(16. Bölüm ) COPAİN

Start from the beginning
                                    

Deniz'in yaptığından neden bu kadar emindim ki?

Herkes Evden çıkmak için ayağa kalkmıştı ben eski ile şimdi arasında sıkışıp kaldığım zaman sürecinde herkes yapması gerekeni öğrenmişti. Evde yalnızca ben ve Aras Ayaz' kaldık
"Sence kim yaptı?" Aras Ayaz elindeki su bardağını bankonun üzerine koydu "Deniz den mi şüphe ediyorsun?" Sorduğu soruyu benim ona sormam lazımdı. "Asla Denizden şüphe etmem o sizin sandığınız gibi kötü biri değil" elini şafaklarına götürdü sonra da beni gösterdi "bu dediğine sen bile inanmıyorsun" cesedin bulunduğu koltuğun önüne geçti örtüsünü çıkardı. Örtü kan içindeydi, kan koltuğa da geçmişti "evin yenilenme vakti gelmişti zaten" fazla rahat değiller miydi? "Görmek istiyorum" Aras Ayaz elindeki örtüyü boş bir teneke getirip içine attı ateşe verip bana baktı "Neyi?" 
"Cesedi "dediğim şey ile gülmeye başladı komik bir şey dediğimi düşünmüyordum  bana baktı bu seferde  ciddileşti "cesedi ilk gördüğünde kafayı yemiş gibiydin şimdi gelip bana onu görmek istediğini mi söylüyorsun? Böyle bir şey olmayacak" yanına yanaştım "o adam bana bir çok şey çağrıştırıyor" sözümü kesecekti ki izin vermedim "dinle bir beni emin ol ölümden düşündüğün kadar korkmuyorum hem bir şeyler hatırladığımı düşünsene sonuca bir adım daha yaklaşmış olursunuz" dediklerimi kafasında tarttığına emindim. İlk önce gözü ile beni süzdü sonra gözleri yüzümde dolaştı "üstünü değiştir" üzerime baktım hâlâ askılı geceliğim ile duruyordum. Düşündüğüm şey miydi " beni götüreceğin anlamına mı geliyor?" Kafasını salladı. Aras Ayazdan beklenmedik bir onaydı. İçimden bir ses onun sarılmasına ihtiyacım olduğunu  söylüyordu içimde ki dürtüye kulak verdim ve Aras Ayaz'a sarıldım ilk tepki vermedi elini  sırtıma koyup koymamak arasında kalsa da çok geçmeden oda bana sarıldı "teşekkür ederim" dedim tüm samimiyetimle o da kulağıma doğru "ben teşekkür ederim" dedi. Bu adamın sesi hep mi bu kadar kusursuzdu yoksa bu ana özel miydi?

Beyaz bir pantolon ve sarı bluz giyip odadan ayrıldım Aras Ayaz yine şaşırtmadı beni aşağıda her zaman ki gibi beni bekliyordu. Siyah bir tişört giymişti üstüne birazcık bol gelse de kollarına dar gelmişti altında ki siyah pantolonu ile her Zaman ki gibi harika görünüyordu. Gitmeye hazırdık.

  Araba da kocaman bir sessizlik vardı. Yüzüme geçmişin soğuk rüzgarı vurdu  yine geçmişle yüzleşecektim anılar zihnimde canlandıkça  yine kan aktıracaktım yorgundum hem de hiç olmayacak kadar artık yaralarım kabuk bile tutmuyordu hep kanıyordu. Gittiğim her yere kan bulaştırıyordum yada kanın ta kendisiydim. Araba da kocaman bir sessizlik vardı  İkimizde konuşmuyorduk biraz gergin hissediyordum o da bunu anlamış olacak ki beni daha fazla germemek için konuşmuyordu. Arabanın içinde bir melodi sesi yankılandı radyodan geliyordu. Doğukan Manço & Funda : yüzleşme çalıyordu. "Gerçekten öldürmeyen her darbe güç veriyor" göz ucuyla ban döndü "benim yanımdayken ölüm yok sana küçük hanım" her dakika kan kaybediyorken ölmemem bir mucize. "Azrail ile teke tek mi atmayı mı düşünüyorsun?" Dediklerim ile gülmeye başladı.  "Gerekirse Azrail'in kendisi olurum" dediğine karşılık vermedim. Çünkü kan akıyordu kan akıtıyordum. Telefonu çıkardım biraz gezindim ve görmeye aşina olmadığım bir görüntü ile karşılaştım "cinayet haberi yok ama biz yine  magazin haberlerindeyiz. Dün ki restorandan tut ceketi omzuma attığın ana kadar bir sürü fotoğrafımız var"  bana döndü "biliyorum" dedi sonra tekrar yola döndü. "Türkiye" de bu kadar popüler değildin sanki"

"Değilim Türkiye'de ki sadece iş adamları beni tanır ya da kara bela insanlar. Japonya da sebepsiz yere iş adamlarından daha çok kızların odağındayım" yandan bir bakış attım "bunu sadece işiniz için yaptığını düşünüyordum ama birilerinin egosu mu tatmin oluyor" o da bana baktı gülüp döndü önüne.

Uzun bir yolculuktan sonra "Geldik "dedi ikimizde uzun uzun karşımızda ki binaya baktık. Yıkık dökük bir binaydı
Osaka Eyaleti, Kaizuka Şehrindeki Tüberküloz Hastaları Hastanesi "burada olduğuna emin miyiz?" Ürkmüştüm. Bu hastane ile ilgili çok fazla şey duymuştum. Eyalet burada ki hayaletlere ev sahipliği yaptığını hatta Bina aslında bir okul için inşa edildiğini, bu nedenle de içinde bir yüzme havuzu ve duş salonlarının olduğunu söylüyor. Uzun süre sonrada tüberküloz hastaları hastanesi olarak hizmet vermeye başlamış. Binada hala tıbbi malzemelerin olduğunu bile iddia edenler var. Hastanede çok sayıda hasta ölümü gerçekleştiği için bu binada çok sayıda hayaletin yaşandığı da söyleniyor. "Eminim" dedi  hava kararıyordu kapıyı açıp arabadan çıktı ardından ben de  çıktım "burası ile ilgili hikayeleri biliyorsun değil mi?" Kafasını salladı "yani ölülerin hayaletlerinin gezdiğini" bana döndü ve yürümeyi bıraktı bende Aras Ayaz durunca durdum "korkuyor musun?" Omuz silktim "haaaa korkmak mı? Ne korkması? Ben çocuk muyum?" Onu beklemeden ilerledim kapıyı açtığımda açılma sesi ile korkup bir adım geriye gittim bir şeye çarptığım gibi çığlık attım. Arkamı döndüğümde Aras Ayaz arkamdaydı "ya mal mısın sen?! Neden arkamdan sesiz sesiz geliyorsun. Kalbim durdu!" Gülmesini bastırmaya çalışıyordu "gülme!" Önüme gelen saçlarımı geri attım "ilerle küçük hanım" dedi hâlâ gülüyordu.

ELZEMWhere stories live. Discover now