| DH - 31 | Facts |

3.8K 249 33
                                    

Merhaba arkadaşlar, ben geldim. Bölüm dün gelecekti ama biraz rahatsızdım bu sabah da hastaneye kaldırıldım falan çok ekşınlıydı sodjskjdjd Finale adım adım yaklaşıyoruz, her şey açığa kavuşuyor. Hisler, hareketler her şey açıkta. Bir tek Zayn'in yaptıkları saçma şuan. Kendi yazdığım karakterin hareketlerine de saçma diyorum sdskdjo Neyse vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

İyi okumalar!

Sabah gözlerimi açtığım anda, gülümseyerek bana bakan bir Malik görmemle kalp atışlarım hızlandı. Skype'i açık bıraktığımızdan karşılıklı uyumuş gibiydik. Dü dedikleri aklıma gelince yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve mırıldandım.

"Günaydın." Aynı şekilde o da gülümsedi.

"Günaydın." Allah'ım o ses neydi öyle? Nasıl sesti o? Yatakta doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum.

"Ne zamandır uyanıksın?" Bunu sorarken kafamı saate çevirmiştim.

10.32 Baya uyumuştum ama hala bitkin hissediyordum.

"Yarım saattir. Uyanmanı bekledim." Tebessümüne karşı tebessüm ettim. Her sabah böyle uyansam ne güzel olurdu. Yastığımda saçları fark ettiğimde Zayn'e çaktırmadan ellerimi oraya kaydırdım ve saçları toplamaya başladım.

"Eeee nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Ben de. Niall'ın nesi varmış?"

"Aşırı darbe almaktan beyni hasar görmüş. Biliyor musun, Melissa bunları duymasına rağmen Niall'ın yanına gelmedi."

"Açık konuşmak gerekirse onu sevmedim. Niall'ın sorunu ciddi mi?"

"Pek değil, ara sıra bayılabilir ve bu kafayla kendini yanlışlıkla öldürebilir. Bu yüzden sırayla ona bakıcılık yapacağız."

"Ciddi olamazsın" dedim gülerek. Bu bile beni yormuştu. Dudaklarını birbirine bastırdı ve tebessüm etti.

"Maalesef ciddiyim. Her neyse, şuan gitmeliyim."

"Pekalaaaa görüşürüz o halde"

"Görüşürüz. Ve benden asla utanma Mira. Saçlarınım dökülmesini bir daha benden saklamaya kalkışma." Ben daha bir şey diyemeden ellerime baktıktan sonra kapattı. Ve ben dakikalar boyunca öylece durdum.

***

Bu pantalon neden bana büyük geliyor? İyi de besleniyorum, neden kilo veriyorum? Yine sinirlendim.

Burada arkadaşım da yoktu, tek başıma alışverişe gidecektim. Homurdanarak bir tayt üstüne de tunik giydim. Converselerimi de ayağıma geçirdikten sonra yanıma çantamı alarak kapıyı açtım. Açmamla eli havada kalan Cenk karşıma çıktı.

"Buyur?" Dedim soğuk bir sesle. Dün hastalığımı öğrenir öğrenmez beni bırakışını unutmamıştım.

"Eee beraber takılsak mı diyecektim ama görünüşe göre bir planın var."

"Evet, alışveriş yapacağım."

"O halde seni götüreceğim yere yarın götürürüm. Şimdi, ben de alışverişine katılabilir miyim?"

Soğuk tavırlarımın aksine sıcak davranıyordu ve düşündüğüm gibi hastalığımı öğrenir öğrenmez benden soğumamıştı. Belki de o an aklı karışmıştı ve düşünmek için gitmişti. Sesimi biraz daha sıcak tutmaya çalışarak yanıtladım.

"Olur, ama madem geleceksin seçmeme yardım etmelisin."

"Unuttun mu, ben senin ruh ikizinim. Nasıl olsa zevklerimiz aynı." Dedi göz kırparak. Tamam, gerçekten yakışıklıydı. Zayn olmasaydı belki de onunla çıkabilirdim. Kapıyı kilitledim ve Cenk'in arkasından arabaya bindim. Biz şehire biraz uzaktık, bu yüzden yarım saatlik bir yol bizi bekliyordu. Cenk arabayı çalıştırırken radyoyu açtı. Kulağıma Sia'nın mükemmel sesi dolunca gülümsedim.

Didn't Happen / ZMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin