Jimin söylediği şeyi anlayıp parmakları arasındaki bileklerini bıraktığında derin bir nefes aldı.

"Üzgünüm," diye mırıldandı. "Sen birden öyle yaklaşınca içgüdüsel olarak.."

Jimin'in dizleri Taehyung'un bacaklarının iki yanındaydı, çok rahat bir şekilde hareket etmesini engelleyebilirdi. Taehyung ise fırsattan istifade oturur pozisyona geldi ve daha da yaklaştı ona.

"İyi tarafından bakalım en azından yastığının altında bir silah bulundurmuyorsun."

Cevap vermedi Jimin, böylelikle yavaşça bakışlarını ona doğru çevirmesine sebep oldu. "Seni korumak için her şeyi yapacağımı bilmelisin." diye fısıldamış ve az önce sıkmış olduğu bileklerini tutup dudaklarına götürmüştü. Bırakmış olduğu minik minik öpücükler Taehyung'un gözlerinin kapanmasına sebep olurken, daha fazlasına dayanmak istememiş ve dudaklarından kurtardığı elleri çenesini kavrayarak dolgun dudaklarıyla buluşturmuştu dudaklarını.

Jimin yapmakla yapmamak arasında kalsa da, Taehyung onun belini kavramış ve kendine çekerek bacaklarına oturtmuştu. İşaret parmağı çıplak teninde dolanırken, yara izine denk gelmiş ve bir süre orada oyalanmıştı. Söylediği şey doğruydu. Jimin'in onu korumak için yapacaklarının bir sınırı yoktu.

Parmakları ensesinde siyah saç tutamlarına uzandığında hafif çekiştirmişti onları. Dolgun dudakları aralanıp kendisine izin verdiğinde diline ulaşmıştı kolaylıkla. Alt dudağını dişleri arasına alıp hafifçe ısırdığında tepki olarak inlemişti içine doğru. Eğer biraz daha ileriye gitseler neler olurdu bilmiyordu ve bunun için oldukça erken olduğunu düşünüyordu Jimin. İpleri elinde tutmalı ve kendini kaybetmemeliydi.

Kendini geri çektiğinde nefes nefese kalmıştı her ikisi de. Aslında tam olarak hiçbir şey yapmamıştı. Anlam veremediği bir çekim vardı. Her ne kadar bazı şeyler için henüz çok erken diye düşünse de, yolun sonunda kendini onun dudaklarında dinlenirken buluyordu. Alnını alnına yasladı ve, "Çok acıdı mı?" dedi bileklerini kastederek. Onun canını yakma düşüncesi bile yeterince kötü hissettirmişti.

Taehyung gülümsemiş ve başını iki yana sallamıştı. "Hoşuma gitti."

"Hoşuna mı gitti?"

"Evet ama sinirlendim de."

"Neden?" Anlamamış bir vaziyette gözlerinin içine baktı Jimin.

"Herhangi biri sana bu şekilde yaklaşıyor olsaydı onu da bu şekilde yatağa mı atacaktın Jimin? Bir sevgilin olduğunu unutuyorsun herhalde."

Güldü Jimin başını geriye atarak. Kim Taehyung.. gerçekten inanılmaz bir herifti.

"Komik bir şey söylediğimi düşünmüyorum."

Jimin dilini dişleri üstünde gezdirdi ve duraksadı. "Bana bu şekilde yaklaşıp canlı çıkabilecek tek insan sensin Taehyung." dedi.

Yutkundu Taehyung bu söylediğinden sonra. Onun şakası yoktu, söz konusu işi olduğunda oldukça ciddi bir insandı Jimin. Bunun örneğini az önce bizzat yaşamıştı.

"Buna sevinmeli miyim?"

"Muhtemelen."

Jimin onun üstünden kalkıp pencereyi açmak için yeltenmişti ki, Taehyung onun gitmesine izin vermemiş ve tekrar yatağa çekerek sarmalamıştı.

"Gitme, zaten gün içerisinde çok göremeyeceğim seni. Fırsatım varken her saniyesini değerlendirmek istiyorum."

Kollarını ve bacaklarını tamamen ona dolamıştı adeta bir koala gibi.

my little bodyguard  ༄ vminWhere stories live. Discover now