O günün üzerinden tam, 4 ay geçmişti.

Fakat hiçbir atakta bulunan olmamıştı. İzmir'den döndükleri gün almışlardı çok öfkeli olmalarını sağlayan o haberi. Sözde Adel ve Kerem'in yerine geçmek isteyenler vardı. Ama görünürde de hiçbir hareket olmamıştı. O ikisi tuzla buz olmuşlardı sanki. Hiçbir yerde hiçbir ize de rastlamamışlardı. Çok düşünmüştü bunları genç kız. Tabii beraberinde Kerem ve diğerleri de. Sonra da boşvermişlerdi. Belki akılları başlarına gelmiş, ve istediklerini alamayacaklarını idrak etmişlerdi. İntikam Meleği ve Şeytan'ın, sonucunda da onlara çok ağır bir ceza vereceklerini anlayıp korkmuşlardı belki de.

Çünkü şimdiye kadar herhangi küçükte olsa bir atakta bulunmazlar mıydı? Artık bu durumu düşünmeyi bile bırakmışlardı. Artık hep iyiyi düşünecekler, güzel şeylerden bahsedeceklerdi. Anlamışlardı ki, her kötüyü düşündüklerinde mutlaka kötü bir şey oluyordu. Onlar artık mutlu olmak istiyordu.

Tahii bitmek bilmeyen düşmanları buna izin verirlerse...

O ikisinde düşman eksik olur muydu?

"Acaba Kumsal abla hazırlanmış mıdır?"

Hira'nın o derin sessizliği bozmasıyla birlikte bütün bakışlar ona gitti. Bugün Serhat abisi ve Kumsal ablası evleniyordu. İkisi de çok heyecanlı olmalılardı.

Hira'nın sorusuna cevap veren Defne olmuştu. "Hazırlanmıştır çoktan. Onun yanında olabilirdik şu an ama uzak mesafede. Biz en iyisi direkt düğün salonuna gidelim."

Düğün salonu daha yakınlarındaydı. Kumsal'ın yanında da şu an Selin vardı. Hazırlanmış ve çoktan soluğu yanında almıştı. Bu mutlu gününde yalnız bırakmak istememişti. Diğerlerinin gelemeyeceğini biliyordu. Çünkü birininde düğün salonunda olması, hazırlıklara yardım etmesi gerekiyordu. Gerçi Kerem ve Adel'in aileleri oradaydılar ama ne olur ne olmazdı.

"Heyecanlı mısın Kumsal abla?" diye sordu Selin. Ne kadar heyecanlı olduğunu görebiliyordu ve bu soruyu sormaktaki amacı da onu lafa tutup heyecanını bir nebze olsun unutturmaktı. "Heyecanlıyım. Hem de çok heyecanlıyım." diye yarım ağız bir gülümsemeyle cevap verdi.

Selin şöyle bir baştan aşağı süzdü onu. Gerçekten çok güzel bir gelin olmuştu. Genç kız onu görür görmez hayran kalmış ve ilk bunu dile getirmişti. Gelinliği kabarık, kalın askılı, v yakalıydı fakat göğüs hizasına kadar uzanıyordu. Açıkta kalan boynuna ise kelebek uçlu, zarif bir kolye takmıştı. Ayakkabısı ise tabiki beyaz ve çift fakat çapraz kemerliydi. Gelinliğin kabarık olan yerlerinde tek tük danteller vardı ve ona çok yakışmıştı.

Selin'de tercihini siyahtan yana kullanmıştı. Giydiği elbise siyah, tek omuz, kısa bir elbiseydi. Tek omuzlu olan bu elbisenin omzunda damla şekilli bir dekoltesi vardı ve dizlerinin üzerinde bitiyordu. Kısaydı. Haddinden fazla kısaydı ve Arel'in herhangi kötü bir şey söylememesini umuyordu. Saçlarını da yukarıdan at kuyruğu yapmış ve elbisesine nazaran açık tonlarda bir makyaj kullanmıştı.

************

Düğün salonu çok hareketliydi. Herkes bir o yana bir bu yana koşuşturma peşindeydi. Daha çok altın rengine ağırlık verilmiş, her yer sarı renklerine sahipti. Salon çok büyüktü. Tavanını beyaz avizeler süslüyordu. Her masanın ortasında birer saksı çiçek vardı. Masalar da salonun içini olduğu gibi çok güzel süslenmişti. Süslemeler ve görüntü bir harikaydı. Çok güzel ambiyans sağlamışlardı.

Tam Serhat'ın istediği gibi...

Kızlar da çabuk bitmesi için çalışanlara yardım ederlerken erkekler de salon girişinde göründü. Kerem, Enes, Araf, Murat ve Arel. Kerem'in ikizi Kerim'de yolda olduğunu söylemişti.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now