(11. Bölüm) YUÂN FÊN

542 33 3
                                    

Duvarların içinden geçmiştik ve şimdi bir odaya açılmıştı gözlerim odanın içinde dolandı siyah ve beyazdan oluşuyordu duvarlar simsiyah diğer her şey ise beyazdı masa sandalye bilgisayar ,duvardaki saat, takvim koltuk cidden her şey beyaz asansörden indi ve masanın arkasında kalan sandalyeye oturdu ben de içeri adım atıp koltuğa oturdum. Normalde masaya oturup cilve yapardım ama ne o bunu hak ediyor ne ben "açıkla koron" sesim oldukça emin çıkmıştı istediği buydu bana uyandığımda baktığı gözleri gördüm tüm ölümlerin arkasında ben varmışım gibi bakıyordu ya da aradığı şeyin derdinin hâlâ ne olduğunu çözememiştim. "Deniz suçlu ve biz senin sayende onu bulacağız" sesi en az benim ki kadar soğuktu bacaklarımı üst üste attım koltuğun sahibi benmişim gibi yayıldım ona rahatlığımla batmak istiyordum ama Hazer hiç oralı olmadı

sigara paketi çıkardı. İçinden bir tane sigara çıkardı dudaklarına doğru götürdü simsiyah olan çakmağını alıp sigarayı yaktı içtiğini ilk defa görüyorum. "Beni piyon olarak kullanmana izin vereceğimi mi sanıyorsun?" Duruşumu hiç bozmadım "sana fikrini sormadık" sinirlerime Hakim olamıyordum ama bunu ona belli edip istediğini ona veremezdim. "Hazer sen kendini ne zannediyorsun, hatta sen değil SİZ Japonya'dayım şuan ve sizin saçma oyunlarınız yüzünden" sesim bazen yükselmişti ama kontrol edebilirim. Ayağa kalktı karşımdaki koltuğa oturdu "Sende onlardan birisin değil mi?"

"Orada arkadaşlarına 'Kız bir şey bilmiyor' dedin az önce şimdi de bana gelip onlardan biri olduğumu mu söylüyorsun?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı güldü "hangi onlardan bahsettiğimi nerden biliyorsun?" Laf cambazlığı yapıp aklımı karıştırıyordu eğer böyle devam ederse en sonunda beni köşeye sıkıştıracak o yüzden kısa ve öz cevaplar vermeye çalıştım

"Tamam" dedim

"Ne tamam kabul mu ediyorsun?"

"Neyi?"

"Onlardan biri olduğunu"

"Bana kimlerden olduğumu düşündüğünüzü söylemediniz?" İstemsizce araya resmiyet girmiştim.

"Boş ver"

İşte şimdi zaferdi benim için
"Bir saat sonra toplantı var önemli bir toplantı istediğin kişinin asistanı olacaksın ve oraya gitmeden önce sana asistanlığını seçtiğin kişi yapman gerekeni anlatacak" kapıya doğru ilerledi arkasına döndü "ne bekliyorsun buradan tek başına çıkarsan dikkat çekersin yolda hem yapman gerekenleri de anlatırım." Ayağa kalkıp yanına gittim. "kimin asistanlığını yapacağımı seçmedim daha değil mi?" Onu arkamda bırakıp öne doğru bir adım attım o da arkamdan geldi bir süre sonra yan yana geldik asansörlerden birini çağırdı etrafıma baktığımda burası borsa şirketi gibiydi ama emin değilim asansörde ikimizde konuşmadık zemin kata geldiğimizde bana yol verdi ilk ben indim gelen geçen Hazer'e selam veriyordu insanlar dönüp bakıyordu bir an ilahınız geldi diye bağırmak istesem de yapmadım buradakilerin ilahi değil de benim Azrail'im olabilirdi.

Bazı çalışanlarda bana bakıyordu büyük ihtimalle dedikleri tek şey "bu kim?" Sorusuydu sahi ya ben kimim bir piyon mu yoksa günahkar mı?

Kapıdan çıktığımız gibi o samimi yüzünü bir kenara attı ve ciddi yüzünü takıntı Rolls-Royce model siyah bir arabanın önünde durduk. Elini cebine attı anahtar çıkardı ve sürücü koltuğuna oturdu ben de arka kapıyı açıp oraya oturdum arabayı çalıştırdığında konuşmak istedim bir kaç şey kafamı kurcalıyordu "bir şey soracağım?" Cevap vermedi ama sorumu beklediğini anlayabiliyordum "vazgeçtim."
Deyip kendimi koltuğa yasladım
###

Büyük bir alışveriş merkezinin önünde durduk kapıyı açıp indi gelip kapımı açtı "davetiye mi bekliyorsun?" Arabadan inerken "bir gün elimde kalacaksın ama hangi gün onu Allah bilir" kapıyı arkamdan kapatıp " burada Allah değil Tanrı diyeceksin" dalga mı geçiyordu benimle

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin