3 Bölüm.

37 10 4
                                    

Buğra'nin anlatımı ile;

Adem Amcalar evlerine dönmüş ben yine bir başıma kalmıştım bu memlekette, buraya bir o kadar tanıdık bir o kadar yabancıydım. Günler okullarla, işlerle geçip gidiyordu. Ama yinede pes etmek bilmeyen bir tarafım vardı. Herkes tarafından olgun biri olarak bilinirim ama kimse bilmez ki hayatın çocukluğumu elimden alıp beni olgunlaşmaya mecbur bıraktığını. Hayallerimi bir kenara bırakıp ailem ve kendim için hayata tutunmuştum. Çok yorgun olmama rağmen tükenmemişti umutlarım. Ama inanıyordum başaracaktım yenecektim bu hayatı.

Nişan zamanı gelip çatmıştı Demirhan abiler gelip yavaş yavaş başlamıştı hazırlık, Demirhan abi *Hadi gel Buğra birazcık gezelim *demişti, kafa dağıtmak için evet demiştim ama sevdiğinin yanına gidebileceğini unutmuştum, İlk işimiz oraya gitmek olmuştu, kapının önünde saatlerce sevdiğini görmesini beklemiştim. Sonunda gidebilmiştik oradan.

Belki kafamı dağıtırım diye gittiğim yerde iç sesim rahat bırakmamıştı bu sefer, susmak bilmeyen sesler beni bitirmeye başlamıştı, Demirhan abi bir şeyler anlatıyordu ama bir türlü duyamıyordum onu, çok yorgundum artık birinin artık beni anlamasına dinlemesine ihtiyacım vardı ama kimseye bu denli yanımı gösteremiyordum çünkü biliyordum anlamak isteyen çoktan anlardı. Demirhan abi bir şey olduğunu anlamış olacak "Dinlemiyor musun beni, bir sorun mu var Buğra* demişti, *Yok abi birazcık halsizim sadece *diyip geçiştirmiştim oysa halsiz değil karışıktım duygularım karışmış, bedenim çökmüştü ama kimsenin ruhu duymuyordu. Daha fazla dayanamayıp *Demirhan abi eve gidelim mi abi ben biraz halsiz hissediyorum kendimi* demiştim ki *Gidelim, de dinlen hemen gözlerin küçülmüş dinlen biraz*demişti hayat izin verirse tabi dinlememe dinlenecektim.

Eve geldiğimiz de balkon da öyle duruyordun, yürüyüşünden anlamıştım sen olduğunu ilk başta, umutlanmak istemedim umut edip de umutlarımla boğulmak istemedim, ama Demirhan abinin *Hoşgeldin İpek abiciğim *demesi ile kalbimin ritmi artmıştı, gelmiştin sen gelmiştin, rüya sandım inanamadım geldiğine ama sendin İpek gelmiştin sonunda. Hoşgeldin demek istiyorum ama kelimeler ağzımızdan çıkmak bilmiyordu sanki boğazım düğümleniyordu Kalb ritmim hızlanıyordu, bana bakıyordun kapıda durmuş, öyle tatlı öyle güzel bakıyordun ki o bakışlar sadece bana özel olsun istedim tek ben göreyim bütün dünya kör olsun istedim. *Hoşgeldin İpek* diyebilmiştim çıkmıştı bu iki kelime ağzımdan ama senin *Hoşbuldum abi* demen ile keşke çıkmasaydı demiştim bu iki kelime daha fazla dayanamayıp ayrılmıştım yanından. Hiç acim yokmuş gibi birde sen gelmiştin, hayallerim de öyle güzel duruyordun ki keşke hep hayallerim de kalsaydın en azindan kalbimi kıramazdın. Ama merak etme benim kendime bir sözüm var aramıza mesafeleri, soğukluğu ben koyacaktım.

Sen deniz ben baliktim, senin bir sürü balığın vardı ama benim ise sadece bir denizim.

Seninle sürekli konuşmak için adım atmaya çalışsam da her bir denemde başarısız olup dururdum bir köşe de yengenin kardeşi ile sohbetini hep kıskanıp dururdum çünkü onunla öyle güzel konuşup anlaşırdın ki benimle niye öyle olmadığını sorgular dururdum.

Nişan alışverişi yapıp geldiğiniz de mersk etmiştim ne giyeceğini sana yakışır yakışmayacağını kıskanctım ama tek sana sadece sanaydı bu kıskanmalarım.

Nişan günü:

Kuaförden geldiğin de tekrar ve tekrar bakıp duruyordum öyle güzeldin ki, nişanın en güzel kızı sendin bundan hiç olmadığım kadar emindim, gözlerimi bir türlü sende alamıyordum bunu kuzenim farketmiş olacak ki yanıma gelip *Gözlerini ondan alamıyorsun ams o hiç sana bakmıyor *demişti bu sözleri canımı yakmıştı, hiç istemesem de ona hak vermeyi haklıydı, *Bu seni ilgilenmiyor Hatice git kendi işlerinle uğraş *diyip ayrılmıştım oradan, ne vardı ki bir kere bana baksa, bir kere gülse yüzüme delirmek üzereydim bitmiş tükenmiştim ona ihtiyacım vardı bana ilaç olmasını isterken daha çok zehir oluyordu.

Aşk mevsimi 2018Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum