episode 7

7K 685 299
                                    

Hava soğuktu, gecenin karanlığını sokaktaki lambalar aydınlatıyordu. Solo Bar'ın da canlılığını dans ve müzikler sağlıyordu.

Han'ın yine misafirleri vardı ve onlarla ilgileniyordu. Minho ise her zaman ki gibiydi. Daha sonra yanına Han geldi ve oturdu.

Han: "Ayık mısın? Biraz konuşalım, kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."

Minho: "Tabi bebeğim şunu da denesene tadı çok güzel."

Han: "Bu gece sarhoş olmamalıyım."

Minho: "Neden ki? Hadi bir yudumcuk sana bir zararı olmaz."

Han: "Hayır. Onun yerine başka bir şeyin tadına baksam?"

Minho gülümser ve Han'ın dudaklarına yaklaşır.

Minho: "Emin misin?"

Han: "Her zamankinden daha çok hem de."

Daha sonra birden yanlarına Felix gelir.

Felix: "Hyung sana bir şey söylemem lazım. Bölüyorum ama..."

Minho: "Evet bölüyorsun çilli çocuk, sahnede olman gerekmiyor mu senin? Bizi bi salsan."

Felix kafasını aşağı eğer.

Han: "Minho susar mısın, boş boş Felix'e atarlanma. Ne oldu Felix?"

Felix: "Bugün gelicek olan dj...son dakika bir işinin çıktığını söyledi."

Han: "Ne yani şimdi ortada bir dj falan yok mu?"

Felix: "Malesef..."

Han: "Sikiyim böyle işi."

Minho: "Koca barda bir tane bile dj'lik yapabilen biri yok mu? Vardır ya."

Han: "Düşünmem lazım."

Bir süre ortam sessizleşir.

Han: "Felix, dj ne zaman sahneye çıkıcaktı."

Felix telefonunu çıkarır ve saate bakar.

Felix: "22.30'da , yani yarım saatimiz var."

Han: "Şuan da sahnedekileri biraz daha kalmaları için ikna edemez miyiz peki?"

Felix: "Sanmıyorum mola vermeden 2 saat sahnedelerdi ve şuan çok yorgunlar, bakışlarından belli."

Han: "Anladım, senin aklına bir şey geliyor mu peki?"

Minho lafa atılır.

Minho: "Benim mi? Aslında bende yapabi-"

Han: "Hayır."

Minho: "Ama bitirmeme izin vermedin ki."

Han: "Hayır dedim. Felix, soruyu sana sormuştum."

Felix: "İşe yarar mı bilmiyorum ama bir fikrim var."

Han: "Söyle sen."

Felix: "Konservatuarda iken dj'lik için eğitim almıştım belki bir gün işe yarar diye."

Minho: "O gün bugün işte bebeğim!"

Minho bunu coşkulu bir şekilde söyler

Han: "Felix, emin misin? İstemiyorsan yapmak zorunda değilsin biliyorsun."

Felix: "Bugün önemli misafirlerin var Hyung, elimden geldiğince sana yardım etmek istiyorum."

***

Hyunjin ve Jeongin arabaya binmişlerdi. Yol sessiz ve sakindi, Jeongin arabayı kullanıyor Hyunjin ise dışarıya dalmış bir şeyler düşünüyordu. Jeongin sessizliği bozmak için lafa girdi.

Jeongin: "Bu akşam çok güzeldi."

Hyunjin: "Evet, bende çok keyif aldım."

Jeongin: "Minho olsa daha güzel olurdu tabii."

Hyunjin: "Bir daha ki sefere o da bizimle beraber olur. Sonuçta artık Kore'desin değil mi?"

Jeongin: "Evet, yani şu anlık böyle."

Hyunjin gülümsedi sonra tekrardan gözlerini dışarıya doğru çevirdi.

Hyunjin bir şeyler düşünürken birden cebinde bir titreşim hissetti ve irkildi ama belli etmedi. Sonra cebinden telefonunu çıkardı. Arayan Minho'ydu, Hyunjin telefonu açtı.

Hyunjin: "Efendim Minho, bir şey mi oldu?"

Minho: "Evet bir şey oldu! Her zaman içtiğim içkilerden kalmamış ve Han haftaya kadar gelmeyeceğini söyledi."

Hyunjin: "Keşke benimde tek derdim istediğim içkinin olmaması olsa..."

Minho: "Bu dert edilecek bir sorun Hyunjin bu arada Jeongin yanın da mı?"

Hyunjin: "Her neyse...evet yanımda neden ki?"

Minho: "Solo Bar'a gelsenize çok sıkıldım."

Hyunjin: "Biricik sevgilin Han yanında değil mi?"

Jeongin konuşmalara ister istemez kulak misafiri oluyor bu yüzden arada kıkırdıyordu.

Minho: "Her gün siktiğimin misafirleri geldiği için baş başa kalamıyoruz kendisiyle."

Hyunjin: "Çok üzüldüm."

Minho: "Ya Hyunjin dalga geçme, geliyor musunuz gelmiyor musunuz?"

Hyunjin: "Bekle, bana 1 dakika ver."

Hyunjin, Jeongin'e baktı.

Hyunjin: "Jeongin istemiyorsan gitmek zorunda değiliz hem eve de yaklaştık."

Jeongin: "Hayır hayır sorun değil. Hem barın verdiği hava çok hoşuma gitmişti."

Hyunjin: "Tamam sen nasıl istersen."

Hyunjin, Minho'ya geleceklerini söyledi ve telefonu kapattı.

***

Felix kuliste oturmuş sahnede çalacağı şarkıları toparlıyordu. Biraz da olsa gerilmişti ama bir yandan da Han'ın ona güvenmesi, Felix'i gururlandırıyordu.

Sahne boşalmıştı. Felix sahnenin merdivenlerini emin adımlarla yavaşça çıkmaya başladı. Sahneye çıktığında etrafa göz gezdirdi. Gözü barın kapısına kaydı, Hyunjin'i gördü yanında da geçen gördüğü tanımadığı adam vardı.

Felix, Hyunjin'e bakarken Hyunjin de onu fark etti ve Felix'e gülümseyerek el salladı. Felix ise gülümsemesi daha da büyüdü. Daha sonra kulaklığında Han'ın sesini işitti.

Han: "Artık başlayabilirsin Lee, heyecanlanmana gerek yok rahat ol sana güveniyorum."

Felix: "Bu geceyi en iyi şekilde kapatıcam emin olabilirsin Hyung."



Selamlar ilk önce bölümün neden bu kadar geciktiğin, açıklamak istiyorum son bir kaç gündür çok hastayım yataktan bile kalkamıyordum bugün daha iyiyim ve biliyorum bölüm kısa oldu ama çok fazla yb istediniz. Aklımda daha uzun bir bölüm yazmak vardı ama sizi kıramadım. Bu arada fic 10B okumayı geçmiş çok teşekkür ederimmm. Ayrıca geçmiş olsun dilekleriniz içinde teşekkür ederimm oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın çok öpüyorum siziii

(Belki bilmeyenler için Hyung kelimesini açıklamak istiyorum korede erkeklerin kendilerinden büyük erkeklere hitap şekli.)

sosyal medya hesaplarım

tt: httpss.fi3

insta: httpss.fic

<3

Change MeWhere stories live. Discover now