Bay Romantik/Yarı Texting/ Tamamlandı.

17...

Karşımda  bana şok içinde bakan Yavuz bey ne diyeceğini bilemiyordu.

Bir süre sustu konuşamadı sanki boğazında bir düğüm vardı. En sonunda derin bir nefes alarak " Emin misin?" Diye sorduğunda ona bakarak başımı salladım.

Ona bakarak " En doğrusu bu. En azından benim yüzümden sizin de başınız belaya girmez. Hem bu olay çoktan duyulmuştur. Benim insanların yüzüne bakacak halim yok. Anneme babama ne diyeceğim?" Diye sordum.

Yavuz bey bana bakarak " Bak! Azra kim ne derse desin umrumda değil. Beni insanların ne dediği ilgilendirmez. Sen çok başarılı bir tasarımcısın. Benim isteğim bundan sonra da beraber yürümemiz." Dedi

Tabi o hayatında kaç tane kadınla birlikte olmuştur. Onun için çocuk oyuncağı!

Tabi böyle diyemedim. Yavuz bey'e bakarak " Benim kararım kesin efendim! Ben bundan böyle burada bu şartlarda çalışmam.". Dedim.

Yavuz bey başını sallayarak " Peki öyleyse. Dediğin gibi olsun. Şimdiden başka şirketlere referansın sağlanacaktır eminim. Hakkında hayırlısı olsun." Derken ayağa kalktı.

Bana gülümseyerek elini uzatırken " Seninle çalışmak büyük bir zevkti." Dediğinde ben de ona gülümseyerek elini sıktım.

Ona bakarak " Ben, o zaman eşyalarımı toplayayım.." Diyerek tam arkamı dönmüş gidiyordum ki Yavuz bey'in bana " Azra?" Diyen sesiyle durmak zorunda kaldım.

Yavuz bey' e merakla bakarken " Buyurun?" Diye sordum. Yavuz bey de masasından kalkarak yanıma geldiğinde hala ne diyecek diye ona bakıyordum.

Yavuz bey bana anlayışla bakarken " En azından yerine biri bulunana kadar biraz daha burada kalamaz mısın?" Diye sorduğunda şok olmuştum.

Biraz derken kaç gün, kaç haftadan bahsediyordu. Yavuz bey'e bakarak " Ben." Dediğimde o da başını sallayarak bana baktığında " Merak etme. Çok uzun sürmez. Belki bir kaç gün..  Sonra tamamen ayrılacaksın. Ne dersin?"  Diye sordu.

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Şaşkınlıkla kirpiklerimi kırpıştırarak  Yavuz bey'i kırmamak adına " Olur olur tabi." Dediğimde bana bakarak gülümsedi.

Odadan çıktığımda kapıyı da ardımdan kapattım. Herkesin gözü benim üzerimdeydi.

Kimisi ise bana gülerek bakarken yanımdan hızla geçti. Sinirlerim zaten tepemdeydi. Her an birine patlayabilirdim.

O an karşımda durmuş bana gülerek bakan bir yanda da arkadaşına beni işaret eden  Sevcan'a gözlerimi kısarak baktım.

Yok, bugün bu kızla uğrasmayacaktım. Zaten beni geldiğim günden beri hiç sevmemişti.  Neden anlamıyorum kimyamız uyuşmamıştı işte!

Tam başımı iki yana sallayarak  yanından geçip gidiyordum ki arkamdan bana " O, hayırlı olsun mu desem? Ne desem?" diyen o gıcık sesini duyduğumda  derin bir nefes alarak  Sevcan'a  bakarken " Ne diyorsun sen be?" Diye bağırdım.

Bağırmamla birlikte herkes bize şok içinde bakmaya başladı.

Sevcan kollarını göğsünde birleştirerek bana doğru eğilerek " Duydum işte sağır mısın? Patronla sizi diyorum. Sahi sen nasıl yaptın da onun gözüne girdin? Senin gibi birini." Derken yüzünü buruşturup beni baştan aşağı şöyle bir süzdü.

Ona bakarak gözlerimi devirirken Sevcan " Nasıl beğendi hiç anlamış değilim. Ne yaptın adama büyü filan mı?'" Diye sinirle güldü.

Ona sinirle bakarken " Bana bak! Benimle doğru konuş." Diye ona bağırdığımda bana bakarak " Konuşmazsam ne olur? Hem yalan mı? Patronun gözüne girmedin mi? Daha geçenlerde terfi aldın ya. Patron benim hakkım olan bir şeyi alarak sana verdi. Sen de seve seve kabul ettin. Sahtekar." Dediğinde ona öyle bir tokat atmıştım ki yüzü tokadın etkisiyle yana savruldu.