» lips on you

2.4K 220 350
                                    

*Bol bol yorum yaparsanız çok mutlu olurum, şimdiden teşekkür ederim*

Tik-tak. Tik-tak.

05:37.

Tik-tak. Tik-tak.

Hâlâ 05:37.

Tutmuş olduğu tüm nefesi bıkkınlıkla verirken gözü hem duvardaki saati hem de kendi bileğindeki saati yokluyordu. Yaklaşık yarım saat önce durduk yere uyanmıştı ve her ne kadar gözlerini kapatıp tekrar uykuya dalmaya çalışsa da uyuyamamıştı. Şimdi ise uzamış kahverengi saç tutamlarının altından saate bakıyor ve Jimin'in bir an önce gelip kendisini öpmesini istiyordu.

İşaret parmağını saatinin üstüne vurdu birkaç kez. "Hadi ama, çok yavaş ilerliyorsun." Sonra bunun işe yaramayacağı kanısına vardı ve bir kolunu başının altına koyarak tavanı izlemeye başladı. Zor değildi, bekleyebilirdi. Bekleyebilirdi.. değil mi?

Birkaç saniye sonra saat bulunan kolunu kaldırdı ve tekrar baktı. 05:39.

"Ya!" dedi oturur pozisyona gelerek. "Benimle eğleniyor musun? Yoksa bunu kasıtlı mı yapıyorsun? Sana o kadar para verdim ve zamanın hızlı akmasını bile sağlayamıyor musun?" Bileğindeki saati çıkartıp komodinin üstüne bıraktı sinirli bir şekilde.

Aslında düşündüğünde onun yanına gelmesini beklemek zorunda değildi. Taehyung onun sevgilisiydi ve her ne zaman isterse onun yanına gidebilirdi. Bu fikir gülümsemesine sebep olup üstündeki örtüyü ittirtmiş ve terliklerini giyip odadan çıkmasını sağlamıştı. Koridorda sessiz adımlarla onun odasına doğru yönelmiş ve herhangi birinin görmediğinden emin olduktan sonra kapının kolunu yavaşça aşağıya indirip içeri girmişti.

Burnuna dolan buram buram Jimin'in kokusu şimdiden içini ısıtmaya başladığında, kapıyı kapatıp ona doğru adımlamaya başladı. Masa lambasını kapatmayı unuttuğu için onu rahatlıkla görebiliyordu Taehyung.

Yüzüstü yatıyordu, yarı çıplaktı. Kolunun altında bulunan yastığı iyice sıkmış ve yüzünü de iki yastık arasına gömmüştü. Örtmüş olduğu siyah örtü ise sadece beline kadar kapatmıştı. Tüm o beyaz pürüzsüz teni adeta Taehyung'un adımlarının hızlanmasına sebep olmuştu.

Siyah saçlarını yukarıdan toplamıştı fakat alt tutamlar salıktı. Gözleri kolunun sarmaladığı yastığı gördüğünde kaşları çatıldı. Ne diye bu kadar sıkı sarılıyordu? Bu konumda olması gereken kişi kendisiydi, bir başkası ya da herhangi bir nesne değil.

Parmakları yastığa doğru uzanıp onu kollarının arasından çıkartmaya niyetlenirken, hiç beklemediği bir anda bileğinden yakalamıştı Jimin onu. Bileğinden yakalamış ve yatağın diğer tarafına yatırarak hızlıca üstüne çıkmıştı. Taehyung neye uğradığının farkına bile varamamışken Jimin'in tek eliyle her iki bileğini de tutup hareket etmesini tamamen engellediğini çok sonradan anlamıştı. Elleri küçük olabilirdi belki ama asla güçsüz değildi.

"Şimdi babamın seni neden benim korumam olarak seçtiğini çok iyi anlıyorum." diye fısıldadı Taehyung, bakışlarını yukarıya doğru yönlendirip ellerini kastetti. Aslında.. hoşuna gitmişti. Hem de fazlasıyla. Kendisini bu kadar hızlı bir şekilde etkisiz bırakıyor olması, bileklerini kolaylıkla tutup hareket etmesini kısıtlamış olması.. üstelik bunu yarı çıplak bir şekilde saçları toplu haldeyken yapıyor olması daha da hoşuna gitmişti.

"Taehyung," diye mırıldandı Jimin. "Ne yapıyorsun burada?" Elleriyle hâlâ bileklerini tutuyordu farkında olmadan.

"Günaydın öpücüğümü almaya gelmiştim." Gülümsedi Taehyung. "Ama senin niyetin farklıysa ona da uyarım."

my little bodyguard  ༄ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin