kırık aynanın arasından geçen tuzlu göz yaşları, zaman hızlı geçiyor.

78 14 1
                                    

küçük çocuk titreyen elleriyle hayatı pahasına koruduğu müzik kutusunu eline aldı. yedinci yaş dönümünden kalma, hafiften saramaya başlamış kutusu hala onu rahatlatabilme özelliğine sahipti. oysaki kimine göre değersiz, anlamsız bir pembe kutudan başka bir şey değildi bu.

fakat bu kutu sadece bir kutu olmakla bitmiyordu. içinde minik bir balet oğlan figürünün bulunduğu müzik kutusunun bir de küçük kalp şeklinde bir aynası vardı kapağında. anneannesi çocuğa hediye etmişti bunu vefatından yaklaşık bir yıl önce. o zamandan beri arkadaşı olmuştu bu kutu çocuğun. 

çocuk her korktuğunda anahtarı çevirip balet oğlanın melodiyle dönüşünü seyrederdi. bazen de dertleşirdi oğlan minik baletle. ona bu yaşta koreye korece bilmeden gelmenin ne kadar zor olduğunu, ama minik baletin sayesinde gücünü topladığını anlatırdı. minik baletimiz de sanki anlamış gibi sadece tahtadan bir figür olmaktan çıkıp ona büyük gülümsemesini sunardı her zaman.

minik baleti anlatmamı isterseniz, adı keeho'nun koyduğuna göre soul, 1900lerin nadide el işçiliği ile yapılmış bir el emeği figür. siyah saçları ve boncuk vari gözleri ayrıca yüzünde güzel mi güzel bir gülümsemesi var.

her neyse ben bunları anlata dururken bizim keeho da ağlaya duruyor. nedenini ne sen sor ne ben söyleyeyim... lisenin ilk günüydü bugün, elleri heyecandan titriyor yeni kişilerle tanışacağı arzusuyla içi yanıp kavruluyordu yavrucağızın, taa ki sınıfta ilk günden bozuk korecesi ile alay konusu olana kadar. kore liselerinde bu tip zorbalık vakaları çoktur, o yüzden pek şaşıramayabilirsiniz ama bizim keeho için şaşırtıcı olmuş demek ki soul'e sığınıyor yine.

soul de yaşlanmış artık ne yapsın içinde hala o ilk eve geldiği zamanın sevinci taşıyor olsa da yaşlı bir balet o, dönemiyor bile doğru düzgün. keeho da artık dayanamayıp fırlatıyor kutuyu yere, tabii ayna kırılıyor bu sert darbeye dayanamayıp o narin bedenini yere atıyor.

keeho çok geçmeden yaptığı yanlışa bakıyor çocuğun göz yaşları artık yaklaşık beş dakika öncesindeki gibi tek tük değil, sanki bardaktan taşarmışcasına akıyor.

o tuzlu, nefret içeren göz yaşları minik aynanın kırık parçalarına damlıyor ve keeho'nun rüyalarında bile göremeyeceği kadar olağanüstü bir olay oluyor.

minik balet kutusundan çıkıp, parıltılar içerisinde canlanıyor.

üzme beni küstüm çiçeği .  shoho ✓Where stories live. Discover now