmemişimdir. 🤪🤪

Neysem siz  okumaya başlayın sizi tutmiyim. 😁😁

Keyifli okumalar....

🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀

Sabah gözümü alarmın sesiyle açtım. Telefonumu komidinden alıp alarmı kapattım. Saat 6 idi. Evet maalesef 6 da kalkıp hazırlanıyorum okul için. Hemen banyoya girip rutinlerimi yaptım. Ardından yatağımı topladım. Dolabımdan okul formasını çıkarıp giydim. Saçlarımı açıp salık bıraktım. Ellerimle tarar gibi yapıp iki tarafa tel toka taktım. Yüzüme güneş kremi sürdüm. Ardından eyeliner, maskara ve lipglosumu sürüp çaprazımda duran boy aynasından kendimi süzdüm. Fıısstık gibi olmuşum fıssstıkkk. Kapım tıklatılınca gel dedim. Toprak kafasını kapını arasına koyup bana baktı.

"Günaydın güzellik. Bakıyorum bugün yine yakıyorsun. Bu kadar güzel olman kalbim için hiç iyi değil." dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim söyledikleriyle. Ardından arkadan biri onu itti. Neden mi itti diyorum. Çünkü az kalsın arkadan gelen güçle düşecekti.

" Siktir Anıl! "dedi tıslayarak.

" Kız Deva bence biz senin saçını başını yolalım. Abi bu müdürle de konuşak formaları kötü yapsınlar. "diyen Anıl ile gözlerim açıldı. Ellerimi saçma birşekilde sallayarak" Olmaz olmaz! Hayatta olmaz. Zaten baksanıza formaya yeterince kötü. Siyah pantolon ve  beyaz gömlek var üstümde Anıl. Daha ne kadar kötü bir forma olabilir ki. Kendimi iş toplantısına gider gibi hissediyorum. Hayır benim gittiğim okullarda   bu kadar kötü bir forma hiç yoktu.  En azından eteğin üstünde gömlek vardı. Sakın müd-" sözlerimin yarıda kalmasının sebebi eliyle ağzımı kapatan Anıl'dı.

" Boroksono Onol. Yo Boroksono. " sesim boğuk çıktı. Tam o sırada Toprak, Anıl'ın ensesine vurdu. Anıl ensesinin acısıyla elini ağzımdan çekince ağzımı açıp sinirle homurdanmaya başladım.

"Mal mısın ya. Öyle olmaz boğsaydın." dedim. Bana gözlerini açarak baktı.

"Yuh yuh! Kızım alt tarafı sus diye elimle kapattım ağzını. Sanki Boğazına yapışıp seni nefessiz bırakmışım gibi konuşma."dedi hayretle.Ben tam ağzımı açacaktımki Toprak, benim ve Anıl'ın kollarından tutarak odamdan dışarı sürüklemeye başladı odamdan çıkıp merdivenlere yönelince durdurdum.

" Çantam?? " dedim. Bana göz kırptı.

" Akıllı abin aldı. Bak. "diyip arkayı gösterdi. Tek koluna takmış olduğu pembe çantamla çok komik duruyordu.

" Puahahahahaha abi sen ne kadar komik duruyorsun öyle. " diyip güldü Anıl.

" Sus lan gevşek herif. Yürü aşağı inelim sofra kurulmuştur. " beraber aşağı inerken telefonumdan saate baktım. Saat 7.30 u gösteriyor. Ben size söylemeyi unuttum dimi. Bugün kendime bir söz verdim. Bundan sonra bu evde ki kimseye rahat vermicem. Kimseye dediğim. Beni rahatsız edenlerden bahsediyorum. Tabiii Melek , Lodos ve Demir. Bu üçü her bana laf söylediğinde bende onları kışkırtacağım. Hep onlar beni sinirlendirir üzücek değil ya.