81 Final Part II

Começar do início
                                    

Gözlerimi açıp kaparken demir derin bir nefes alıp durunun minik bedenini havaya kaldırdı ve "seni tabi ki bebeğim. Hem de her şeyden çok" diyip hoplattı ve bedenini aşağıya indirip sıkıca sarıldığı gibi öptü.

İçimde engel olamadığım kıskançlığımla onlara bakarken demir, duruya çaktırmadan elimi tuttu yorganın altından. Parmaklarıma dolanan parmaklarını bırakmak istemezcesine sıkarken bana sevgi dolu bir öpücük yolladı. Onu karşılıksız bırakmazken duru olaya yine müdahale edip elini babasının çenesine koydu ve yüzünü kendine doğru çevirdi. Gözlerimi devirdim. Bu bacaksızla cidden işim vardı.

"göydün mü göydün mü çatla patla anni" durunun keyifli sesi bana nispet yaparken demir bebeğimizin minik bedenini aramıza yatırıp gıdıklamaya başladı. 4 yaşındaki kızımızın şen kahkahası her yanımızı sarıp bizi bu dünyadaki en şanlı insanlar gibi hisseytirirken sevgiyle hem onu öptüm hem de nefeslerine dikkat ederek gıdıkladım.

Seslerimize koşan truvada yatağa zıplayıp en iyi arkadaşını bizim ellerinizden almak için olaya dahil olurken harika bir sabaha imza atmıştık.

#####

"duru hadi kızım bırak truvayı da kahvaltıya gel bebeğim" sofraya elimdeki börek tabağını bırakırken masanın başında oturan oyunbaz kocam beni kolumdan çekip kucağına düşürdü. Şaşkın minik çığlığım salonda yankılandığında "bak şimdi nasıl geliyor minik kızımız" diyip güldü ve elini kalçama artıp boynuma bir öpücük bıraktı.

"duru baaakk" dememle durunun masmavi gözleri bize döndüğünde şaşkınlıkla gözleri iri iri açıldı.

"sen gelmezsen yerin boş kalır ve annen hemen orayı kapar prensesim. Biliyorsun hiç bir fırsatı kaçırmaz" diye demirle her sabah duruyu masaya çekmek için istisnasız oynadığımız oyunu yine sergilerken kızımız yine buna düştü ve "hayıy babi benim" diye çığlık atarak truvayı korkuttuğu gibi ayağa kalktı ve koşarak masaya geldi.

Gelmesiyle beni babasının kucağından iterken kızıma doğru eğilip kocaman öptüm ve istemeye istemeye yerimi ona bıraktım.

Bazen bazı kaybedişleri kabullenmek gerekirdi. Feriştahı gelse beni demirin kucağından alamazdı ama kendimden çıkan bu minik cadıya mecburen yeniliyordum. Anaydım ben ana ve bir ana olarak kızıma kıyamamam çok normaldi..

"heykes kendi yerine anniş" diyip nispet bir bakışla bana yandan yandan baktı. Ona dil çıkarmamla o da bana dil çıkarırken "kız koparırım o dili annen var senin karşında" dememle yüzümü ciddi tutarken gülen tatlı yüzü soldu.

"özür dilerim anne bir daha yapmam" diye mırıldanınca hemen gülümsedim. Ciddi yüzüm lina da hiç işe yaramıyordu ama allahtan duruda işe yarıyordu.

"sorun yok bebeğim hadi kahvaltına başla" ona doğru eğilip sarı saçlarından koklayarak öptüm.

Yüzümde huzurlu bir gülüşle yerime çöküp babasının kollarında keyifle kahvaltı yapan kızıma ve onu her sabah yüzünde kocaman bir sevgiyle doyuran kocama baktım. O da bana bakıp gülümsedi. Her zaman olduğu gibi durunun arkasından ağzıma peynir uzatıp seni de unutmuyorum sinyali veren kocama gülümsedim.

Kızım ve kocam benim bu hayattaki cennetimdi ve ben geçen şu 4 yılda herşeyi kusursuz yaşayan şanslı bir kadındım.

"yaptığını görüyorum babi" duru en sevdiği şey olan çikolatalı krepini ağzına teperken bilmiş bilmiş konuştuğunda demirle birlikte güldük.

"ee ama anne aç mı kalsın kızım"

"anni kendi yiyebilir babi" diyip göz devirdi bacaksız.

"birincisi babaya göz devrilmez ikincisi küçük hanım annen benim elimden yemeyince doymuyor biliyorsun"

ASYA (TAMAMLANDI)Onde histórias criam vida. Descubra agora