30- Karalamak

445 40 5
                                    

"Sana defalarca söyledim ondan uzak dur diye. Bir de onca şeyden sonra seninle yapamam demek nedir Kenan? Bütün yolları kapatmışsın. Şimdi karşıma geçip bana Bade'yi sormaya kalkma sakın! Artık Bade made yok!"

Sude bu Bade meselesinden bıkmıştı artık. Kenan'ın Bade'yi bir an önce unutup çabucak toparlanması için elinden ne geliyorsa yapacaktı.

"Ne demek yok! Ondan haber almazsam yaşayamam Sude."

Kenan henüz Fatih'in Sude'yi sakladıklarından dolayı bıraktığından ve dolayısıyla Bade'den birinci kişi olarak haber alamadığından bihaberdi.

"Bunu o zaman düşünecektin." dedi Sude öfkeyle.

"İyi mi, sadece onu söyle." Kenan'ın üzüntüden bitap düşmüş sesi karşısında Sude daha da öfkelendi.

"Ne dememi istiyorsun Kenan? İçi kan ağlıyor, aklını kaybetti, ağlamaktan kör oldu mu? Bade'yi tanımıyormuş gibi konuşma, bulur işte yakında birini, unutur her şeyi."

Sessizlik. Bu çıt çıkmayan zaman diliminde Kenan bunun doğru olabilme ihtimalini düşünüyordu. Gerçekten başka birini bulur muydu Bade? Başka birini sevebilir miydi? Başka birini onu arzuladığı gibi arzulayabilir miydi?

"Ne zannediyordun?" diye devam etti Sude. Kenan'ın üzerine gitmeye kararlıydı. "Onca şeyi ona söyledikten sonra sana gitme diye yalvaracağını mı? Bir de Belma yanındaymış. Yahu hem onsuz yapamam diyorsun hem kızın yanına Belma'yla gidiyorsun. Yok, ben Bade'nin yerinde olsam seni net unuturum."

Kenan'ın içi cehennem kadar yanıyordu.
"Sude yeter! Yaşamak istemeyen birine bunları söyledikçe ne olur biliyor musun?"

Ağlamaya başladı Sude. Sinirleri iyiden iyiye bozulmuştu.
"Kenan, artık dur! Bak sakin sakin söylüyorum. Belma'yla mı hayat kuruyorsun, başkasıyla mı bilmem ama artık Bade yok. Sil onu kafandan. Unut artık. Sen ve o zaten hiçbir zaman olmazdı."

Kenan telefonun diğer ucunda dirayetini korumak için kendini inanılmaz zorluyordu.
"Yapamam Sude, neden anlamıyorsun?"

"Yapmak zorundasın çünkü. Herkesin iyiliği için bunu yapmak zorundasın. Bak ben de iyi değilim. Fatih... Senin, yani sizin hakkınızda sakladığım şeylerden dolayı ayrılmak istiyor benden."

Kenan derin bir nefes bıraktı.
"Üzgünüm."

"Ben de öyle. O yüzden bırak artık Bade'yi."

Bu durumu bir şekilde hızlıca düzeltmeliydi Kenan. Bade olmadan geçirdiği her an hayatı için hezimetten başka bir şey değildi. Sanki onu ilk gördüğü andakiyle aynı hal içindeydi. O zaman sevdiği kadını başka birine kaptıran Kenan şimdi de aynı şeyi yaşamak üzereydi. Aynı hatayı ikinci kere yapmayacaktı. Bir süre düşündükten sonra aniden "Atilla'yla konuşacağım." dedi.

Sude kalbini tutarak konuştu.
"Kenan sen delirdin mi? Adam daha yeni uyanmış, üstelik Bade için ölümü göze almış ve sen gidip Bade'yi seviyorum mu diyeceksin? Hem de bir abi olarak. Delirdin mi gerçekten?"

"Evet, delirdim." diye haykırdı. "O gittiğinden beri dakikalar geçmiyor. Ölüyorum anladın mı? Dayanamıyorum. Artık hiçbir şey umrumda değil. Yaktım gemileri."

"Kenan bak yapma, işler daha da b*ka saracak. Adam akıllı düşün. Hem Bade'yi hem kardeşini kaybedeceksin. Bu yaptığın şeyin bir sonucu olmalı öyle değil mi?"

"Ne olacaksa olsun artık. Böyle yaşamak istemiyorum anlıyor musun? İstemiyorum!"

Telefonu kapatır kapatmaz Sude onu yeniden aradı. Telefonuna ulaşılamıyordu.

Görevimiz Mutluluk 2Where stories live. Discover now