"Yoksa öğrencim olmaktan vaz mı geçiyorsun?" Vaz geçtiğimi söylesem belki de hoşuna gidecekti ama ona bunu vermeyecektim.

"Asla vazgeçmeyeceğim. Ve karşında eski ben olmayacak. Sana bunun garantisini veriyorum." Bu söylediğim doğruydu. Dövüşmeyi bir nevi olsa da öğrenmek istiyordum. Ama asıl amacım her zaman  babam olacaktı.

"Etkilendiğim söylenebilir. Bugünden sonra çok sıkı bir şekilde eğitim alacaksın. İnan bana ki asla acımayacağım."

Arabaya binmeden önce tek düşündüğüm şey Merih'ten kendimi nasıl uzaklaştıracağım.

                              🔥🌷

"Anne, babamdan haberin var mı?" Merihle konuşmamdan bu yana tam olarak 1 hafta geçmişti. Bana işlerinin olduğunu bu yüzden de onunla antrenman yapamayacağımı söylemişti. Ne işi olduğunu her ne kadar merak etsem de ona bunu asla soramazdım.

"Benim telefonlarımı da açmıyor. Sen merak etme yakında gelir." Babam telefonlarıma çok nadiren cevap vermezdi. Umarım başına bir iş gelmemiştir diye düşünürken kapının zili çaldı. Babamın geldiğini anladığımda içime su serpilmiş gibi oldu. Kapının kolunu aşağı indirdiğimde gülen yüzüm bir anda soldu.

O buradaydı.

Merih kapının önündeydi!

Yeşil gözlerine kilitlenmiş bir şekilde bakmaya başladım. Onun burada ne işi vardı. Kötü bir şey mi olmuştu.

"Merih?" Fısıltılı çıkan sesime karşılık yorgun bakışlarını üzerimde gezdirdi. Şuan büyük bir sıçış yaşanıyordu. Pijamamın üzerinde bugs bunny karakterinin olması hiç hoş olmamıştı. Dikkatlice Merihe baktığımda dudağının bir kenarı yavaşça yukarı kıvrıldı. O bana mı sırıtmıştı!

Merih'in ise üzerinde siyah deri ceket ve siyah pantolonu vardı. Her ne kadar bu kıyafetler üzerinde güzel dursada ona takım elbise daha çok yakışıyordu.

"Çok mu komik?!" Gözlerini gözlerime çıkardığında derin bir nefes verdi. Yüzünden anladığım kadarıyla pek iyi görünmüyordu.

"Çok yakışmış." Neyden bahsettiğini anladığımda kaşlarımı bilerek çattım.

"Senin burada ne işin var?"

"Kim geldi kızım?!" Annemin sesini salondan duyduğumda refleks olarak elimi Merih'in göğsüne koyup ittirdim.

"Ada bir şey vermeye gelmiş. Hemen gelirim." Deyip dolaptan hırkamı alıp giydim. Kapıdan dışarı çıktığımda kapıyı kapadım. Bakışlarımı Merihe çevirdiğimde bana çatık kaşlarıyla bakmaya devam etti.

"Sen beni mi ittin? Tıpkı bir çöp gibi!"

"Çok fazla abartıyorsun!" Öyle mi der gibi yapıp eliyle bileğimi yakaladı ve hiç düşünmeden beni kendisine çekti.

"Ne yapıyorsun? Çabuk bırak bileğimi." Canımı acıtmıyordu ama bunu yapacak için bir nedeni de yoktu.

"Siyah rengine bayılırım." Sesindeki tını kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Siyah renkle konumuzun bağlantısı neydi?

"Sen neyden bah-" Diyemeden kafama düşen jetonla boşta kalan elimle hiç düşünmeden karnına yumruk attım.

"Ah!" Elini bileğimden çektiğinde sırıtmaya devam etti.

"O gözlerini oyarım!" Sütyenimin rengini görmüştü. Beni sinir etmeyi gerçekten de bayılıyor olmalıydı.

İki adımla aramızdaki mesafeyi kapattığında başını bana doğru eğip kulağıma sessizce fısıldadı.

ATEŞ LALESİ •TEXTING•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin