34- Evliliğin Zamanı

521 35 0
                                    

Bir dal sigara, bir çakmak, kül tablası, açık cam, karanlık gökyüzü, türk kahvesi. Her şey hazır. Telefonu elime alıp çok sevilen türkülerden birini de açıyorum. Hem çok duygu yüklü, hem de çok heyecanlıyım.

Çalan türkü alıp uzaklara götürürken beni türkünün etkisiyle dökülen gözyaşlarım sicim gibi yanaklarımdan aşağıya doğru süzülüyor. Bu tek kişilik dertleri bırakma ayinime önce sigarayı ağzıma yerleştirerek başlıyorum. Ardından çakmağı çakıp sigarayı yakıyorum.

Hiç sigara içmemiş biri olarak bu kısma kadar her şey çok havalı. Şimdi ilk nefesi içime çekmem gerekiyor ki en korktuğum kısım da burası. Öksürmek istemiyorum ama ağız dolusu dumanı içime çektiğim an öksürük krizine giriyorum. Türkü bir yandan sigaranın dumanı bir yandan boğuyor beni. Sigarayı kül tablasına gelişigüzel bırakıp öksürmeye devam ediyorum. O sırada zil çalıyor.

Dertleri bırakmak benim neyime diyorum içimden. Çarçabuk dumanı elimle açık cama doğru savuruyorum. İçemediğim sigarayı kül tablasında söndürüp, tekrar derin derin nefes alıp öksürdükten sonra gözlerime yeni eklenen yaşlarla kapı deliğinden bakıyorum. Murat. Panikle atıyor kalbim. Sanki sigara saklanılması gereken ayıp bir şeymiş gibi ne yöne gideceğimi şaşırıyorum.

Gözyaşlarımı aceleyle silip arkamdaki portmantonun aynasından kendimi düzeltiyor ve kapıyı öyle açıyorum.

"Merhaba." diyor. Kaşlarını kırıştırıyor bana bakarken. Tekrar öksürüp öyle cevap veriyorum.

"Merhaba." İçeriden gelen türkü sesi de konuşmamıza eşlik ediyor. Bir koşu gidip türküyü kapatmak isterken "İyi misin?" diye soruyor.

Bedenimle içeriyi saklamaya çalışarak
"İyiyim. Evet." diyorum. Yeniden öksürüyorum.

"Sigara mı içiyordun?" Suratına yayılan aydınlanma ifadesi ile bana bakıyor. Derin bir nefes alıp bedenimi serbest bırakıyorum kapıyı da biraz daha aralayarak.

"Farklı bir şey denemek istedim. Bundan Meryem teyzeye ya da anneme bahsetmezsin değil mi?"

Gülüyor. Gülüşü öyle güzel ki; o gülerken bakışlarım istemsizce dudaklarına ve gülümserkenki kırışan yanaklarına kayıyor.

"İlk kez mi içiyorsun?" Şaşırıyor.

Başımı evet şeklinde sallıyorum.

"Neden? Yani neden sigara içmek istedin?"

Yüzüne bakıyorum. Yeniden gözlerimdeki yaşlar yanaklarımdan aşağıya doğru akıp gidiyor.

"Türkü efkarlandırır, sigara da efkar dağıtır dediler."
Omuz silkiyorum.

"Kim dedi?" Omuzlarını yukarı kaldırıp ellerini cebine yerleştiriyor.

"Arama motoru." Yeniden gözlerimi kırpıştırıyorum. "Yani dertler nasıl bırakılır diye yazınca ilk sırada sigara vardı."

"Pek işe yaramamış sanırım." Bakışlarını kaçırıyor.

Gözlerimdeki yaşları üzerimdeki eşofmanın kollarına silip gözlerimi kırpıştırıyorum yeniden. "Türkünün efkarlandırdığı kısmı doğru da sigaranın pek efkar dağıttığını söyleyemeyeceğim."

Bir süre konuşmadan öylece duruyor.
"İkinci sırada ne var?"

"Alkol." diyorum hemen. "İkinci sırada alkol, üçüncü sırada psikolog, sonraki sırada da intihar."

Gözlerini kocaman açıp bana uzun uzun bakıyor.

"Neyse, bir şey mi oldu?" diyorum konuşmayınca.

Görevimiz Mutluluk 2Where stories live. Discover now