Ana Dilim Aşk 2 ❤ 1

Start from the beginning
                                    


ATAKAN
"Atakan beni evden aldığın için çok teşekkür ederim."
Son günlerde babam yüzünden Efsa'la fazla zaman geçirmeye başlamıştım ve bu artık can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Bunun nedeni kesinlikle Efsa değildi. Sadece artık bir şeylerin diretilmesinden bunalıyordum ve her şeye, herkese cephe alır olmuştum.
"Arabanın kaskosunda bir sıkıntı çıkmış ve-"
"Sorun yok."
Arabaya bindiği ilk an muhabbet açmaya çalışması gerçekten yoruyordu. Aramızda bir iletişim bağı kurmaya çalıştığının farkındaydım ama şu aralar bunun için doğru bir zaman değildi. Cümlesini kestirip atmamdan dolayı bozulduğunu yol boyunca ağzını bıçak açmayarak gösterdi. Bu işime gelse de, yine vicdanıma oynuyor, gönül almam için diretiyordu.
Okulun otoparkına girerken bizimkilerin çoktan geldiğini fark ettim. Arabayı park edip oyalanmadan aşağı indim. Kapı elimden biraz sert bir şekilde kurtulunca "Yavaş!" uyarısı geldi. O ana kadar bu denli sinirli olduğumun farkında değildim. Hal ve hareketlerimden bir terslik olduğunu anlayan Asrın "Ooo... Beyimiz tersinden kalkmış," dedi. Arabanın etrafından dolaşıp onlara doğru yürürdüm. Gözleri arkamdaki bir noktaya kaydı. Yüzünde piçvari bir gülüş belirdi. "Yoksa düzüne mi yatmış. Hayırdır paşam, neyin siniri bu?" Kapının nazik kapanışıyla Efsa'nın da aşağı indiğini anladım. Asrın imalı bir şekilde göz kırptı. Elimin tersiyle karnına vurdum.

''Zevzekliği bırak. Onunla alakalı değil. Yani onunla alakalı ama... Of neyse. Bu soğukta ne arıyorsunuz burada?''

Arkasını döndü ve arabasına yaslanmış, Karadeniz'dekigemilerinin batışını düşünen çocuğu gösterdi. "Arel Bey'i dinliyorum gözlerimkapalı." Ondan bahsettiğimizi fark etmeyecek kadar daldığına göre, durumciddiydi. Farkında değilmiş gibi davranmak kolayına geldiyse, ciddiden deöteydi. Bakalım içinden çıkamadığı iş başımıza ne açacaktı?
Arel'e doğru yürüdüm. Hava öldürücü bir soğukluğa sahipti. Resmen aldığım nefes,kefen beyazı bir bulut halinde dışarı çıkıyordu. Ürperdim ve ceketimin önünükapattım. En azından sıcak bir yere gidene kadar bu beni tutardı. Tabi Arel'inağzındaki baklayı çıkarma hızını ve hiçbir yere kıpırdamayacağının düşününce,daha fazlası da gerekebilirdi. Neden karalar bağlamak için daha yaşanılası biryer seçmemişti ki?
"Günaydın."
Arel bakışlarını yavaşça yerden kaldırıp bana çevirdi. Gözümü kırparak neyiolduğunu sordum. Sesli bir iç geçirirken "Hiç," dedi. Bu kadar nazlısöylendiğine göre konu şu kızdı. Şimdi neden beyimize soğuğun işlemediğini anlıyordum.Belli ki aşk, soğuğa karşı bir kalkan olmuştu.
"Hayal'le mi tartıştınız?"
Dertli kokan iç çekişi, düşüncelerimi kanıtlıyordu. "Ciddi bir mesele mi? Yoksasenin hüsnü kuruntun mu?" diye sorduğumda gözleri kısa bir an kısıldı. Neyse kihala orada bir yerde en yakın arkadaşım nefes alıyordu. Gülümseyerek elimiensesine götürdüm. Parmak uçlarımdaki sıcaklıkla kafam karıştı. Ya ben çoküşümüştüm ya da Arel için için yanıyordu. Biraz daha burada dikilmeye devamederse, hastalığa çıkardığı davetiye, sahibine
ulaşacaktı.
"Şu konuyu ayrıntılı konuşalım seninle."
Gözleri kısa bir an arkamdaki bir hareketliliğe kaydı. "Sonra konuşuruz." Kiminyanında konuşmak istemediğini bildiğim için "Burada değil zaten oğlum," dedim."Gidipkahve içelim." Teklifimle gözleri parladı. "Hiç sormayacaksınız sandım," deyipyaslandığı arabadan doğrularak ayaklarını daha sağlam bir şekilde yere bastı.
"Sek olsun. En sertinden lütfen."
Sanki viski sipariş ediyordu. Zevzek. Saçlarını karıştırarak kafasını geriyedoğru ittim. Asrın'a baktığımda Efsa ile hararetli bir şeyler konuştuğunugördüm. Yine Rüya meselesi olduğuna adım kadar emindim. Kurtarılmaya ihtiyacıvar gibi duruyordu.
"Biz sert bir kahve içmeye gidiyo-"
Daha cümlemi bitirmeme izin vermeden "Sert kahve mi?" diye sordu. Bize doğruöyle bir dönüşü vardı ki, sanki köprüden önceki son çıkış tabelasını görmüştü.
"En sevdiğim, bende geliyorum.''
Efsa'ya bir şey söyleme gereği bile duymadan, kaçar gibi koşmaya başladı.Efsakonuşması yine yarım kaldığı için bozuk atıyordu.Önce ben, sonra Asrın...Sanırımbugünlük haddimizi aşmıştık. Yaptığımız kabalıkları telafi etmek istercesine "Kahveiçmek ister misin Efsa?" diye sordum.

Donakaldı. Böyle bir şey sormamı beklemediği o kadar belliydi ki. Arel'in veAsrın'ın delici bakışlarını üzerimde hissettim. Efsa'nın gözleri bendeyken biranda yanımdakilere çevrildi. Yüzündeki mini minnacık tebessüm anında silindi.Ona hissettirmeden, bizimkileri uyaran bir şekilde boğazımı temizledim.
"Benim Rüya'yı bulmam gerekiyor. Yine de teşekkür ederim."
Telefonunu çıkardı. Rüya olduğunu düşündüğüm birini aradı. Yanımızdan geçişi vegözden kayboluşu, o topuklularla saniyelerini almamıştı.
"Ne çağırıyorsun oğlum kızı? Şurada 3A kritiği yapacağız."
Asrın az önceki hareketinin farkında bile değildi. Bakışlarımı sitemine tükürdüğümçocuğa çevirdim. "Rüya'ya olan tepkini, Efsa'dan çıkarma. O kız bunu haketmiyor." Gözleri meydan okur gibi kısıldı. "Babana olan tepkini hak ediyoryani?"Beni gafil avlamıştı. Sorusuna hazırlıksız yakalandığım için cevapveremedim. Hak etmediğini biliyordum ama babamla ilgili olan hiç bir tepkimikontrol edemiyordum ki...
"Şu gelişi güzel ortaya çıkan tartışmanıza, daha sıcak bir yerde devam etseknasıl olur?"
Aramızdaki gerginliği bir kenara bıraktık ve aynı anda Arel'e döndük. Sankidakikalardır burada durmamızın nedeni o değilmiş gibi, birde bize fikir miveriyordu? Arel'in gözleri ikimizin arasında mekik dokurken sessizceyutkunduğunu fark ettim.
"Neden bana öyle bakıyorsunuz?"
* *

Kışın üniversite kafeteryasında boş yer bulmak, çölde kutup ayısına rastlamaihtimalinden bile düşüktü. Neyse ki iki arkadaşımın da avcı ruhu iş başındaydı.Arel'inkartal gözleri içeri girer girmez boş bir masa yakalamıştı. Asrın da boşsandalye bulacağı kızları... Burada bana düşen görevse, hayatımızda içtiğimiz ensert kahveleri almaktı.
Herkes üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdi.
İçerideki uğultu tahammül edilmez bir seviyedeydi.Arel, elindeki bardaktanhenüz tek bir yudum bile almamıştı. Birbirimizi daha rahat duyabilmek için sandalyemimasaya yaklaştırdım. Bardağı parmaklarının arasında çevirmeye öyle dalmıştı ki,bu hareketimi fark etmedi. Ayağımla hafifçe dürtüp dikkatini üzerime çektim.
"Dökül bakalım,"
Sıkıntılı bir nefes aldı. "O dövmeli tip var ya," Kimden bahsettiğini anlamambirkaç saniyemi alırken"Eren mi?" diye sordum. Onaylarcasına başını salladı. "Balodanberi gözü üzerimizdeymiş zaten. Dün yemekte de bizi inceleyip durmuş. Akşam evegittiklerinde 'Aranızda ne var sizin?'diyerek kızın canını sıkmış. Tartışmışlar. Bilirsin zamanlamam harikadır. Osırada ben mesaj attım. Sanki içindeki tüm kini bana kustu.Ailesini dağıtmayaçalışan karaçalıymışım gibi hissettirdi. Alttan almaya çalıştım ama bir yerekadar... Kavga ettik. Telefonu kapattı, hala da açık değil."
"Aranızda bir şey olsa ne olurmuş?"
O kadar cümlenin arasında Asrın'da benimle aynı şeye takılmıştı. "Ne biliyimben amına koyayım," diyerek sert bir cevap veren Arel, sandalyesini geriyedoğru sürterek ayağa kalktı.
"Hayal'in bu çocuktan neden bu kadar çekindiğini de anlamıyorum. Ağabey ise debir yere kadar."
İşte bu da düşündüğüm ikinci ayrıntıydı. Bu kızların, bu çocuklarlaaralarındaki ilişki tam olarak neydi? "Neyse ben tuvalete gidiyorum."Arel cevapvermemizi beklemeden yürümeye başladı. Gözden kaybolana kadar arkasındanbaktım. O sırada kafeteryaya giren grup ''İtian çomağı hazırla' ya da 'İyiinsanlar lafının üzerlerine gelirmiş' sözlerini kanıtlamak için doğmuşgibiydiler. Kalabalığın arasında kendilerine yer baktıkları sırada Eflal'le gözgöze geldim. Beni fark ettiği gibi yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Tam birgülümseme sayılmazdı ama ona yakındı. Sanırım bunun nedeni yanındakilerdi. Mertbakışlarımı yakaladığı an ifadesizliğini korudu ama geçen birkaç geceninhatırına selam vermeyi ihmal etmedi. Bende selamına başımı hafifçe kıpırdatarakkarşılık verdim. Gözlerim arkalarındaki, Arel'in bu halde olmasına neden olanikiliye kaydı. Aralarında soğuk bir savaş olduğu açıkla belli oluyordu. Kazanankim olurdu bilmiyordum ama sonuç ne olursa olsun, bedelini ödeyecek kişi, bizimsalak âşıktı.

ANA DİLİM AŞK 1-2 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now