"Feray... seni bir bulayım varya, ilk o iti sonrada sana gününü gösterecem." Fısıltı halinde çıkan sesi ile tekrar güzel karısının resmine döndü.

.
.
.
.

Welat ağa en yakın arkadaşı olan Eray ile geldiği tepede elindeki bira'yı yudumluyor. Bir yandan da düşünüyordu.

Eray ardadasininnbu haline uzulsede bazen hak eti diyiyordu.

"Aga be ben onu nasıl dedim..." dedi hüzün ile Welat ağa. Elindeki biradan bir yudum daha aldı. Başını gök yüzüne kaldırıp baktı.

"Olum, ben ona bir şey olacak diye peşinden ayrılmazdım lan... Ona biri bakar. Nr bileyim belki başına bir şey gelir..."

"Welaat yeter içtin!" Uyarı dolu sesi geldi Eray'ın. Welat ağa ona göz ucu ile bir bakış atıp tekrar gökyüzüne döndü.

"Bırak olsun lan. Benim için yanıyor içim." Boşta kalan eli ile göğsüne vurdu.

"Benim bura öyle bir yanıyor ki anlatama olum sana." Elindeki birayı yanın akıydı ve uzatı dizlerinden birinikendine çekip elini üzerine koydu. Basını arabanın kapotuna yasladı.

"Hayat bana niye hep zalim davrandı?" Kendi kendine konuşuyordu Welat ağa. Eray artuk onun bu galerine alıştığı için elindeki telefona bakktı.

"Gariban birini kim sever ki?" Eray göz ucu ile Welata baktı.

"Ben bile kendimi sevemedim. O beni nasıl sevsin?" Sesi biraz yüksek çıktı.

"Welat tamam." Dedi Eray. Welat göz ucu ile Welata baktı. "Insan yaşamadığı açıyı nerden anlaşın ki?" Erata sorduğu soru ile Eray kaşlarını çatı. Elindeki telefonu kapatıp kucağına koydu.

"Welat delirdin mi sen? Ne bu laflar böyle? Demiyom demiyom ama sen böylemi bulacaksın karını? Ağlayıp zırlayıp birine olmadık yerde hesap sorarak mı?"

"Ne yapayım abi. Şöyle onu yapayım? Elimden nerdeyse dokuz aydır hiç bir bok gelmedi. Şimdimi gelsin? Bakmadığım yer. Atamadığım delik. Kaldırmadım taş kalmadı."

Welat ağa hırıltılı bir soluk verdi.

"He abi Şöyle hemen şimdi gidip onu yapicam." Eli ile ileriyi gösterdi. "Şöyle hemen şimdi gidip yapayım. SÖYLE."

Son cümlesinde bağırdı.

Eray gözlerini bir kaç saniye kapatıp açtı.

"Abi benim elimden bir bok geliyor ki? Bu da gelsin." Eray çatığı kaşları ile biraz daha döndü dostuna.

Dostu ilk defa kendine karşı bu kadar acıktı.

"Eray oğlum lan. Ben daha kendi kardeşime bile sahip çıkamadım. Ölüm benim erkek kardeşim evi terk edip nerde olduğunu bile bilmediği bir kızın peşine düştü."

Eray saskinligin zirvesini yaşıyordu. Biliyordu bir erkek kardeşi olduğunu ama onu iş için yurt dışında sanıyordu. Ilk defa öğrendiği gerçekler ile bir tik yaklaştı dostuna.

"Benim kardeşim olmadık bir kız için kendini feda eti. Şimdi oda yok. Karımda yok."

Welat boğazına oturan yumruğu tutunarak yok eti.

"Biri beni en ihtiyaç duyduğum zamanda terk eti. Diğeri ise beni rezil eti."

Eray kimin kime ait olduğunu az çokta tahmin ediyordu.

"Akif beni hiçe saydı giti. Altı yıldır da ortada yok. Ne bir telefonu. Nede bir haberim var."

Eray çok şaşırdı. Akifi yılardır yurt dışında şirketlerin başınd anlamayı ve bu coğrafyadan uzakta kendine yeni bir hayat kurduğunu biliyordu tüm Adıyaman.

BERDELOnde histórias criam vida. Descubra agora