Dünyayı korumak uğruna aynı çatıya toplanmış 8 özel çocuktan biri kara büyücüydü, varolmuş evrenlerin en güçlü cadısıydı belki de. Bu güç; bırak bir çocuğu, bir ustanın bile kaldırabileceğinden fazlasıydı. Bu güçler kimseye zarardan ve korkudan başk...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
.
.
.
Diana uyumamıştı, oyun oynayarak sabahı etmişti ve gelen dosyayı incelemişti.
Yapması gereken tamamen hainlikti. Eve iyi biriymişçesine girecek ve güven kazanacaktı, Handler' ın ondan istediği buydu. Ama Handler Diana gibi biliyordu, kimse onu kabul etmezdi. Burada da yapması gereken kendini acındırmaktı. Kafasından hikayeler uydurarak süsleyecek, öncelikle Diego' yu olmak üzere inandıracaktı.
Bir bakıma, Handler haklıydı. Onu o evde kesinlikle istemiyorlardı, Diana' ya intikam alması için çok fazla unsur sunmuşlardı ona o evde yaşattıklarıyla. Ama Diana ve Diego ikizdi, Akademi' ye birlikte gelmişlerdi. Diana' yı orada seven ve umursayan tek kişiydi Diego. Öyle olmasını Reginald sağlamıştı. Diana' ya bunu reva gören tamamen oydu, bunu da hepsi büyüdükçe, Diana gidince anlamıştı, onu özlemiş ve kötü hissetmişlerdi.
Ta ki Diana' nın Handler' ın yanında çalışmaya başladığını öğrenene kadar. Diana, onların düşmanıylaydı, ona çalışıyordu. Kısacası artık o da düşmandı, ayrıca onların gözünde hain.
Diana hep Reginald' tan intikam alacağını söylerdi kendi kendine, yaşamasının ve kendini eğitmesinin en büyük sebeplerinden biri o adama ona yaşattıklarından ötürü hesap sorabilme gücünü bulmaktı. Bunu yaparken Akademi' deki diğer "kardeşlerine" zarar vermek çok umurunda olmazdı, onlara karşı hissettiği hiçbir duygu yoktu çünkü küçük bile olsa kardeşlerine dair hatırladığı tek şey ona yapılanlara sessiz kalmalarıydı.
Fakat Diego... Onun kardeşiydi, hep birlikte olmuşlardı. Diego onun tek ailesi olmuştu, yanında olmuştu ama kardeşinin çektiklerine engel olamamıştı. Reginald' ın yaptıklarına gücü yetmezdi, küçüktü hepsi. Büyüdükçe en çok vicdan azabı çeken o olmuştu bir şey yapamadığı için, kardeşini ölüme terk ettiği için. Ama vicdan azabı bir şey ifade etmiyordu. O da kardeşinin Handler' la çalıştığını duyduğunda ona olan özlemini gömmeyi denemişti.
Çok sinirliydi, hala öyleydi ve karşısına çıkarsa ona hesap sormayı bekliyordu.
Aynı Diana gibi.
İkisi de birbirine çok sinirliydi, yapılmış yanlışlar ve yapılmamış doğrular vardı. İkisi de hala birbirini kendilerine yediremeseler bile çok seviyorlardı. Ama görevleri, işleri bunun önüne geçmek zorundaydı. Sürdürdükleri hayatta başarı istiyorlarsa bu lazımdı.
