7. Bölüm

233 28 11
                                    

Ertesi gün Naniwa takımı ile olan maçları Nankatsu için beklenmedik bir şekilde zorluydu. İlk yarının ortalarına gelmelerine rağmen bir gol bulamamışlardı. Nakanishi gerçekten iri ve iyi bir kaleciydi. Yine de Lyra biliyordu ki Wakabayashi kadar yetenekli olamazdı. Tsubasa'nın son şut denemesi de hüsranla sonuçlanınca Lyra geriye doğru koşmaya başladı orta sahadan. Kaleci gerçekten güçlü duruyordu, topu doğrudan kale önüne gönderebilirdi büyük ihtimalle. Doğru da tahmin etmişti. Onun hemen ardından Naniwa takımı forvetleri de hareketlenmişti. Lyra'nın hareketlenmesi ile Nankatsu ceza sahasında hareketlenme başlamıştı fakat ceza sahasında aşırı fazla oyuncu yoktu. Sadece Takasugi ve Ishizaki vardı.

Lyra tahminen 11 numaralı formayı giyen uzun boylu çocuğun topa vuracağını düşündü bundan sebeple onunla birlikte zıpladı. Tahmin ettiği gibi olmuştu böylece kafa vuruşunu engellemiş ve Nankatsu'yu potansiyel bir golden kurtarmıştı. "Lyra Beck orta sahadan hızlıca gelip Naniwa'nın kontra atağını bozdu. Gerçekten çok hızlı." Lyra'nın müdahile ettiği topu Morisaki tutmuş ve Misaki'ye göndermişti. Lyra bu kalecinin amacını anlamıştı. Yine de şu zamana kadar gördüğü hiçbir kaleci Genzo Wakabayashi'den iyi değildi.

Lyra geriden hızlıca ilerlemeye başladı. İlk yarıyı önde bitirmeleri gerekiyordu. Misaki orta sahayı biraz geçtikten sonra Kisugi'ye pas atmıştı. Shutetsu üçlüsü paslaşırken Lyra onlara yetişmişti. "Bana gönderin." Dedi ceza sahasına doğru ilerlerken. Kisugi nasıl vuracağını anlamış ve oldukça yukarıdan bir top ortalamıştı. Lyra topa kolaylıkla yükselmiş ve vole vurmuştu. Lyra Beck ve vole şutları her zaman golle sonuçlanır. "Almanya Kraliçesi ünlü vole şutuyla golü buldu. Lyra Beck bizi şaşırtmıyor." Lyra takımının yanına döndüğünde gayet rahattı. "Tsubasa bundan sonrası sende. Genzo'dan daha iyisi olmadığını sen kanıtlarsın." Dediğinde çocuk kafa salladı. "Hat trick bekliyorum ona göre." Lyra'nın bu lafı herkesin gülmesini sağlamıştı. "Bu maç her türlü bizde. Hadi canlanın."

Lyra'nın attığı golden sonra Tsubasa bir gol daha atmıştı. İlk yarı 2-0 bitmişti böylece. İkinci yarı da Tsubasa 2 gol daha atarak hat trick yapmıştı üstüne üstlük Kisugi ve İzawa'da gol atmıştı. 6-0 biten maç Lyra'yı şaşırtmamıştı. Maç sonucu Naniwa kalecisi ile Nakanishi ile konuşmuş ve eksiklerinden bahsetmişti. Nakanishi egosu olmasa gerçekten iyi bir kaleciydi. Bu maç aynı zamanda Ishizaki için gelişme sağlamıştı. Artık eskisi kadar gerilmiyor ve yerinde müdahileler ile top çalabiliyordu.

Lyra'nın asıl üstünde düşündüğü ve zorlanacaklarını bildiği maç Musashi maçıydı. Yani daha hangi takımla karşılaşacakları belli değildi ama herkes biliyordu ki Musashi çeyrek finale rahat bir şekilde geçerdi. Lyra gerçekten Jun Misugi'nin oynayışına hayrandı fakat bir sebepten dolayı çok fazla sahada duramadığını da biliyordu. Tahminine göre belirli bir sağlık sorunu vardı ama kimseye bunu açıklamıyordu. Ki bunu Yayoi büyük ihtimalle biliyordu çünkü çocuğun üstüne ne kadar düştüğü belliydi. "Acaba bizle oynayacak mısın Misugi?" diye mırıldandı kendi kendine. En büyük merakıydı bu. Jun Misugi ile karşılı oynamak ve uzaktan gördüğü yeteneği canlı olarak görmek istiyordu. Lyra aşırı yetenekli değildi kendince bütün bu başarısı takım arkadaşlarına ve aşırı yoğun çalışmasına bağlıydı. Tabi ki bu böyle değildi ama Lyra yeteneklerine pek inanmaz sadece çabalar ve aşırı çalışırsa başarılı olacağını düşünürdü. Bundan dolayı yetenekli insanlara ayrı bir sempati besliyordu. Lyra daha çok kas gücüyle vardı, Misugi, Tsubasa veya Karl gibileri ise nadir gelen yeteneklerdi. Lyra böyle yeteneklerle beraber veya karşılıklı fark etmeksiniz oynamaya bayılıyordu.

Çeyrek final Nankatsu için oldukça kolay bir maç olmuştu. Rakiplerini 8-0 yenmişler ve yarı finale yükselmişlerdi. Şu an ise Misugi'nin takımı olan Musashi'nin maçı vardı. Lyra emindi zaten onların kazanacağına. Koçla yaptıkları konuşmada ise kendi görüşlerini dile getirmişti. Şüphelendiği hastalık harici tabi ki. Bu şüphesini öncelikle çocukla konuşacaktı. Lyra'ya göre ikisi gayet iyi arkadaş olabilirlerdi. Koçun Misugi'nin sahada bulunmamasından bahsettikten sonra Taki'nin yaptığı taklitle ona bayık bir bakış attı. "Benim gördüğüm kadarıyla Misugi sahada bulunmayı ve topla vakit geçirmeyi gayet seviyor. Maçlarda az bulunmasının bir sebebi illaki vardır. Ayrıca Taki Misugi yaşıtı olan birçok oyuncudan gerçekten daha yetenekli. Umarım ki bizimle yapacağı maçta tamamen oynar." Dedi. Lyra'nın yetenekli insanlara olan zaafını fark etmeyen yoktu zaten artık.

Lyra Musashi'nin maçı öncesi Misugi ile konuşmak için ilerliyordu ki doktorla konuşan Misugi'yi ve onları gizlice dinleyip ağlayan Yayoi'yi görmüştü. Böylece tahminlerinde haklı olduğunu anlamıştı. Misugi'nin konuşması bittiğinde yanına ilerledi. "Konuşalım mı biraz?" diye sordu. Misugi ilk başta kabul etmeyecek gibi dursa da kabul etmişti. "Tahmin etmiştim." Dedi Lyra. "Nasıl?" çocuk sorduğunda Lyra'nın yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. "Babam." Dedi. "Babam Almanya'da çok ünlü bir futbolcuydu. Ufak bir sakatlık geçirdi ama oynamaya devam etmesine engel değildi. Sadece kısa süreler saha da durabiliyordu ama o zamanda bile büyük işler başarıyordu. Ama sahadayken aynı yerden tekrar darbe aldı ve bu sefer futbol kariyeri kesin olarak bitti. Yine de futboldan kopamadığı için okul takımında koçluk yapmaya başladı. Roberto gibi." Dedi. "Seninki sakatlık mıdır yoksa başka bir hastalık mı bilmiyorum ama öyle bir şey olduğuna eminim. Yoksa seni hiçbir güç sahadan uzak tutamaz. Bunu gözlerinden görüyorum."

Misugi kızın bu sözlerine tebessüm etti. "Kalp hastalığı." Dediğinde Lyra bu kadar ciddi bir şey beklemiyordu. "Bu kadar ciddi bir şey beklemiyordum." Dedi kız şaşkınlığını belli etmekten kaçınmadan. "Bu turnuva sonunda ameliyat olacağım. Ondan önce de sizinle maç yapmak istiyorum. Tamamen sahada geçireceğim son maç olabilir." Dediğinde Lyra daha da şaşırmıştı. "Son maçını bizimle mi yapmak istiyorsun? Bununla gurur duyarım Misugi. Son gücüme kadar mücadele edeceğime şüphen olmasın." Dedi ve oturduğu yerden kalktı. "Lyra!" diye seslendi çocuk. "Merak etme. Sırrın benimle güvende. Bizimle tam gücümüzde mücadele etmek istiyorsun biliyorum. Bunun olması için elimden gelenin fazlasını yapacağım." Lyra Misugi'nin yanından ayrıldıktan sonra Tsubasa'yı bulmak için bahçeye çıktığında hiç de görmek istemediği bir sahneye şahit olmuştu. Yayoi ve Tsubasa konuşuyorlardı ve Tsubasa'nın ifadesine bakılırsa konu Misugi ve hastalığından başka bir şey olamazdı. "Tsubasa, Yayoi! Selam." Diyerek yanlarına ilerlediler. "Ne konuşuyorsunuz?" diye sordu. "Lyra, lütfen kaptanın kazanmasına izin ver." Diyen Yayoi'ye döndü kız. "Misugi'ye bir söz verdim Yayoi, ne olursa olsun karşısında istediği gibi tüm gücümle oynayacağım. Misugi'nin isteği kazanmak veya kaybetmek değil. Bizimle oynamak, son kez olduğunu düşünerek tüm gücüyle sahada olmak istiyor ve karşısına rakibi olarak bizi seçti. Ona istediği oyunu yaşatmak benim için gurur verici olur."

Tsubasa Lyra'nın zaten bildiğini fark edince daha da şok olmuştu. "Lyra haklı Yayoi." Tsubasa kendi hayallerinden bahsettiğinde Lyra onun küçük bir gülümseme ile izliyordu. Kararını kesin olarak vermişti artık. Almanya'ya gitmek için öncelikle Toho'ya gitmeliydi. Duygusal düşünerek hiçbir şey yapamazdı. Tekrar Karl ile oynamak istiyorsa bazı şeylerden feragat etmeliydi. Yayoi ile olan konuşmaları bittikten sonra biraz sonra başlayacak olan Musashi maçını izlemek için yerlerine geçmişlerdi. Maç boyunca Lyra'nın gözleri kenardaki Misugi'deydi ki maça girmek için hazırlandığını gördüğünde sevinmişti. 2-1 geriye düşmüş Musashi'yi Misugi 5 dakika da gayet rahatça toplardı. Çocuk oyuna girdiğinde ise sadece o değil takımının da oynayışı değişmişti. Tabi o ve Tsubasa Misugi'ye yukarıdan tam destek veriyorlardı. Lyra maç sonucunda hiç şaşırmamıştı. Misugi çok kısa bir süre oynamasına rağmen skoru 6-2 yapmıştı. "Yarın Misugi'nin istediği gibi bir oyun çıkartmak için elimden geleni yapacağım." Dedi Lyra kendi kendine. 

En son 12 Haziran'da bölüm atmışım. Gerçekten wattpade biraz daha önem vermem gerekiyor ama tam yazmaya başladığım zaman bişeyler oluyor ve ben bir anda kendimi farklı birşey yaparken buluyorum. Söz vermesemde en azından ayda bir bölüm atmaya çalışacağım artık. Bu kurgu neredeyse iki yılda 8 bölüme geldi. Mümkünse artık yaza bitecek. Tahminen 20 bölüm civarı yapacağım ama daha karar vermedim.

Ayrıca kendime ait bir kurguyu yayınlamayı düşünüyorum. Her ay 3 farklı kurguya birer bölüm atmaya çalışacağım artık.

Futbolun KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin