"Benim şimdi gitmem lazım. İşimi halledip geri gelirim. " gideceğini söylese de harekete geçmemişti. Boğazını temizleyip kolumdaki iğneye baktı. "Buradakilerle konuşma. " Dönüp gergince bize bakan askerlere baktı. Eminim Mesut komutanlarının eşini merak ediyorlardı.

"Ne konuşabilirim ki? En fazla nasıl olduğumu ya da kim olduğumu soran olursa sorar. " cevap vermeden ayaklandı. Ancak gitmek yerine bileğimi bırakıp doktora doğru gitti. Aralarında bir şey konuşup yeniden bana doğru geldi ve yanıma oturdu. Daha deminki gerginliği gitmiş rahatça sırtını yatağın başlığına yaslamıştı.

Bu arada onu izlediğim için yandan bir bakış attı.

"Gitmeme gerek kalmadı. Seni eve bırakana kadar rahatım. "



........

Yanımda horlayan adama kısaca bakıp benimle konuşan askere döndüm. Buraya gelirken çektiği çileleri anlatıyordu.

"Anam da son parasıyla beni yolladı. Şimdi burada boncuktan kuş yapıp bizimkilere satıyorum. İki kuruş para elime geçiyor. " üzüntüyle iç çekti. İstemsiz gözlerim doldu. Annesinin neler çektiği babasının genç yaşta öldüğünü ve tek çocuk olduğunu anlatıyordu. Fakir bir aile oldukları için yaşadıkları sıkıntıları içim acıyarak dinledim. Hemen yanımdaki yatakta benim gibi oturmuş, dolmuş gözlerle bana bakıyordu.

"Benimde senden pek farkım yok aslında. Maddi durumumuz kötü değil ancak hiçbir zaman param olmadı. İkinci kıyafetim olsada üçüncüsü hiç olmadı. " bunları neden anlattığımı bile bilmiyorum. Adını bile bilmediğim çocuk saf niyetiyle gelince bende öyle giderken buldum kendimi. Tuhaf bir şekilde bana zararı dokunmayacağını hissettim.

"Necmi komutanın kardeşisin diye biliyorum. Oda mı sana vermiyordu?" Merakla sordu. En azından kendi dertlerinden biraz uzaklaşmak iyi gelmiş duruyordu.

"Veriyordu ancak verdiği para benle anneme ancak yetiyordu. " diyip omuz silktim. Bu arada gözlerim bitmek üzere olan serumumu kaydı. Telaşla yeniden konuştum. "Bir iki güne taze ekmek yapacağım. Belki patila da yaparım. Eğer yapabilirsem Mesut'a verip yollayayım özlemişsindir. " annesinin yaptığı ekmeklerden bahsetmişti bir ara.

"Valla yengem, komutanım beni öldürmeyecekse hayır demem. " diyip coşkuyla konuştu.

"Demez sanırım. " Mesut'u hala tam tanımadığım için kesin konuşamadım. Kesilen horlama sesini daha yeni fark edebilmiştim. Dönüp beni izleyen adama baktım. "Serumum bitti. " yan yatakta yatan askerle konuşmama bir şey demeden ayaklandı.

"Doktora bakıp geleyim. " Dönüp yan yataktaki askere baktı. Sabahtandır konuşan asker gitmiş yerine susan biri gelmişti. Mesut'tan çekindiği fazlaca belli oluyordu.

"Olur. Bekliyorum. " Mesut odadan çıkınca uzun zamandır konuştuğum askere döndüm. "Tanışmadık. Ben Mutlu. " gözlerine bakamadığım için saçlarına doğru baktım.

"Memnun oldum yenge. Ben de Hakan. Bana Salak Hakan derler. " dememesi gereken bir şeyi demiş gibi yüzünü buruşturdu.

"Bende memnun oldum. " odaya yeniden Mesut gelmişti. Hemen arkasında da doktor duruyordu.

"Serum bitmiş. Geçmiş olsun tekrardan. İnşallah bir daha buralara düşmezsin. " kolumdaki iğneyi çıkarıp bant yapıştırdı. Şimdiden morarmaya başlamıştı bile.

"İnşallah. Teşekkürler. " kolumu indirirken utançla konuştum. Doktor tekrardan geçmiş olsun diyip gitti. Yataktaki montumu alıp ayaklandım. Mesut giymem için açınca kollarımı geçirip benim gibi serum yiyen Hakan'a  döndüm. "Sana da geçmiş olsun. Ekmek işi aklımda. " karşımdaki çocukta en az benim kadar utangaçla gülümseyip baş selamı verdi. Mesut'tan çekindiği için eminim konuşma taraftarı olmamıştı.

Eldivenlerimi giyip Mesut'un peşinden revirden çıktım. Merak edip ekmek mevzusu ne dememişti bile.

"Sormayacak mısın?" Merakla konuştum. Mesut önümde eğilince yeniden sırtına çıktım.

"Neyi sormayacak mıyım?" Adam Hakan'la konuşmamı umursamamıştı bile.

"Ekmek mevzusu ne diye?" Sitem edermiş gibi konuştum. Mesut başka biriyle konuşmuş olsa ben merak ederdim ancak beyfendi beni umursamamıştı bile.

"Biliyorum zaten. " aldığım cevap beni bozguna uğrattı. Konuşmanın ne kadarını biliyordu ki? Belki de bana kızdığı için konuşmuyordu. Ya beni yanlış anladıysa.
"Hakan temiz çocuktur. Biraz saf niyetli. O yüzden ekmek göndermende sıkıntı yok. " karlı yolu sırtında benimle çıkan adam nefes nefese kalmıştı resmen.

"Onunla konuşmama kızmadın mı?" Sırtındaki beni zıplatıp biraz daha yukarıya ittirdi. Kollarımı boynuna daha sıkı dolayıp yüzümü yüzünün yanına koydum. Buz gibi olmuştu.


"Kızmadım. Hakan'ı bilirim. Yenge dediği birine farklı gözle bakmaz. " demek o yüzden tek kelime etmemişti. Belki de horlarken bile uyumak yerine bizi dinliyordu.

"Bizi mi dinliyordun sen?" Yalancı kızgınlıkla konuştum. Dediğim şey komikmiş gibi güldü ancak gülüşü sessiz olsada bedeni titremişti.

"Sizi dinlemek değildi amacım. Gözlerimi dinlendiriyordum. Hem orada seni bırakıp uyuyacağımı düşünmüş olamazsın. " aslında düşündüm. Hem horluyordu. Gerçi asker eşi olarak askerlerin asla gerçekten uymayacağını bilmem gerekiyordu.


"Öyle olsun bakalım. " bizim kapının önüne gelince inmem için bekledi ancak ben hala kollarımı çözmemiştim. "Beni taşıdığın için teşekkürler. "Bizi izleyen insanların olmadığını düşünerek yanağına ufak bir buse kondurdum ve kollarımı çözüp yere indim. Verdiği tepkiyi görmek için merakla yüzüne baktım.

"Görevim bu. " elini bilinçsiz yanağına attı. Ancak farkına varmış gibi hızla elini yanağından çekti. "Gideyim. " ikimizde hareket etmiyorduk. Ne o gitmek için adım atıyordu ne de ben eve girmek için atılıyordum.

"Git barim. " cilveli çıkan sesime engel olamadım. Mesut hafif bir tebessümle etrafına bakındı. Birileri bizi izliyor mu diye kontrol ediyordu eminim. Parmaklarımı birbirine kenetleyip bana dönen adama bakmaya devam ettim.

"Gideyim o zaman. " hala gitmeyen adam yüzünden kıkırdayıp elimi dudağımın üstüne kapattım.
Mesut'ta durumun saçmalığını fark edip oda güldü. Sesi içimi bir hoş etmiş kalbimi attırmıştı.


"Ee git o zaman. " başıyla beni onaylayıp uzun boyunu umursamadan eğildi ve soğumuş yanağıma dudaklarını bastırmıştı. Beklemediğim için gözlerim ve dudağım açılmış ona bakarken bulmuştum kendimi. Mesut geri çekilip donmuş suratıma baktı. Kalbimin sesi kulaklarımı sağır etmesine rağmen kendime gelememiştim.

Mesut beni öpmüştü. İlk olmamasına rağmen hala şu heyecanı aşamadım. Elimi yanağıma atıp zorla dudaklarımı kapattım. Mesut tepkime sırıtınca utançla onu arkamda bırakıp eve koşturdum. Kapıyı açtığım gibi gürültüyle kapattım.


Bu arada kapının önünde Mesut'un melodik kahkahası duyuldu.

Yorumların az olduğunu eminim sizde fark etmişsinizdir. Satır aralarına okurken düşüncelerinizi yazabilirsiniz. 🙈

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin