XIV. ~ Açık Yaralar~

17.8K 1K 1.1K
                                    

Şarkımız:[ Emillie & Elsa; Ocean]

{Hayalet okuyucu olmazsanız ve görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim. }

🍃

Karşımızda öylece sırılsıklam vaziyette bekleyen Gusion tek kelime etmiyor ve sadece Ares'i sinirli bir tavır ile izlemekle meşguldü.

Sık nefesler alıp verdiği için burun delikleri büyüyor sinirli olduğunu bize kanıtlıyordu.

Her şey rayından çıkmış ve sırrımız artık sır olarak kalamayacak kadar tehlikeli bir boyut almıştı.

Üzerindeki ceketin kollarındaki suları silkelesede yağmur aynı oranda onu baştan aşağı kuşatıyordu.

"Gir içeri hasta olacaksın " diyen Ares'in yanından geçerek ayakkabısını çıkarıp kenardaki ayakkabı rafına koydu ve ıslak ayakları ile suyunu akıta akıta salona girdi.
Ares ile kısa bir an bakışsakda Ares'te onu takip etti.

Üzerindeki ceketinden kurtulmuş olan Gusion Ares 'in az önce ki getirdiği şarabı yanındaki boş bardağa koyup yudumlamaya başladı.

Ares hâlinden hiç taviz vermeden karşısındaki koltukta yerini alırken yüz hatları olabildiğince gerilmişti. Buraya gelmesini ikimiz de beklemiyorduk. Bu kötü olmuştu.

Gusion ise bir bana bir de Ares' e çatık kaşlar ile bakması beni iyice geriyordu.

"Neden buradasın Gusion?"diyen Ares'e bakarken cebinden çıkardığı sigarayı yakarak bir fırt almış ve dumanı tavana doğru üflemişti. Kemikli yüz hatları en az Ares'inki kadar gergindi.

"Lina kendi evinde ayakta kaldın otursana" dediğinde ses tonundaki ima alaycı mı yoksa yargılayıcı mı anlam veremesem de yanına oturdum. Olabildiğince aramıza mesafe soktuğumda rahatsız olduğunu anlamış olacaktı ki o da benden olabildiğince uzaklaştı.

"Sen neden buradaysan ben de ondan buradayım Ares "
Ares hâlen aynı tavrını koruyup gülmeye başladı ve kafasını salladı lakin gülümsemesi eğlenmesinden değil sinirdendi.

"Anlaşılan geçiti kapatırken biraz daha hızlı olmam gerekiyormuş senin burada olmana bakılırsa geç kalmışım. "

"Haklısın nereden bileceksin ölümlünün biri ile arkadaşlarına hiçbir şey deme gereği duymadan dünyaya inince arkandan geleceğimi. " Bu sefer imalı bir şekilde sırıtan o olmuştu. İkisinin birbirlerine laf sokmasını izlerken tek kelime daha edememiştim. Aslında bu hikayede baş karakter bendim.

Ares önüne bakıp parmaklarındaki metal yüzükleri ile oynamaya başladığında sadece üçümüzün nefes sesleri odada dolaşıyordu.

"Siktiğimin yerinde sabahtan beri sormadığım insan kalmadı sizi bulacağım diye ve üstüne üstelik amına koyduğumun yerinde bir de ıslandım. "

"Bu kadar şikayet edeceksen ne bok aramaya geldin bilmediğin yere?"diyen Ares'in yüzündeki az önceki gülümseme tamamen silinmiş ve donuk bir ifade almıştı.

"Arkadaşım bize bir şey danışmadan dünyaya iniyor ve biz bunu zaman durunca anlıyoruz ne kadar da garip. "

"İyi ya işte ben yokken biraz arafın keyfini çıkarsaydınız üçünüz."

"Ares dalga geçmeyi kes istersen."

Ares sol işaret parmağındaki yüzüğü bilmem kaçıncı çıkarışı ve geri takışıydı artık saymayı bırakmıştım.

"Tanrı'nın bana verdiği kutsal görevi yerine getirmek için buradayım. Keyfimden değil herhalde."

Gusion tek kaşını havaya kaldırdı ve az önce tüm çehresini kaplayan gülüşü tamamen yok olmuştu.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin