" Ben mi dedim atla diye pardon?"

" Sevgilin sahip bile çıkmadı ilişkinize. "

Her ne kadar uzulsem de doğruydu. Sahip çıkmamıştı bize.

Zorlukla yutkundum bir defa daha.

Geriye dönüp yüzümde gezdirdi gözlerini.

" Ağlama. Gel hadi babanlar bekliyor bak. Sen mudehale etme, ben toparlayacagım durumu." Yavaşça başımı salladım.

Mutfağın kapısındayken bana baktı ve elini uzattı.

" El ele girsek baban beni vurur mu? Hayır ülkeyi benim gibi bir topcudan bu kadar erken mahrum etmek istemem de,"

" Trabzon'da bırakmıştır silahını diye düşünüyorum. Yani inşallah."

" Hadiii sen Trabzonlu musun?" Başımı salladım.

" Bende rizeliyim. Neyse dur, tamam."

Ciddilesti.

" Babam oule birisi değil. Ama tabi ki şimdi şak diye el ele giremem oraya."

başını salladı ve mutfağıma girdi.

Bende peşinden pıtı pıtı ilerledim.

" Pek hoş bir tanışma olmadı. Kusura bakmayın Lütfen. Barış Ben, " Babama elini uzatmışken Babam yüzünde gezdirdi bakışlarını ve başını salladı.

" Biliyorum, Tanıyorum."
Barış gülerek başını salladı.

" Doğrudur efendim, " Ego yığılımı ne demekse Barış kesinlikte o demekti.

Boş ta ki sandalyeye oturmadan ben gülümseyerek babama baktım.

" Ben sana Çay koyayım baba."

" Boşver Çayı, sen bana bir bardak su verir misin Nazlım? Hanım sende ilacımı uzatır mısın? Bu yaşlı adamın kalbi dayanmiyor böyle sürprizlere." Dudaklarım büzülürken Barışın önünde ki sürahiden su dolurdum bardağa.

Ben suyu doludurken barış sessizce konuştu.

" İsimleri?"

" Nilay, Ali."

Başını salladı. Su dolu bardağı babama uzattım.

" Al babacım." Yavaşça başını salladı bardağı elimden alırken.

Barışın yanında ki sandalyeyr bende oturup ellerimi önümde birlestirdim Tıpkı barış gibi.

" Oğlum sen burada mı yaşıyorsun?" Annemin pat diye sorduğu soruyla kısa bir bakış attım anneme. Omuz silkti bana.

" Evet Nilay teyze. Üst katta yaşıyorum bende. "

Annem başını salladi yavaşça.

" Nazlı bize hiç bahsetmedi senden."

" Yani, biraz ani oldu her şey. Belki kendini hazır hissetmemiştir bilemiyorum. "

Topu bana attığın da başımı salladım yavaşça.

" Çok ani oldu anne. "

" Tez atın.. Tövbe estağfurullah." Babamın yarım bıraktığı cümleyle ciddiyetim bozulsa da çaktırmadan derin bir nefes aldım.

" Geldiğimizde ki o haliniz neydi peki?"

" Dediğim gibi baba. Meyve suyu sen gel dökül işte üstümüze."

Babam inanmaz bakışlar atarken annem yerinde biraz daha rahat oturdu. Yeme beni demek istiyordu.

" Aslında öyle olmadı tabi ki," Barışın cümleye girişiyle gözlerimi kocaman açıp ona döndüm.

Ama o direkt olarak babamın gözlerine bakıyordu.

" Ben biraz sinirlendirdim galiba onu, o da üstüme fırlattı meyve suyunu. Benimde bardak elimden kaydı ona döküldü. Biliyorsunuzdur, Kızınızı benden daha iyi tanıyorsunuzdur şüphesiz sinirlenince ne yapacağı belli olmuyor." Babam onu onayladı beklemeden.

" Bilmez miyim, benden almış o huyunu." Altı ima dolu cümleye bıyık altı gülerek oturduğum yerden kalktım.

" Hadi Sizi Balkona alayım. Siz aç da değilmişsiniz kahve yapayım. Kahve içelim." Annemler beni onaylarken Onları balkona gönderdim. Peşlerinden giden Barışı son anda durdurdum kolundan tutup.

Gözlerime bakarken beklenti içinde, yutkundum ve gülümsedim.

" Teşekkür ederim."

Çarpık gülüşü yüzünde yerini alırken burnuma dokundu işaret parmağıyla.

" Kötü bir yalancısın, neyse ki ben bu alanda da oldukça becerikliyim. Hadi yine iyisin."

Güldüm bu haline ve başımı salladım.

" Tabi, şüphem yok artık. "

Yüzünde ki içten gülümsemeyle kısa bir süre yüzüme baktı ve yeniden normalleşti.

" Hadi kahveleri taşırmadan yap da gel."

..

Bilemedim ki şimdi ne yapsak arkadaşlar..

Değişik | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin